Paroles et traduction Kargo - Bad'lik Amiri
Bad'lik Amiri
Badlık Amiri
Dün
gece
senin
hoşlandığın
kadınla
yattığımı
sana
nasıl
anlatabilirim?
How
can
I
tell
you
that
I
slept
with
the
woman
you
liked
last
night?
Dün
gece
senin
evleneceğin
kadınla
yattığımı
sana
nasıl
anlatabilirim?
How
can
I
tell
you
that
I
slept
with
the
woman
you
are
going
to
marry
last
night?
Soğuk
bir
rüzgar
esti
pencereme,
tül
perde
genişledi
A
cold
wind
blew
into
my
window,
the
tulle
curtain
expanded
Şişti,
odanın
içine
tıpkı
bir
balon
gibi,
yayıldı
It
swelled
up,
spread
into
the
room
just
like
a
balloon,
Dün
gece
ona
dokunduğumu
sana
nasıl
anlatabilirim?
How
can
I
tell
you
that
I
touched
her
last
night?
Biraz
şarap
içtik...
We
had
some
wine...
Ve
bilirsin
biraz
dedikodu
And
you
know,
a
little
gossip
Aslında
Chet
Baker'ın
bununla
hiçbir
ilgisi
yoktu
Actually,
Chet
Baker
had
nothing
to
do
with
it
at
all
O
ruj
lekesi...
That
lipstick
stain...
Dağınık
bir
yatak...
A
messy
bed...
Sıcak
bir
gülümseme...
A
warm
smile...
Bunlara
katlanabilir
misin?
Can
you
stand
all
this?
İnsanın
kendisini
önemsemesi
A
person
cares
about
himself
Kendisinin
kiralık
katilidir
He
is
his
own
hired
killer
Bencillerse
yaşarlar...
If
they
are
selfish,
they
will
live...
Kimse
suçlu
değil
aslında
No
one
is
actually
guilty
Bu
sadece
üçlü
bir
oyun
It's
just
a
triple
game
Ama
ben
anlattığım
için
suçluyum,
biliyorum
But
I'm
guilty
for
telling,
I
know
Bir
yılan
gibi
girdi
evime
He
entered
my
house
like
a
snake
Yanıma
uzandı
He
lay
down
next
to
me
Kolumdan
zehirledi
beni
He
poisoned
me
with
my
arm
Her
öpüşü
ılık
bir
ölümdü
sanki
Every
kiss
was
like
a
warm
death
Yağmuru
damarlarımda
hissediyordum
I
could
feel
the
rain
in
my
veins
Kusmak
istiyordum
I
wanted
to
vomit
Ellerim
titriyordu
My
hands
were
shaking
Başım
dönüyordu
My
head
was
spinning
Gözlerim
kararmıştı
My
eyes
were
blacked
out
Şimdi
ben...
Now
it's
me...
Zamanın
beni
sancıya
mıhladığı
yerdeyim
I'm
where
time
puts
me
in
pain
Şimdi
ben...
Now
it's
me...
Zamanın
beni
sancıya
mıhladığı
yerdeyim
I'm
where
time
puts
me
in
pain
Şimdi
ben...
Now
it's
me...
Söylememek,
söylemekten
daha
dürüst
bir
davranıştır
Not
saying
is
a
more
honest
behavior
than
saying
Ve
bu
oyun
üçlü
oynanmaz
And
this
game
is
not
played
in
threesomes
Sevgiyle
yapılan
hiçbir
şey
insana
zarar
vermez
Nothing
done
with
love
will
harm
a
person
Suçlu
yok,
yanlış
var
There
is
no
guilt,
there
is
something
wrong
Boş
ver,
olmayanı
arama
Never
mind,
don't
look
for
the
one
who
isn't
Dec
Sana
gülümsemesi
senin
için
hayat
Smiling
at
you
is
life
for
you
Benim
içinse
ölüm
demek
And
for
me
it
means
death
Dün
gece
senin
hoşlandığın
kadınla
yattığımı
sana
nasıl
anlatabilirim?
How
can
I
tell
you
that
I
slept
with
the
woman
you
liked
last
night?
Dün
gece
senin
evleneceğin
kadınla
yattığımı
sana
nasıl
anlatabilirim?
How
can
I
tell
you
that
I
slept
with
the
woman
you
are
going
to
marry
last
night?
Daha
da
önemlisi...
More
importantly...
Bunu
kendime
nasıl
anlatabilirim?
How
can
I
explain
this
to
myself?
Bacaklarından
süzülen
kanlar,
yere
damlıyordu
Blood
was
trickling
from
his
legs,
dripping
to
the
floor
İnan
başka
bir
yalnız
gece
için
Believe
for
another
lonely
night
Hiçbir
açıklamaya
ihtiyacım
yok
benim
I
don't
need
any
explanation,
I'm
Aaaah...
Şimdi
ben...
Aaaah...
Now
it's
me...
Zamanın
beni
sancıya
mıhladığı
yerdeyim
I'm
where
time
puts
me
in
pain
Aaah...
Şimdi
ben...
Aaah...
Now
it's
me...
Zamanın
beni
sancıya
mıhladığı
yerdeyim
I'm
where
time
puts
me
in
pain
Şimdi
ben...
Zamanın
beni
sancıya
mıhladığı
yerdeyim
Now
it's
me...
I'm
where
time
puts
me
in
pain
Ölümle
doğum
arasında,
o
bilinmeyen
bölgedeyim
Between
death
and
birth,
I'm
in
that
unknown
Decile
Aaah...
