Paroles et traduction Murat İnce - Gönül Mahkumu

Gönül Mahkumu

Yalanlara prangalanmış bir yüreğin esirisin sen
Ve canı burnunda bir adamın
Ölüm, ölüm sebebisin sen
Hiçbir şey yokmuş gibi davranan
Sustukça susan, vurdukça vuran
Kaçtıkça kaçan, alçaldıkça alçalan
Kalleş bir yüreğin puslu gözlerisin sen (aa-aahh)
Dağlasan da her vakit yaramı
Sanma sana durup durup ağlarım
Bağlasan da bütün yollarımı
Sanma döner sana koşarım
Kalemim kırıldıysa yüreğinden
Bir daha yazmayacaksa ellerinden
Görmeyecekse gözlerinden
Sanma vurulurum, sanma yıkılırım
Merak etme sevmelerimden
Dağılmam gönül hücremde ben
Haram kokulum özledimse, özledim
Yalan soylum sevdimse, sevdim
Yumrukladıysam duvarları
Kanattıysam parmaklarımı
Çıkmaz yolum sana ne, kime ne
Delik deşik uykuların içinde
Ve kan ter düşlerin peşinde
Ulan tükendimse, tükendim
Geberdimse, geberdim
Vicdan harbinde koma hain yüreğini
Sevmek senin neyine
Görmek gözlerine pus olmuşken böyle
Ben ölmüşüm, kalmışım sana ne (sana ne, sana ne, sana ne)
Bir akrep zehridir öldürür sevdan
Yüreğim yaralı, dillerim suskun
Sızlana sızlana dağlar gönlümü
Yüreğim yanar da, közlerim suskun
Off yüreğim yanar da, közlerim suskun
Bu tarih böyle devam etmeyecek
Yaşanan tarih böyle gitmeyecek
Bir gün sen yazacaksın
Denizdin kalbimde, güneştin gözlerimde
Çok söylemek istemiştim de, söyleyememiştim diye
Haykıracaksın, buzdan yüreğini taştan taşa çalacaksın
Kafanı kırk bin parçaya ayıracak, aklını fikrini yitireceksin
Görmek için gözlerim
Bi′ defa daha tutmak için ellerimi
Kalan varını vermek isteyeceksin
Ne varın, ne varlığın güldürecek
Hiçbir şey kar etmeyecek
Bu takas bir daha olmayacak
Sevgimin katresine muhtaçlığın
Mahşer gününe kadar sürecek
Ama asla yüzün gülmeyecek (aa-aahh)
Ben bir gönül mahkumuyum (aa-aahh)
Ben bir kader mahkumuyum
Yanık bir gönül eskisi
Darda kalmış bir yüreğin gözleri yakan acı iniltisiyim
Ben bir gönül mahkumuyum
Hasretin asıl ismi kavuşamayan
Kavuşsa da, asla buluşamayan
Kan revanda kalan, bir yüreğin sevgi işçisiyim
Ben bir gönül mahkumuyum
Ben bir kader mahkumuyum
Tespih çekerim, volta döverim
Parmaklık sayarım, ömür sayarım
Gün sayarım, yıl sayarım
Ben bir gönül mahkumuyum
Sen görmesen de, hiç gelmesen de
Yattığım ranzada gördüğüm
Mahpusluğumda bin defa öldüğüm
Rüyalarımda tek gördüğümsün
Aldırma vur şimdi, aldırma kır kalemi şimdi
Sanma eğilirim, bükülürüm
Sanma ölmekten geri gelirim
Çek o kara gözlerini, sık kalbime kalbime
Bir adım kıpırdarsam namerdim
Hercai vefasız yare varılmaz
Diken diken sevdam sarsan, sarılmaz
Bin eza etse de yare darılmaz
Yüreği yaralı, dilleri suskun
Ooff yüreği yaralı, dilleri suskun

Prisoner of the Heart

You are the captive of a heart shackled by lies
And the cause of death for a man at his wit's end
You are the reason for his demise, his very end
Acting as if nothing is wrong,
Silencing more with each silence, striking harder with each blow,
Running further with each escape, sinking lower with each descent,
You are the hazy eyes of a treacherous heart (aa-aahh)
Even if you were to mend my wounds every time,
Don't think I'd cry over you, time and again,
Even if you were to block all my paths,
Don't think I'd turn and run back to you,
If my pen has broken because of your heart,
If my hands will never write again,
If my eyes will never see you again,
Don't think I'll crumble, don't think I'll fall apart,
Don't worry about my loves,
I won't scatter in my heart's cell,
If I've missed your forbidden scent, I have,
If I've loved your deceitful lineage, I have,
If I've punched walls,
If I've bloodied my knuckles,
My dead-end path, what's it to you, what's it to anyone,
Within my fragmented sleep,
And in pursuit of blood and sweat dreams,
Damn, if I'm exhausted, I am,
If I'm dead, I'm dead,
Put your treacherous heart into a coma in the war of conscience,
What good is love to you,
When your vision is clouded like this,
I'm dead, I'm gone, what's it to you (what's it to you, what's it to you, what's it to you)
Your love is a scorpion's venom, it kills,
My heart is wounded, my tongue is silent,
My heart aches with every moan,
My heart burns, but my embers are silent,
Oh, my heart burns, but my embers are silent,
This history won't continue like this,
The past won't go on like this,
One day you will write,
You were the sea in my heart, the sun in my eyes,
I wanted to say so much, but I couldn't,
You will cry out, you will smash your icy heart against stone,
You will break your head into forty thousand pieces, you will lose your mind,
To see my eyes,
To hold my hands once more,
You will want to give all that you have left,
Neither your possessions nor your existence will bring laughter,
Nothing will be profitable,
This exchange will never happen again,
Your need for a drop of my love,
Will last until Judgement Day,
But your face will never smile (aa-aahh)
I am a prisoner of the heart (aa-aahh)
I am a prisoner of fate,
A remnant of a burnt heart,
The burning lament of a desperate heart, burning eyes,
I am a prisoner of the heart,
Longing is the true name of those who cannot unite,
Even if they meet, they can never truly come together,
A heart left in a pool of blood, I am the worker of love,
I am a prisoner of the heart,
I am a prisoner of fate,
I pray, I pace,
I count bars, I count years,
I count days, I count years,
I am a prisoner of the heart,
Even if you never see me, even if you never come,
What I see on my bunk,
What I died for a thousand times in my imprisonment,
The only one I see in my dreams,
Strike now, break the pen now,
Don't think I'll bend, I'll buckle,
Don't think I'll come back from the dead,
Turn away your dark eyes, squeeze my heart, my heart,
If I move a step, I'm a coward,
A fickle, unfaithful lover cannot be reached,
My thorny love, shaken, cannot be embraced,
Even if a thousand torments are inflicted, a lover is not constricted,
The heart is wounded, the tongue is silent,
Oh, the heart is wounded, the tongue is silent,