Karaçalı - Çıldırtan İvedi - traduction des paroles en anglais

Paroles et traduction Karaçalı - Çıldırtan İvedi




Çıldırtan İvedi
Distracting Instant
-Verse 1-
-Verse 1-
Etin üstünden geçen zamanla yarışır insan her daim
Humans are constantly racing against time that passes over their flesh
Ölümsüzlük hevesinde ısırılmış yelkovan velakin
But the clock has been bitten by the desire for immortality
Toprak genleşiyor tarihin kırık kemiklerinden
The earth is expanding from the broken bones of history
Müdavimi oldukları roman kahvesinde ayaklanan tahta masa ve sandalye
Tables and chairs in a novel cafe they frequent are rioting
Şimdiye dokunan gün işlemeli asker ve kanlı bir sedye
The day that touches the present is an embroidered soldier and a bloody stretcher
Beyin savaş anlaşmaları fezayı kuşattı, bir parça dam kaldı
Brain war treaties have surrounded the space, a piece of blood is left
Yıldız külleri havaya uçtu, gözlerim yuvarlanıp kaçtı
The ashes of the stars flew into the air, my eyes rolled and escaped
Başkasıyla karıştı aynada titreyen görüntüm, ayırt et beni
My image trembling in the mirror got mixed up with someone else's. Distinguish me.
Dünya gemisi kanıma boğulan hayal denizi içinde tek başıma yok olmuşum
The ship of the world has drowned in a sea of ​​imaginary blood and I was the only one who disappeared
İskeletlerimle eski bir medeniyeti inşa etmişim sonra
Then I built an ancient civilization with my skeletons
Coğrafyasına soktuğumun hatırası girmişti diğer kalıntısı
The memory that I put into its geography entered its other ruins
Damarlarımda gezinen o son belanın sancısı hala geçmedi
The pain of that last disaster that roamed in my veins has not yet passed
Sen bağışsın ben ademoğlu, bu uğultu er geç arşa dokunacak
You forgive, I am a human, this humming will eventually touch the sky
Çökecek alem-i devran olacak hüzün yer kabuğu
The world of time will collapse and sadness will be the earth's crust
Utanç eklemeli utanca yapbozu tamamsız
Shame should be added to shame, the puzzle is incomplete
Tanımsız manzarada şeytanın gözleri kayıp
The devil's eyes are lost in an undefined landscape
Söyledi ki iki pul lanetin göz bebeği
He said two flakes were the pupil of the curse
Günahımı bir sen gör bir sen yak beni
Let only you see my sin, only you burn me
Mezarı siper bilene ölüm hakka abad, ona nur, bana azap
Death is justice and peace for those who use graves as shields, for them it is light, for me it is torment
Şeklim bitti çöz dilimi beni boz, yeniden yap
My shape is gone, untie my tongue, break me, rebuild
Ve sonrası mabedini parçalayan fısıltı kahin yalancı
And then the whisper that tore his temple apart was a lying prophet
Döküldü eteklerinden hayat sırrı söyledi lakin hepsi yalandı
The secret of life was poured out of his skirts, but they were all lies
Yalan yalan olmadan önce doğrulan eğrisindeyseler
If lies were true before they were lies, they are on the curve of being crooked
Azrail çök, inşa eksik demir kemik
Azrael, collapse, the building is incomplete, the bone is iron
Sudan zarı baktı eflatun ihtimal yok
The membrane of water looked at Plato, there is no possibility
Felsefe zihne dolandı nefis sesine gömdüler olmadı bir mezarı
Philosophy wrapped around the mind, they buried it in the voice of the soul, it did not become a grave
Yazık ki ne yazık
What a pity
-Verse 2-
-Verse 2-
Ayna kime dilerse ona buyurgan
The mirror is dictatorial to whomever it wants
Haydi gümüş kaplamalı bir semavere dönüşüverdi yer emirgan
Come on, it turned into a silver-plated samovar, the place is commanding
Koptu çizgi azaldı şeklim şeklimde ölüme doğurgan
The line is broken, my shape is diminishing, like a dead man giving birth
Küller vadisinde beni kuşanıp çıktı ortalığa hayaletim
My ghost, clad in the Valley of Ashes, appeared in the middle
Bu masalın kundakçısı zaman arası havalanan mor perdeler
The time-traveling purple curtains are the arsonists of this story
Açıl dedim açıldı perdeler
I said open up, the curtains opened
Demir kalıba dökülmüş
Cast in iron
Göründü için boşaltılmış periler
The fairies emptied inside appeared
Baharat yolunda satılığa çıkarıldı cüsseler
The bodies were put up for sale on the Spice Road
Deri cinayet serin ol devenin adımlarıyla sesli
Leather murder, be cool, the camel's steps are in unison
Etin üstünden geçen zamanla yarışıyor zavallı insan
Humans, poor things, are racing against time that passes over their flesh
Osuruğumu sanıyor hayat iksiri
He thinks his fart is the elixir of life
Rabbin yoktur cüzzamlı ette sihiri
You have no lord in leprous flesh
Herşey varken güzel yokken var şimdi
When everything exists, there is beauty, when it doesn't, there is now
Tabuttan sızan kanı okyanusa karıştıran
Mixing the blood seeping from the coffin into the ocean
Bir akarsu yatağında yazıyorum bu sözleri
I am writing these words in the bed of a stream
Haybeden sırrı çıldırtan ivedi.
The secret that drives you crazy in an instant, for nothing.






Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.