Paroles et traduction Kolera - Korkusuz
Добавлять перевод могут только зарегистрированные пользователи.
Hayatım
her
yılı
başka
bir
devir
misali
My
life,
each
year
like
a
different
era
Yoksulluk
içinde
bocalayan
bir
ailenınkinden
derin
uktelerim
Deep
wounds
from
a
poor
family
Yaptığıma
pişman
olduklarımı
yapmayı
ben
istedim
I
wanted
to
do
what
I
regret
doing
Anımsamıyorum
ilk
ne
zaman
kirlenmişti
elleriim
I
can't
remember
when
my
hands
first
got
dirty
Hayat
böyle
davrandıkça
sert
bir
iki
aglıyor
yoruluyor
bitkın
düşüyorsun
Life
knocks
you
down
hard,
makes
you
tired
and
exhausted
Sonra
düşünüyorsun
sert
bir
komutan
gibi
hamlelerını
hesaplıyorsun
Then
you
think
like
a
fierce
commander,
calculating
your
moves
Üzerindeki
tozlerı
silkip
tekrardan
başlıyorsun
You
shake
off
the
dust
and
start
again
Ben
ne
bileyim
madem
oyle
katı
olayım
yeri
gelince
Maybe
I
should
be
tough,
when
the
time
comes
Sömürür
bir
oyle
bir
boyle
insan,
iş
menfaata
gelince
People
exploit
you,
use
you
for
their
own
gain
Nedensiz
değil
bu
yalnızlığım
My
loneliness
isn't
without
reason
Kendimi
bağışlamam
kolay
kendimi
üzdüğümde
Forgiving
myself
isn't
easy
when
I've
upset
myself
Zaafım
var
kendime
kötü
sürprizlerine
zamanın
kalbim
alışık
I
have
a
weakness,
my
heart
is
used
to
the
nasty
surprises
of
time
Endişelerimi
sorarsan
hepsi
zehirli
sarmaşık
If
you
ask
about
my
worries,
they're
all
poisonous
vines
Madem
öyle
artık
bende,
duygusuzum
So
now
I'm
heartless
too
Sarılıyo
fırtına
bendeki
acıya,
huzursuzum
The
storm
clings
to
my
pain,
I'm
restless
Alışıyorum
yıne
derken
buraya,
uyumsuzum
I'm
getting
used
to
this
place
again,
I'm
out
of
tune
Yıkılıyor
köprü
ve
düşüyorum
araya,
korkusuzum
The
bridge
collapses
and
I
fall
into
the
gap,
fearless
Çıktıgım
yol
için
yok
bir
an
kaybedilecek
zaman
There's
no
time
to
waste
on
the
path
I've
taken
Ve
bilirki
kajmeran
dünya
acımasız
koca
bir
mekan
And
Kahlil
Gibran
knows,
the
world
is
a
vast
and
pitiless
place
Yediğim
vurgun
gittim
sürgün
çıkardıgım
yangın
bu
yandığım
yangın
ben
baygın
The
blows
I've
taken,
the
exile
I've
endured,
the
fire
I've
set
ablaze,
this
fire
has
me
fainting
Su
gibi
berrak
olursan
çalkalanırsın
If
you
become
as
clear
as
water,
you'll
be
stirred
up
Ağaç
gibi
büyüyorsan
gövdenden
baltalanırsın
If
you
grow
like
a
tree,
you'll
be
chopped
down
Cesur
yurek
değilsen
derhal
susturulusun
If
you're
not
brave
enough,
you'll
be
silenced
Zayıfsan
herkesın
sözüne
içlenip
burkulursun
If
you're
weak,
you'll
be
crushed
by
everyone's
words
Yanlış
tanıdım
elleri
ben
ben
gibi
sandım
herkesi
I
misunderstood
their
hands,
I
thought
they
were
like
mine
Aldım
peşinen
dersimi
I
learned
my
lesson
in
advance
Kendımle
dostluk
tek
yolum
My
only
way
is
to
befriend
myself
Gunum
farklı
ertesi
gün
oldu
bugünün
oncesi
My
day
is
different,
yesterday
was
the
day
before
today
Ve
dünmüş
bugünün
elçisi
benmışım
kurban
keçi
And
yesterday
was
the
ambassador
of
today,
I
was
the
sacrificial
goat
Küstürüyor
benı
olanları
ızlemek
Watching
what's
happening
makes
me
angry
Guveni
kırılmış
gibi
insan
gibi
kafamı
cevırmek
I
turn
my
head
like
a
brokenhearted
person
Bana
düşen
olmak
için
diyorlar
kırkına
eriş
They
say
to
reach
your
forties
to
become
a
man
Kırkından
sonrada
başlıyor
gergin
bekleyiş
And
after
forty,
the
tense
waiting
begins
Madem
öyle
artık
bende,
duygusuzum
So
now
I'm
heartless
too
Sarılıyo
fırtına
bendeki
acıya,
huzursuzum
The
storm
clings
to
my
pain,
I'm
restless
Alışıyorum
yıne
derken
buraya,
uyumsuzum
I'm
getting
used
to
this
place
again,
I'm
out
of
tune
Yıkılıyor
köprü
ve
düşüyorum
araya,
korkusuzum
The
bridge
collapses
and
I
fall
into
the
gap,
fearless
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Writer(s): Kolera
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.