Paroles et traduction Kezzo - Sel
Добавлять перевод могут только зарегистрированные пользователи.
İçimde
ateş
yanar
durur,
eritmek
zor
buzları
There's
a
fire
burning
within
me,
melting
the
ice
is
hard
Söyle
be
dünya,
bu
mudur
hayatın
taşlı
yolları?
Tell
me,
world,
is
this
life's
rocky
path?
Kaçıncı
rüzgâr
kırdı
ince
dalları
How
many
winds
have
broken
the
delicate
branches
Umudum
hüsran,
seversin
hep
zorları
My
hope
is
disappointment,
you
always
love
the
challenges
Gün
bitti,
yakamoza
kaldık
The
sun
has
set,
we're
left
with
the
moonlight
Rakı
bitince
şaraba
kaldık
When
the
raki
is
finished,
we
move
on
to
wine
İçince
hep
unut′ca'z
sandık
We
thought
we'd
forget
when
we
drank
Geçmedi
bir
şey,
sabaha
kaldı
But
nothing
changed,
it
continued
into
the
morning
Aklımdan
çıkardığımı
sandığım
bu
dert
This
pain
that
I
thought
I
had
put
out
of
my
mind
Kamikaze
daldı
Kamikaze
dove
Ağlamak
zor
diye
mi
içimde
bu
sel
Is
it
because
it's
hard
to
cry
that
this
flood
is
inside
me
Denizler
yarattı
Seas
have
been
created
Düşmekten
korksam
koşmazdım,
yarmazdım
el
kol
dizleri
If
I
feared
falling,
I
wouldn't
run,
I
wouldn't
hurt
my
hands,
knees,
and
elbows
Gitmekten
korkan
düşünür
git′ceği
yerdeki
kışları,
güzleri
Those
afraid
to
leave
think
of
the
winters
and
autumns
at
their
destination
Bitmekten
bıkar
bu
bardaklar,
taşmak
değil
bütün
gün
dertleri
These
glasses
are
tired
of
being
filled,
it's
not
just
sorrow
that
floods
them
all
day
Yakamoz
bana
güç
verir,
bazen
çok
güç
gelir
The
moonlight
gives
me
strength,
sometimes
it's
very
difficult
Ama
yine
yürümek
gerekir,
hep
çözüm
ekmek,
gülüm
ölümüne
kadar
bunu
dinletmek
But
you
always
have
to
keep
going,
the
solution
is
always
bread,
smiling
until
death
makes
you
listen
Bura
mektep,
gözüm
her
teknikle
bu
good
flow'la
beat
inletmek
gibi
This
is
school,
my
eyes
use
every
technique
to
penetrate
the
beat
with
this
good
flow
Varla
yok
arası
şükretmek
gibi
bazen
aynalara
küfretmek
Like
being
somewhere
between
existence
and
nonexistence,
sometimes
cursing
at
the
mirrors
Beyaz
Airforce'ları
kirletmek
d′i′
mi?
Herkesi
her
gün
gülümsetmek
zor
Like
getting
your
white
Airforce's
dirty?
It's
hard
to
make
everyone
smile
every
day
Gün
bitti
yakamoza
kaldık
The
sun
has
set,
we're
left
with
the
moonlight
(left)
Rakı
bitince
şaraba
kaldık
When
the
raki
is
finished,
we
move
on
to
wine
(wine)
İçince
hep
unut'ca′z
sandık
We
thought
we'd
forget
when
we
drank
(forget)
Geçmedi
bir
şey,
sabaha
kaldı
But
nothing
changed,
it
continued
into
the
morning
(morning)
Aklımdan
çıkardığım
sandığım
bu
dert
This
pain
that
I
thought
I
had
put
out
of
my
mind
(mind)
Kamikaze
daldı
Kamikaze
dove
(dove)
Ağlamak
zor
diye
mi
içimde
bu
sel
Is
it
because
it's
hard
to
cry
that
this
flood
is
inside
me
(me)
Denizler
yarattı
Seas
have
been
created
(created)
Yok
elimde
koz,
elimde
çok
bi'
şey,
ama
sözlerim
değil
defolu
I
have
no
tricks
up
my
sleeve,
I
have
many
things,
but
my
words
are
not
defective
Kafam
atar
bi′
gün
derim
ki
"Defolun",
nası'
olsa
ezberimde
yolu
karakolun
One
day,
my
head
will
explode
and
I'll
say,
"Get
lost",
anyway,
I
know
the
way
to
the
police
station
by
heart
Basa
basa
tuzu
yaramıza
hekim
oldun,
kasa
kasa
ona
bize
tek
diş
pil
Constantly
rubbing
salt
in
our
wounds,
you
became
a
doctor,
crate
by
crate
to
you,
to
us,
a
single
toothbrush
Bizim
canavar
niye
tek
dişli?
Şartlar
orospu
gibi
değişti
Why
is
our
monster
only
single-toothed?
The
conditions
changed
like
a
prostitute
Nükseden
her
acı
keşiş,
düne
madafak
kader
hep
sessizleşti
koçum
Every
recurring
pain
is
a
monk,
yesterday's
motherfucker
fate
has
always
silenced,
my
love
Atakları
kesmeye
çalışır,
banka
hesabın
bunlara
alışır
çocuk
He
tries
to
stop
the
attacks,
your
bank
account
gets
used
to
them,
my
boy
Herkes
bi′
konuk
oyuncu
ve
başrol
yok,
bu
tek
bi'
tek
nefes
bu
Everyone
is
a
guest
actor
and
there
is
no
leading
role,
this
is
just
a
single
breath
Benzin
yok,
itek
gidek
kafası
bu,
bahanem
yok,
la
varsa
yap
içek
No
gas,
push-start
mentality,
no
excuses,
if
there
is,
do
it,
let's
drink
Gün
bitti
yakamoza
kaldık
(kaldık)
The
sun
has
set,
we're
left
with
the
moonlight
(left)
İçince
hep
unut'ca′z
sandık
(sandık)
We
thought
we'd
forget
when
we
drank
(drank)
Aklımdan
çıkardığım
sandığım
bu
dert
This
pain
that
I
thought
I
had
put
out
of
my
mind
(mind)
Kamikaze
daldı
Kamikaze
dove
(dove)
Ağlamak
zor
diye
mi
içimde
bu
sel
Is
it
because
it's
hard
to
cry
that
this
flood
is
inside
me
(me)
Denizler
yarattı
Seas
have
been
created
(created)
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Writer(s): Hüsnü Doğan, Kezzo
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.