Paroles et traduction Murat Yılmazyıldırım - Acaiplikler Arifesindeyim
Добавлять перевод могут только зарегистрированные пользователи.
Acaiplikler Arifesindeyim
On the Eve of Oddities
Duman
olmuşum
ben
zaten
I
have
become
smoke
Bulutu
bana
göstermeyin
Don't
show
me
the
cloud
Güneş
olmuşum
ben
zaten
I
have
become
the
sun
Ateşi
bana
elletmeyin
Don't
let
me
touch
the
fire
Elletmeyin
elletmeyin
Don't
let
me,
don't
let
me
Ay
olmuşum
ben
zaten
I
have
become
the
moon
Geceyi
bana
göstermeyin
Don't
show
me
the
night
Toprak
olmuşum
ben
zaten
I
have
become
the
earth
Ölümü
bana
öğretmeyin
Don't
teach
me
about
death
Öğretmeyin
öğretmeyin
Don't
teach
me,
don't
teach
me
Arandım
ben
bu
dünyada
kazandıkça
I
have
been
sought
after
in
this
world
as
I
have
gained
Yalandım
ben
bu
dünyada
yıllandıkça
I
have
been
a
lie
in
this
world
as
I
have
aged
Ölüydün
sen
şu
dünyada
öldürdükçe
You
were
dead
in
this
world
as
you
killed
Öldürdükçe
öldürdükçe
As
you
killed,
as
you
killed
Ruh
olmuşum
ben
zaten
I
have
become
the
soul
Bedeni
bana
göstermeyin
Don't
show
me
the
body
Yaşam
olmuşum
ben
zaten
I
have
become
life
Hayatı
bana
benzetmeyin
Don't
compare
life
to
me
Benzetmeyin
benzetmeyin
Don't
compare,
don't
compare
Acı
olmuşum
ben
zaten
I
have
become
pain
Aşkı
bana
göstermeyin
Don't
show
me
love
Aşık
olmuşum
ben
zaten
I
have
fallen
in
love
Acıyı
bana
öğretmeyin
Don't
teach
me
about
pain
Öğretmeyin
öğretmeyin
Don't
teach
me,
don't
teach
me
Soruydum
ben
bu
dünyada
soruldukça
I
have
asked
in
this
world
as
I
have
been
asked
Korkuydum
ben
bu
dünyada
korkmadıkça
I
have
been
afraid
in
this
world
as
I
have
not
been
afraid
Bulandın
sen
şu
dünyada
bunaldıkça
You
have
become
muddled
in
this
world
as
you
have
become
depressed
Bunaldıkça
bunaldıkça
As
you
have
become
depressed,
as
you
have
become
depressed
Kızgın
çöller
gözyaşlarımı
besler
Angry
deserts
feed
my
tears
Ayrılık
illetinin
sillesini
hep
bu
yürek
yer
The
slap
of
the
illness
of
separation
is
always
met
by
this
heart
Cehennem
aşkına
alın
götürün
beni
For
the
sake
of
hell,
take
me
away
Çünkü
her
oturduğum
yerde
dikenler
biter
Because
thorns
grow
everywhere
I
sit
Ben
kanarım
yare
yare
I
bleed,
wound
after
wound
Dar
gelir
bu
dünya
bana
This
world
is
too
small
for
me
Halim
biçaredir
artık
My
state
is
helpless
now
Biçare
biçare
biçare
Helpless,
helpless,
helpless
(Hâlâ
anlamadınız
mı
bu
durumların
ne
durumlar
olduğunu)
(Haven't
you
figured
out
yet
what
these
situations
are?)
Tripolojik
durumlar
bunlar
These
are
tripological
situations
Ne
ansiklopediler
yazar,
ne
de
bakkallar
satar
Neither
encyclopedias
write
about
them,
nor
do
grocers
sell
them
Tripolojik
durumlar
bunlar
These
are
tripological
situations
Tripolojik
durumlar
bunlar
These
are
tripological
situations
Ne
ansiklopediler
yazar,
ne
de
bakkallar
satar
Neither
encyclopedias
write
about
them,
nor
do
grocers
sell
them
Tripolojik
durumlar
bunlar
These
are
tripological
situations
Tripolojik
durumlar
bunlar
These
are
tripological
situations
Ne
ansiklopediler
yazar,
ne
de
bakkallar
satar
Neither
encyclopedias
write
about
them,
nor
do
grocers
sell
them
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.