Paroles et traduction Murat İnce - Karanlıkta Kalmışım Anne
Добавлять перевод могут только зарегистрированные пользователи.
Karanlıkta Kalmışım Anne
Left In The Darkness, Mother
Karanlıkta
kalmışım
anne
I've
been
trapped
in
the
dark,
Mother
Gün
çoktan
küsmüş
yüzüme
The
sun
no
longer
shines
on
my
face
Nicedir
özlemişimde
I've
been
missing
you
Söyleyememişim
anne...
But
I
couldn't
tell
you,
Mother...
Yani
yaşarken
ölmüşüm
I
felt
like
I
was
already
dead
Kar
beyaz
olmuşum
My
hair
has
turned
as
white
as
snow
Duvar
gibi
suvalarını
dökmüş
The
walls
seem
to
weep
Bir
gecede
bin
yıl
yaşlanmış
I
have
aged
a
thousand
years
in
a
single
night
Ölmüşüm
anne
ölmüş...
I
am
dead,
Mother,
dead...
Sana
kim
git
dedi?
Who
told
you
to
go?
Bana
sordun
mu?
Did
you
even
ask
me?
Bu
ne
acelecilik
anne?
Why
the
rush,
Mother?
Kimden
kaçtın
böyle?
Who
were
you
running
from?
Yoksa
ben
çile
miydim?
Was
I
such
a
burden?
Dert
miydim
şu
kısacık
ömrüne?.
Was
I
that
much
of
a
trouble
to
you
in
this
short
life
span?.
Elimde
değil
anne
I
couldn't
help
it,
Mother
Bak
kırıyorum
bütün
oyuncaklarımı
Look,
I'm
breaking
all
my
toys
Ağaçtan
arabamı,
bilyelerimi,
sapanımı...
My
wooden
car,
my
marbles,
my
slingshot...
Sonra
bana
bıraktığın
bütün
tebessümleri
dudaklarımdan
siliyorum
And
then
I'm
wiping
away
all
the
smiles
you
left
me
İnandığım
her
şeyi
...
Everything
I
believed
in
...
Sen
ki
ömrüme
yar,
You
were
my
life
Sırtıma
gardaştın...
My
brother...
Nice
hainliktir
ki
bu?
How
cruel
is
this?
Yıkılmış,
yıkmışlar,
They
have
destroyed
me
Kim
yapmış?
Who
did
this?
Kim
kar
yağdırmış
dağlarıma?
Who
brought
the
snow
to
my
mountains?
Erken
gelen
şu
ölüme
Who
supports
this
untimely
death?
Kim
arka
çıkmış?
Who
has
robbed
me
of
my
life,
my
essence,
Kim
ömrümü,
can
özümü,
My
Mother,
my
spirit,
my
loved
one,
Anamı,
canımı,
cananımı,
My
true
self
Asıl
gerçeğimi
My
sweet
talker?
Bal
sözlümü
elimden
almış?
Who,
Mother?
Who,
tell
me?
Kim
ay
anne?
Kim
söylesene?
I
couldn't
help
it...
Elimde
değil...
And
now
you're
leaving
Ve
şimdi
sen
gidiyorsun
My
tongue
is
tied,
my
heart
is
bleeding,
Dilim
lal,
özüm
kan,
I'm
lost,
Mother...
Kaldım
anne...
Can't
you
see
it,
Mother?
Görmüyor
musun
ey
anne?
Despair
has
settled
in
my
lungs,
Çaresizliğim
ciğerime
oturmuş,
My
voice
is
in
my
grave,
Sesim
kabrinde,
My
fingers
are
on
my
tombstone,
Parmaklarım
mezar
taşında,
My
body
is
in
the
ground
Gövdem
toprağında
And
your
son
is
left
with
you
Ve
oğlun
sende
kalmış
I'm
dead,
Mother,
dead...
Ölmüşüm
ay
anne,
ölmüş...
I'm
leaving
this
place,
I've
saved
my
song
for
the
end,
Gidiyorum
buralardan,
türkümü
sona
bıraktım,
I'm
on
an
irreversible
path,
I've
burned
my
ships,
Dönüşsüz
yollardayım,
gemilerimi
yaktım,
I'm
on
an
irreversible
path,
I've
burned
my
ships...
Dönüşsüz
yollardayım,
gemilerimi
yaktım...
I'm
leaving,
stay,
my
beloved
Ben
gidiyorum,
sen
kal
sevdiğim
söyle,
There
is
no
return
Gidipte
dönmemek
var,
anneme
söyle...
Tell
my
Mother...
Ana
yüreği
yanar,
benim
yüreğim
kor
olur,
A
mother's
heart
will
burn,
my
heart
will
become
embers,
Türkümüz
dağları
tutar,
anneme
söyle,
Our
song
will
echo
in
the
mountains,
tell
my
Mother,
Türkümüz
dağları
tutar,
anneme
söyle.
Our
song
will
echo
in
the
mountains,
tell
my
Mother.
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Writer(s): Ahmet şafak
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.