Murat Yılmazyıldırım - Geçmişi Anar Oldu Şu Gönlümüz - traduction des paroles en anglais

Paroles et traduction Murat Yılmazyıldırım - Geçmişi Anar Oldu Şu Gönlümüz




Geçmişi Anar Oldu Şu Gönlümüz
Geçmişi Anar Oldu Şu Gönlümüz
Yenilendi geçen yıllar
The past years have been renewed
Arzı endam eyledin
You have graced us with your presence
Danteldendi ak saçların
Your hair is as white as lace
Beni azad eyledin
You have set me free
Mehtap lambaları altında
Under the moonlit lamps
Cennetten ülkeler yaratırdık
We would create paradises
Masal kuşlarının kalbinde
In the hearts of mythical birds
Melek olup dalgalanırdık
We would flutter as angels
Kapılar vardı umuda açılan
There were doors that opened to hope
Gözyaşları gibi tatlanırdık
We would become sweet like tears
Sevginin cibinliğinde
In the canopy of love
Muhteşem oyunlar oynardık
We would play magnificent games
Bebeklerimiz oldu iki tane
We had two babies
Biri kız biri erkek
One girl and one boy
Adlarını birlikte koyduk
We named them together
Biri Mavi biri Pembe
One Blue, one Pink
Biri Mavi biri Pembe
One Blue, one Pink
Bergüzar olurdu ab-ı hayat
Bergüzar would become the elixir of life
Dudaklarımıza
For our lips
Kana kana içer
We would drink deep
Huzurlu bir mutluluk yaşardık
We would live in peaceful happiness
Ne güzeldir şu aşk hâli
How beautiful is this state of love
Düşler aynalar gibidir
Dreams are like mirrors
Gülüşlerdedir bütün renkler
All colors are in smiles
Sevgi yoksa her şey fani
If there is no love, everything is mortal
Ah be acıtan hüzünler
Oh the painful sorrows
Neden narindir körpe kader
Why is fate so tender and fragile
Yıkık dökük eşyalara döndük
We have become like broken objects
Duyulmuyor rapsodiler
Rhapsodies are not heard
Duyulmuyor rapsodiler
Rhapsodies are not heard
Güneş doğarken uyur
We would sleep as the sun rose
Karanlık çökünce uyanırdık
And wake up when darkness fell
Şekerlemeler eşliğinde
Accompanied by naps
Neşeli evcilikler oynardık
We would play joyful family games
Gündöndülerin çırağında
In the light of the sunflowers
Gökkubbeyi seyrederdik
We would watch the universe
Bulutlardan uçaklar yapıp
Making airplanes out of clouds
Bilinmeyeni keşfederdik
We would discover the unknown
Uzak masallara çıkardı o kapılar
Those doors led to distant lands
Çocuklar gibi saflaşırdık
We would become pure like children
Sevişmeler eşliğinde
Accompanied by lovemaking
Mitolojik aşklar doğaçlardık
We would improvise mythological loves
Bebeklerimiz oldu iki tane
We had two babies
Biri kız biri erkek
One girl and one boy
Adlarını birlikte koyduk
We named them together
Biri Mavi biri Pembe
One Blue, one Pink
Adlarını birlikte koyduk
We named them together
Biri Mavi biri Pembe
One Blue, one Pink
Rahvandı gidişler gelişlere
The comings and goings were rhythmic
Kalpte gurbet doğduk
We were born with loneliness in our hearts
Kovaladık tatlı hayatı
We chased after the sweet life
Gönüllerde dolaşarak
Wandering through the heart
Ne güzeldir şu aşk hâli
How beautiful is this state of love
Düşler aynalar gibidir
Dreams are like mirrors
Gülüşlerdedir bütün renkler
All colors are in smiles
Sevgi yoksa her şey fani
If there is no love, everything is mortal
Ah be acıtan hüzünler
Oh the painful sorrows
Ne de narindir körpe kader
How tender and fragile is fate
Yıkık dökük eşyalara döndük
We have become like broken objects
Duyulmuyor rapsodiler
Rhapsodies are not heard
Yıkık dökük eşyalara döndük
We have become like broken objects
Duyulmuyor rapsodiler
Rhapsodies are not heard
Duyulmuyor rapsodiler
Rhapsodies are not heard





Writer(s): Yilmazyildirim Murat


Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.