Şimdi
ben...
Zamanın
beni
sancıya
mıhladığı
yerdeyim
Aaah...
Now
it's
me...
I'm
where
time
puts
me
in
pain
Dün
gece
senin
evleneceğin
kadınla
yattığımı
sana
nasıl
anlatabilirim?
How
can
I
tell
you
that
I
slept
with
the
woman
you
are
going
to
marry
last
night?
Dün
gece
senin
hoşlandığın
kadınla
yattığımı
sana
nasıl
anlatabilirim?
How
can
I
tell
you
that
I
slept
with
the
woman
you
liked
last
night?
Ona
dokunduğumu
sana
nasıl
söyleyebilirim?
How
can
I
tell
you
that
I
touched
her?
Onun
eti,
benim
vücudumun
altında
titrerken
While
his
flesh
is
trembling
under
my
body
Neler
düşündüğümü
sana
nasıl
açıklayabilirim?
How
can
I
explain
to
you
what
I'm
thinking?
Teypte
Cansever
ve
onun
tok
sesi
Cansever
and
her
full
voice
on
the
tape
Tüm
gücümü
toplamıştım
bütün
bunları
sana
anlatmak
için
I
had
gathered
all
my
strength
to
tell
you
all
this
Tam
o
sırada
bana
baktın
That's
when
you
looked
at
me
Ve
telefon
acı
acı
inledi
And
the
phone
moaned
painfully
Konuştuktan
sonra
bana
şöyle
dedin
After
we
talked,
you
said
to
me:
"Onun
beni
düşünmesi,
buraya
gelecek
olması
"The
fact
that
he
thinks
about
me,
the
fact
that
he
will
come
here
Daha
doğrusu
yanımda
olması
Or
rather,
to
be
with
me
Bana
içten
içe...
Deep
down
to
me...
Büyük
bir
mutluluk
veriyor!"
It
gives
great
happiness!"
Şimdi
ben,
zamanın
beni
sancıya
mıhladığı
yerdeyim
Now
I'm
at
the
place
where
time
has
put
me
in
pain
Aaaah...
Şimdi
ben...
Zamanın
beni
sancıya
mıhladığı
yerdeyim
Aaaah...
Now
it's
me...
I'm
where
time
puts
me
in
pain
Gece,
inanılmayan
bir
dinin
At
night,
an
unbelieving
religion
Ebedi
misyoneridir
He
is
the
eternal
missionary
Bekleyenin
gövdesi
içinde
Inside
the
body
of
the
waiting
Ve
şimdi
ben...
And
now
me...
Doğumla
ölüm
arasında,
o
bilinmeyen
bölgedeyim
Between
birth
and
death,
I'm
in
that
unknown
Decile
Aaaah...
Şimdi
ben...
Zamanın
beni
sancıya
mıhladığı
yerdeyim
Aaaah...
Now
it's
me...
I'm
where
time
puts
me
in
pain
Gel
bul
beni,
gel,
gel,
kafir
Come
find
me,
come,
come,
infidel
Gel
hisset
beni
Come
feel
me
Gece
inanılmayan
bir
dinin
An
unbelieving
religion
at
night
Ebedi
misyoneri
bekleyenin
gövdesi
içinde
Inside
the
body
of
him
who
waits
for
the
eternal
missionary
Şimdi
ben,
zamanın
beni
sancıya
mıhladığı
yerdeyim
Now
I'm
at
the
place
where
time
has
put
me
in
pain
Doğumla
ölüm
arasında,
o
bilinmeyen
bölgedeyim
Between
birth
and
death,
I'm
in
that
unknown
Decile
Şimdi
ben,
zamanın
beni
sancıya
mıhladığı
yerdeyim
Now
I'm
at
the
place
where
time
has
put
me
in
pain
Doğumla
ölüm
arasında,
o
bilinmeyen
bölgedeyim
Between
birth
and
death,
I'm
in
that
unknown
Decile
Sonsuz
şeritli
bir
yolun
A
road
with
endless
lanes
En
sol
tarafındasın
You
are
on
the
far
left
side
Ve
hızla
ilerliyorsun
huzura
doğru
And
you're
moving
fast
towards
peace
Erdeme
doğru
Towards
virtue
Ama
ben,
zamanın
beni
sancıya
mıhladığı
yerdeyim
But
I'm
at
the
place
where
time
puts
me
in
pain
Tatlım
ama
ben,
zamanın
beni
sancıya
mıhladığı
yerdeyim
Honey,
but
I'm
at
the
place
where
time
puts
me
in
pain
Ölümle
doğum
arasında,
o
bilinmeyen
bölgedeyim
Between
death
and
birth,
I'm
in
that
unknown
Decile
Gece
inanılmayan
bir
dinin
An
unbelieving
religion
at
night
Ebedi
misyoneri
bekleyenin
gövdesi
içinde
Inside
the
body
of
him
who
waits
for
the
eternal
missionary
Gece
bir
sızıntı
A
leak
at
night
Kirletilmeyen
insanlardan
From
people
who
are
not
polluted
Ve
o
benim
içim
And
he's
inside
me
Benim
gövdemin
içinde
Inside
my
trunk
Şimdi
ben...
Now
it's
me...
Şimdi
ben...
Now
it's
me...
Şimdi
ben...
Now
it's
me...
Eğer
bir
yanlış
yapacaksan
If
you're
going
to
do
something
wrong
Bari
onu
doğru
yap
At
least
do
it
right
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Writer(s): Veronica Mehta, Koray Candemir, Ali Selim Ozturk
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.