Paroles et traduction Karaçalı feat. Dapoet - Geride Kalanlar (feat. Dapoet)

Geride Kalanlar (feat. Dapoet)

Dapoet verse:
Yüksek irtifada düşük yaptı rüyam
Tel gibi yıktı yalan mısralarını şu an
Solumda matem sağımda bayram
Sağırsa göz körse kulak açılmaz hayra
(Pa pa pa)Para cihanın anahtarı
Cinayetler saklar bilincin zemin katları
Gerilim hattında kapital yüz akları
Çilingir sofrasında açılan hüznün ar damarları
Hususları sustalar konuşurken geceleri
Yine bir ece bin kere ölümü heceledi
Hüda dermanı alıp diline çiviledi
Yollar kelime kelime yakardı tenini
İkiye böl derdi getir ben kefilim
Kalp yazar dil metin ben vekilinim ki
Tekil olmaz mutluluk umut serseri
Cemre düştü ben kalktım vakit zemheri
Ve ben beni aramaktayım her bir dakika
Göz dost arar söz bekler durakta
Merhem fizanda yara bağrımda
Yarın fısıldasın karanlığı dört yanımda
Karaçalı verse:
Irak göze revam peşin hüküm attı zara
Peşin attı çek ferman uykum çal kaval
Klasik muamma bu böyle biline ki sevk i tabii
İnsanın var olduğu ilk yer ana rahmi
Orada bitti erkanı hard orada kovdum gölgemi
Orada doğdu cinnet orada kovdum cücemi
Orada yürüdü hep aksayan sulh perver
Ziynet oldu can hiyaz feryat payansız çöller
Ben bir gözcü yarı astigmat flu
Biçimlerin arkasına gizlendiği tek ruh
Havada uçan halıdan seyrek doku yüksek gerilim
İnsan dipten seyredince orada delirir
Yıldız samuru, pasta kadın dilimi
Kör ve sağır oynar annesinin dev Charlie Chaplin'i
Hayat yolculuk cansızlık maske
İki şey kalır geride mikrofon ve kasket

Those Left Behind (feat. Dapoet)

Dapoet verse:
My dream collapsed at high altitude
Now, the false verses are demolished like wire
Mourning on my left, celebration on my right
If the eye is blind and the ear is deaf, there is no hope for goodness
(Pa pa pa)Money is the master key to the world
The basement floors hide the murders the mind conceals
Faces of the capitalists pale on the high-voltage line
Veins of sadness opened on the locksmith's table
The whispers are silent while they talk at night
Again, a moment tausend times spelled out death
Hüda took his medicine and nailed it to his tongue
The ways burned his body word by word
He said, divide it into two, I'll be your guarantor
My heart writes, my tongue is the text, I am your deputy, because
Happiness is not singular, hope is a vagabond
The ember fell, I rose, it's the time of winter
And I keep searching for myself every minute
My eyes look for a friend, my words wait at the station
The ointment is in the atmosphere, the wound is in my heart
Tomorrow whispers the darkness all around me
Karaçalı verse:
My far-sighted eye was condemned to death
Condemned to death, sign the decree, steal my sleep, play the flute
This is a classic enigma, as it is known, hence the natural course of things
The first place where a human being exists is the mother's womb
That's where the rituals ended, there I expelled my shadow
That's where madness was born, there I expelled my dwarf
That's where the limping pacifist always walked
Life became an ornament, modesty a cry, endless deserts
I am a guard, half-blind
I'm the only soul hiding behind the shapes
High voltage in the air from a flying carpet made of rare fabric
When man looks from the bottom, that's where he goes crazy
Astral star, cake lady
The blind and deaf play the huge Charlie Chaplin of their mother
Life is a journey, lifelessness is a mask
Two things remain, the microphone and the hat