Paroles et traduction Kanove - Ne Kadar Zaman Geçti

Ne Kadar Zaman Geçti

Beklemek benî âdemin vardiyaya giriş saati
Han dolu yorgun giysili insanlarla fakat yok sâki
Misafir olmak erdemim, kam duyarsam bundan
Morlaşır gökteki tuğlalar
Ve gitmez ormandan o derviş okur yasin
Olmam asi, olmayacaksa zaman
Çünkü mazi böyle göründü yüze
Hüzün hüzün doğurdu
Kalbim dört mevsim soğurdu
Bir şamanın define vurduğu lâhzada apansız boğuldum

Varsın yüzüm sararsın
Şu ruhum zati kararmış
Şakk-ul kamer gecesi
Nefesi olup sindi çöle bir bedevinin ölüm
Stresin deresi akıyor ruha sersiz birisiyim dertsiz birisiyim (diyebilsem)
Ölmesin vicdanım
Her bir adımda yandı cübbeler ve duydum soğuyan hicranı
Susturabilsem şu öten icrayı
Susturabilsem şu öten icrayı

How Much Time Has Passed

Waiting is my clock-in time, my love
The inn is full of weary travelers, yet no server is found
Being a guest is my virtue, if I feel any shame from this
The bricks in the sky will turn purple
And that dervish in the forest won't leave, reciting Yasin
I won't rebel, if time won't allow it
Because the past appeared this way to my face
Sorrow gave birth to sorrow
My heart grew cold through all four seasons
I suddenly drowned the moment a shaman found treasure

Let my face turn yellow, my dear
This soul of mine is already darkened
On the night of the splitting of the moon
A Bedouin's death, his last breath, blended into the desert
The river of stress flows into the soul, I'm a headless, carefree person (if only I could say so)
May my conscience not die
With every step, robes burned, and I heard the cooling heartbreak
If only I could silence that ongoing foreclosure
If only I could silence that ongoing foreclosure