Paroles et traduction Murat İnce - Tutunamadım
Добавлять перевод могут только зарегистрированные пользователи.
Tutunamadım
I Was Unable to Stay Connected
Gece
susmasını
bilseydi
ben
hiç
konuşur
muydum
If
the
night
had
the
knowledge
of
silence,
would
I
have
spoken,
Yaralarım
azmasaydı
hatıralarım
canlanmasaydı
ve
senin
bir
selamın
gelseydi
ben
hiç
çıldırır
mıydım
If
my
wounds
hadn't
worsened,
my
memories
hadn't
come
to
life,
and
if
I
had
gotten
a
greeting
from
you,
would
I
have
gotten
crazy?
Duvarlar
üstüme
üstüme
geliyor
yazdığım
her
sözcük
kalbimden
hesap
soruyor
Walls
are
closing
upon
me,
each
word
I
write
seeks
an
explanation
from
my
heart.
Hiçbir
savunma
biçimi
gecenin
görkemli
saltanatını
mum
kadar
aydınlatamıyor
No
form
of
defense
can
illuminate
the
night's
grandeur
as
much
as
a
candle.
Ve
ben
siyaha
koşuyorum
ama
siyah
konuşmuyor
And
I
run
towards
the
darkness,
but
darkness
says
nothing.
Unutulmuş
bir
sokağın
gece
lambası
bile
değilim
I
am
not
even
a
forgotten
street's
night
light.
Sokak
köpeklerinin
ulumaları
iliklerime
geçiyor
Howls
of
street
dogs
penetrate
my
bone
marrow.
Değil
korkmak
bu
bu
sadece
yangının
siyaha
geçmesi
siyahın
yangına
sönmesi
That
is
not
fear;
it
is
just
the
fire
turning
black,
the
black
getting
extinguished
by
fire.
İçinde
hiçbir
umut
barındırmayan
bir
adamın
üzgün
bestesi
It
is
a
sorrowful
composition
of
a
man
without
any
hope.
Sahibi
olamadığım
yıllarımın
boynunda
tasmalar
ki
tutsak
eder
sen
gittikten
sonra
da
beni
Collars
on
the
neck
of
my
years,
under
which
I
could
not
be
a
master,
imprison
me
after
you
left.
Bir
adım
dahi
kıpırdayamam
ve
camlar
kırılır
faili
kaçak
kalanı
kör
ışıklarda
masum
ben
I
cannot
move
a
single
step,
and
windows
are
shattered,
the
culprit
remains
unseen,
and
I
am
innocent
under
the
blinding
lights.
Ama
o
işte
masum
ben
şimdi
parmaklıklar
ardında
But
there
I
am
innocent,
now
behind
bars.
Haksızlık
sonuna
kadar
ömrümü
demliyor
Unfairness
brews
my
whole
life.
Ömrüm
ki
sana
mahkum
sana
tutsak
bir
sana
bir
iki
sözüne
muhtaç
My
life
that
is
condemned
to
you,
imprisoned
by
you,
a
life
in
need
of
a
single
word,
two
words
from
you.
Aşıklar
düşüyor
bu
şehirde
birer
ikişer
ve
her
akşam
ve
her
sabah
aşıklar
ölüyor
bu
şehirde
Lovers
perish
in
this
city,
one
by
one,
every
evening
and
every
morning,
lovers
die
in
this
city.
Elimden
bir
şey
gelmiyor
I
can't
do
anything.
Tutunamıyorum
ne
kendime
ne
kendimi
geçen
gölgeme
yaslanamıyorum
I
cannot
cling
to
myself,
or
to
my
own
shadow
that
surpasses
me.
Ölümler
bir
sabah
bir
akşam
beklemiyor
bu
şehirde
Deaths
do
not
wait
for
morning
or
evening
in
this
city.
Umutlar
sen
gittiğinden
beri
küs
kalmışlar
öyle
ki
Hopes
have
been
sulking
since
you
left,
so
much
so,
Yalvarsan
yakarsan
boş
öyle
ki
umutlar
düş
olmuşlar
uyurgezer
bedenime
That
if
you
beg
or
plea,
it’s
useless;
hopes
have
become
dreams
in
my
somnambulant
body.
Ve
her
defasında
bir
uçurumun
kenarındayım
düşmekteyim
her
defasında
And
every
time
I
am
on
the
edge
of
a
cliff,
I
fall
every
time.
Tutarsınlara
kurduğum
beklemelerim
umutlarımı
küs
saymışlar
My
expectations
that
I
have
established
for
the
dependent
have
neglected
my
hopes.
Dedim
ya
gece
susmasını
bilseydi
ben
hiç
konuşur
muydum
Like
I
said,
if
the
night
had
the
knowledge
of
silence,
would
I
have
spoken?
Ben
şimdi
parmaklıklar
ardında
Now
I
am
behind
bars.
Ben
şimdi
sana
tutsak
bu
zindanda
I
am
now
your
prisoner
in
this
dungeon.
Tutunamadım
ne
kendime
ne
de
sana
I
could
not
cling
to
myself,
nor
to
you.
Yalan
ömrüm
bir
uçurum
kenarında
My
false
life
is
on
the
edge
of
a
cliff.
Ben
şimdi
parmaklıklar
ardında
Now
I
am
behind
bars.
Ben
şimdi
sana
tutsak
bu
zindanda
I
am
now
your
prisoner
in
this
dungeon.
Tutunamadım
ne
kendime
ne
de
sana
I
could
not
cling
to
myself,
nor
to
you.
Yalan
ömrüm
bir
uçurum
kenarında
My
false
life
is
on
the
edge
of
a
cliff.
Aa
aa
a
a
a
aaaa
aa
Aa
aa
a
a
a
aaaa
aa
Aa
aa
a
a
a
aaaa
aa
Aa
aa
a
a
a
aaaa
aa
Aa
aa
a
a
a
aaaa
aa
Aa
aa
a
a
a
aaaa
aa
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.