Paroles et traduction Karaçalı - Kaçak Marlboro
Добавлять перевод могут только зарегистрированные пользователи.
Kaçak Marlboro
Smuggled Marlboro
Resimler
kesti
kopuk
film
şeritleri
The
pictures
cut
off
strips
of
bubble
wrap
Duvara
yapıştırdı
kapıyı
kilitledi
Stuck
them
on
the
wall,
locked
the
door
Sanki
24
yıl
başkası
kullandı
As
if
someone
else
had
used
it
for
24
years
Vücut
neyde
varlık
bulduysa
işte
o
bedeni
The
body,
whatever
it
found
existence
in,
that's
the
body
Gidememek
bir
delinin
hoparlör
sesi
Not
being
able
to
leave
is
the
sound
of
a
madman's
loudspeaker
Gidemedi
döküldü
yere
apoletleri
Couldn't
leave,
their
shoulder
straps
fell
to
the
ground
Bir
katilin
tatlılığı
gibi
en
azami
Like
the
sweetness
of
a
killer,
at
its
most
maximal
En
içe
dönük
en
dışa
sönük
en
acemi
The
most
introverted,
the
most
outwardly
dull,
the
most
novice
Yüzünde
hep
bir
hüzüntü
bunda
sana
tarama
There's
always
a
sadness
on
your
face,
I'm
not
scanning
you
for
it
Susmak
bir
çeşit
zina
Silence
is
a
kind
of
adultery
Barınamazdı
sesinde
hiçbir
nota
No
note
could
shelter
in
their
voice
Alınamazdı
istenen
şeyler
hepsi
orda
The
desired
things
couldn't
be
taken,
they
were
all
right
there
5 dakika
son
istasyon
başka
durak
yok
5 minutes,
last
station,
no
other
stops
Son
bi
tek
dal
sigara
yaktı
artık
gidiyo
Lit
one
last
cigarette,
now
they’re
leaving
Arta
kalan
tonca
yükten
bolca
zaman
Tons
of
load
left
over,
plenty
of
time
Yaklaşırken
vagonlar
biran
duraksadı
zaman
As
the
wagons
approached,
time
stood
still
for
a
moment
Ve
o,
baldırlarında
uzun
süvet
çizme
And
she,
long
suede
boots
on
her
calves
Kaldırımda
upuzun,
kopkoyu
bir
sima
On
the
sidewalk,
a
long,
slender
figure
Buldu
iki
çift
göz
birbirine
aldırışsız
Found
two
pairs
of
eyes
indifferent
to
each
other
Bakışlar
arasında
kaldırım
karşısında
Between
glances,
across
the
sidewalk
Hiç
bişey
konuşmazlar,
buna
paradox
diyorlar,
sigarası
tütmeye
devam
eder,
bitene
kadar
They
don't
say
anything,
they
call
it
a
paradox,
their
cigarette
keeps
burning
until
it's
finished
Saçların
sararmış
yüzün
yazılmış
bir
sonbahar
serinliği,
çizgisiz
ve
eğri
Your
hair
is
yellowed,
your
face
is
a
written
autumn
coolness,
without
lines
and
crooked
Bunları
duyunca
gözyaşları
eşliğinde
bir
adım
uzaklaştı
ve
başını
eğdi
Hearing
this,
with
tears,
she
took
a
step
back
and
bowed
her
head
Gözlerini
çamurlu
bir
paspasla
sil,
pasta
adam
yaptı
gayri
gidilecek
bi
liste
Wipe
your
eyes
with
a
muddy
doormat,
the
cake
man
made
a
list
to
go
to
Bu
kapanış
temizliğinde
çekildiğini
gör
bir
denizin
son
kez
ve
beni
izle
See
yourself
being
pulled
in
this
closing
cleaning
of
a
sea
for
the
last
time
and
watch
me
Söylemedi
sembolik
şeyler,
sembolik
diye
She
didn't
say
symbolic
things,
because
they're
symbolic
Geçmişin
koleksiyonlarından
ardiye
Warehouse
from
the
collections
of
your
past
Evin
bahçesinde
var
diye
Saying
it's
in
the
garden
of
the
house
Gece
gündüz
nöbet
tuttu
hem
de
kaç
vardiye
She
kept
watch
day
and
night,
how
many
shifts
Bekledi
gel
al
diye
She
waited
for
you
to
come
and
get
it
Kutusunda
kaldı
hediyen
Your
gift
remained
in
its
box
Uykusundan
ayaklandı
uyandı
bir
gece
She
woke
up
from
her
sleep
one
night
Bir
çakmak
ve
biraz
benzin
almak
için
eline
To
get
a
lighter
and
some
gasoline
in
her
hand
Ve
yazmak
son
kez
kendine
bi
mektup
senin
elinden
And
to
write
a
letter
to
herself
one
