Paroles et traduction Mirkelam - İskorpit

İskorpit

Muğla'nın bir köyüne yerleşmişti
Sevgilinden ayrılmış
Ufak bir balıkçı lokantası kurmuştu
Mutluydu
Deniz, güneş, kitaplar
Her şey çok güzel gidiyordu
Fakat bir gün onu gördü
O çalıştığı yere gelmişti
Ve yanında biri vardı
Bir anda kalbinde bir sızı hissetti

Dışarı çıktı
Güneş alabildiğine batıyordu
Onlara baktı uzaktan gizlenerek
Mum ışığında gülüyorlardı, el eleydiler
Onunla yaşadığı eski güzel günler geçti aklından
Bir sigara yaktı, bir tane daha
Oysaki bırakmıştı
Yavaş yavaş içindeki kırılganlık kıskançlığa, acısı öfkeye dönüştü
İçeri girdi
Onlara kendi elleriyle günün en taze balığını kızarttı
Salata yaptı, yağ döktü, limon sıktı
Sonra iskorpit balığının zehirli iğnesinden bir sos hazırladı
Balığın üstüne göz yaşlarıyla birlikte döktü, döktü, döktü

Onlar bir daha hiç uyanmadılar

O ise bir daha hiç uyumadı

Скорпена

Я поселился в одной деревне в Мугле,
Расставшись с тобой.
Открыл небольшой рыбный ресторанчик.
Был счастлив.
Море, солнце, книги...
Всё шло прекрасно.
Но однажды я увидел тебя.
Ты пришла туда, где я работал.
И с тобой был кто-то.
Внезапно я почувствовал укол в сердце.

Я вышел наружу.
Солнце нещадно палило.
Я смотрел на вас издалека, прячась.
Вы смеялись при свечах, держались за руки.
В моей памяти всплыли те прекрасные дни, что мы провели вместе.
Я закурил сигарету, потом ещё одну.
Хотя я уже бросил.
Постепенно моя уязвимость превратилась в ревность, а боль — в гнев.
Я вернулся внутрь.
Своими руками я пожарил вам самую свежую рыбу дня.
Приготовил салат, полил маслом, выжал лимон.
Потом я приготовил соус из ядовитого жала скорпены.
Полил им рыбу, и слёзы капали вместе с соусом, капали, капали...

Вы больше никогда не проснулись.

А я больше никогда не уснул.