Kanove - Vahiy 2:10 - traduction des paroles en anglais

Paroles et traduction Kanove - Vahiy 2:10




Vahiy 2:10
Revelation 2:10
Eskilere övgü
Praise to the ancients
Eski olan yeni ölgüne ikilem
The old versus the new, a dilemma of demise
Itilen bir kenara
Pushed aside
Elohim'in dönüp bakmadığıyım, hep elem
I am the one Elohim doesn't look back at, always in sorrow
Eli lema şevaktani bir neden?
Eli lema shevaktani, a reason?
Yok hiç yeniden dene yok değişen
There's no trying again, nothing changes
Kesin diyemem yaraları deşeceğim
I can't say for sure, but I will tear open the wounds
Niçin bağlıyım ben hiçliğine derinden?
Why am I deeply attached to your nothingness?
Işık değil beni şavkından ayıran
It's not the light that separates me from its radiance
Hayatım ikilem dumuzi gibi
My life is a dilemma, like Dumuzi
Yerin altındayım ve yeryüzünde gezerim
I'm underground and I walk on the earth
Huzur varış noktasına kalan iki üç saat
Peace is two or three hours away from the destination
Dokuz gibi oyuk otuz kanlı para ile inat
At nine, the hollow, thirty bloody coins and defiance
Bulantılar sivri bir çığlık gibi yakın
Nausea, close like a sharp scream
Ve esrik olmalarsa yaşamak gibi uzak
And distant like living, unless intoxicated
Beni bırakmanı kendi acizliğime hiç istemedim
I never wanted you to leave me to my own helplessness
Dirildiğime Lazarus gibi sevinemedim
I couldn't rejoice in my resurrection like Lazarus
Uzak benim olan bana her şey
Everything that is mine is far from me
Senin olan senin değil ki
What is yours is not yours
Kime ait bugün her şey?
To whom does everything belong today?
Neredesin sen ki?
Where are you?
Hüzün benim baştan beri içimde
Sorrow has been within me from the beginning
Isyan benim baştan beri içimde
Rebellion has been within me from the beginning
Anıları yakıyorum ve şimdi
I'm burning the memories and now
Ay vakti şapelin önünde
Moon time, in front of the chapel






Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.