İmpala - Dünya Gibiyiz - traduction des paroles en anglais

Paroles et traduction İmpala - Dünya Gibiyiz




Dünya Gibiyiz
We're Like the World
Geçmiş ve geleceği birbirinden ayıran tek çizgi içinde bulunduğumuz andı... Ve biz o çizginin kendisinden çok onun birbirinden ayırdıklarıyla ilgileniyorduk...
Past and future, divided by a single line, the present moment... And we were more interested in what this line separated, than in the line itself...
Bizim en büyük hatamız insanlara güvenmekti
Our biggest mistake was to trust people
Attığımız yanlış adım bi başkasına özenmekti
Our wrong step was to envy someone else
Yolun sonu bi başka kadına direnmekti belki
Maybe the end of the road was to resist another woman
Dünyadan biraz sevgi dilenmekti
To beg for a little love from the world
Aynalarsa dürüsttür ona dürüstçe bakarsan
Mirrors are honest, if you look at them honestly
Ve hatamız aynalarda başka birini görmekti
And our mistake was to see someone else in the mirrors
Suçumuz ölmekti, amaçları gömmekti
Our crime was to die, their purpose was to bury
Geriye bıraktığımız yamalı bi kaç parça gömlekti
What we left behind was a few patched shirts
Hayatın nefretiyle baş etmek birini sevmekti
Dealing with life's hatred was to love someone
Ve sevdik elbet geriye kalan saçlarını özlemekti
And to love, of course, was to miss their hair
Yalnızlığım boş bi garda tren beklemekti
My loneliness was like waiting for a train in an empty station
Yaptığım en iyi şey insanların dertlerini dinlemekti
The best thing I did was to listen to people's troubles
Ne de olsa zor insanları sevmek
It's so hard to love difficult people
Kirli ellerimle hayatlara değmek
To touch lives with dirty hands
Böyle hayatın yağmurları seyrek olur elbet
That's why life's rains are rare
Kendi etrafında dönmek zor
It's hard to turn around yourself
Dünya gibiyiz
We're like the world
Hepimiz mavi bi yalancıyız koca karanlığın içinde
We're all blue liars in the vast darkness
Soruyorum sana buradaki işin ne?
I ask you, what's your job here?
Dünya gibiyiz
We're like the world
Hepimiz mavi bi yalancıyız koca karanlığın içinde
We're all blue liars in the vast darkness
Sakın sesini çıkarma bi korku var içimde!
Don't make a sound, there's a fear inside me!
Hayatın tecrübeleri nasırlı ellerinde bi amcanın
Life's experiences, like calloused hands of an old man
Ve yanlışımız o elleri öpmemekti
And our mistake was not to kiss those hands
Görmemezlikten gelip de geçtik elbet
We ignored them and moved on
Umudumuz onlar gibi düşmemekti
Our hope was not to end up like them
Belki kendi kendimizle hesaplaştık
Maybe we've come to terms with ourselves
Bi gece yarısı sahilde soğuk bi rüzgar boynumuzla selamlaştı
One midnight on the beach, a cold wind greeted our necks
Yaptığım en zor şey bırakıp gitmemekti
The hardest thing I did was not to leave
Cesaretim gözyaşımı silmemekti elimdeki birayla
My courage was to wipe away my tears with my beer
Bu dünyadan gideceğiz sırayla
We'll leave this world one by one
Kimi kirayla, kimi ev dolusu parayla
Some with rent, some with a house full of money
Kimi bıraktıklarıyla, kimi bedduayla
Some with their loved ones, some with curses
Kimi cezayla, kimi istenmeyen bir kazayla
Some with punishment, some with an unwanted accident
Hatamız mutluluğun fazlasını istemekti
Our mistake was to want too much happiness
Huzurun yorgun ellerini uzaktan izlemekti
To watch the weary hands of peace from afar
Kaçamaktı her şey ve sevgi dediğin şeyin derdi
Everything could be an escape, and love is a burden
Bi kalp bulup orada ömür boyu yaşamaktı belki
Maybe to find a heart and live there for a lifetime
Dünya gibiyiz
We're like the world
Hepimiz mavi bi yalancıyız koca karanlığın içinde
We're all blue liars in the vast darkness
Sakın sesini çıkarma bi korku var içimde!
Don't make a sound, there's a fear inside me!






Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.