last
time
from
your
hand
Gel
ruhumu
çal
hüzün
kesesi
bedenim
Come
steal
my
soul,
my
body
is
a
bag
of
sorrow
Ama
parmak
izi
bırakma
But
don't
leave
fingerprints
Hırsızıma
minnet
bul
onu
Find
gratitude
for
the
thief
Kaçak
marlboro
Smuggled
Marlboro
Gel
ruhumu
çal
hüzün
kesesi
bedenim
Come
steal
my
soul,
my
body
is
a
bag
of
sorrow
Ama
parmak
izi
bırakma
But
don't
leave
fingerprints
Hırsızıma
minnet
bul
onu
Find
gratitude
for
the
thief
Kaçak
marlboro
Smuggled
Marlboro
Kaçak
marlboro
Smuggled
Marlboro
(Kaçak
marlboro)
(Smuggled
Marlboro)
Iç
denizi
yeşil
gözlerin
içimde
anımasdığım
el
değmemiş
bi
mevsim
ılık
bi
iklim
Your
green
eyes,
an
inland
sea,
an
untouched
season
within
me,
a
warm
climate
I
don't
remember
Bir
zamanlar
tiryakisi
olduğum
o
sözlerin
herbirini
tek
tek
içime
giydim
I
wore
each
and
every
one
of
those
words
that
I
was
once
addicted
to
Hangi
kahpe
o
dudağını
öptü
de
bilmem
kaç
defa
dudağıyla
rujunu
silmiş
Which
bastard
kissed
your
lips
and
wiped
off
your
lipstick
I
don't
know
how
many
times
with
his
lips
Hangi
hırsız
çaldı
seni,
ne
parfümü?
hangi
marka?
Esansı
kalıcı
belli
ki
sinmiş!
Which
thief
stole
you,
what
perfume?
what
brand?
Its
essence
is
permanent,
it
has
obviously
permeated!
Yok
dersen
hayaletler
gezerdi
evin
üstünden
çalınca
kapım
heyheylenirdim
If
you
said
no,
ghosts
would
wander
over
the
house,
I
would
be
startled
when
my
door
was
knocked
Görsem
bir
çift
sokaklarda
el
ele
gezen
küfrederdim
onlara
özlerdim
seni
If
I
saw
a
couple
walking
hand
in
hand
on
the
streets,
I
would
curse
them
and
miss
you
Bir
güvercin
çırptı
kanat
boşlukta
da
yıllarca
bir
tek
onu
kendim
besledim
A
pigeon
flapped
its
wings
in
the
void
and
I
fed
only
it
for
years
Kalma
çocukluktan
sakat
karabasan
bile
döndü
bana
ama
sen
dönmedin
Don't
stay
crippled
from
childhood,
even
the
nightmare
came
back
to
me,
but
you
didn't
Kapatırdı
çığlığın
herşeyi
ilaç
dikiş
tanı
merkezi,
gittim
tanı
herkesi
The
scream
would
shut
everything
down,
medicine,
suture,
identification
center,
I
went
and
got
to
know
everyone
Kalabalıkta
kaybolunca
duyduğum
uğultu
tanrı
şahit
bulduğum
en
güzel
kadın
sesi
The
roar
I
heard
when
I
got
lost
in
the
crowd,
God
is
my
witness,
the
most
beautiful
female
voice
I've
ever
heard
Bedenler
birbirine
çarpınca
çıkan
seste
gövde
ve
gölge
düştü
enseste
The
sound
that
came
out
when
bodies
collided,
body
and
shadow
fell
on
the
neck
Bir
adamın
yanlızlığına
dair
her
beste,
çiçek
çöllerinden
bir
çiçekten
deste
Every
song
about
a
man's
loneliness,
a
bouquet
of
flowers
from
the
flower
deserts
Dedi
neyse
yosun
tutmuş
hatıran
çürükleşmiş
algoritma
artık
bitti
He
said
whatever,
your
mossy
memories,
rotten
algorithms,
it's
over
now
Demedi
hoşçakal
son
defa
bile
olsa
geriye
hiç
bakmadan
vagona
bindi
She
didn't
say
goodbye,
not
even
for
the
last
time,
she
got
on
the
wagon
without
looking
back
Gel
ruhumu
çal,
yüzün
kesesi
bedenim
Come
steal
my
soul,
my
body
is
a
bag
of
your
face
Ama
parmak
izi
bırakma
But
don't
leave
fingerprints
Hırsızıma
minnet
bul
onu
Find
gratitude
for
the
thief
Kaçak
marlboro
Smuggled
Marlboro
Gel
ruhumu
çal,
yüzün
kesesi
bedenim
Come
steal
my
soul,
my
body
is
a
bag
of
your
face
Ama
parmak
izi
bırakma
But
don't
leave
fingerprints
Hırsızıma
minnet
bul
onu
Find
gratitude
for
the
thief
Kaçak
marlboro
Smuggled
Marlboro
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.