Paroles et traduction Naragâh - Düşmanım Aynalara
Düşmanım Aynalara
My Enemy is the Mirrors
Düşmanım
aynalara
My
enemy
is
the
mirrors
Uzaktaki
ufuklara
doğru
giderim
I'll
go
towards
the
distant
horizon
Bir
gün
dank
edene
kadar
Until
one
day
it
dawns
on
me
Bu
kalın
kafama
hayatın
doğruları
The
truths
of
life
in
this
thick
head
of
mine
Vakit
az,
ya
da
çok
Time
is
short,
or
long
Ne
fark
eder
What
does
it
matter
Vururum
çantamı
sırtımda
giderim
I'll
throw
my
bag
on
my
back
and
go
Omuzlarımda
birkaç
yıl,
birkaç
ömür
kırıntısı
var
There
are
a
few
years,
a
few
crumbs
of
life
on
my
shoulders
Bozulur
asabım
My
nerves
are
frayed
Bak,
ben
çökük
göz
altlarımla
yol
alırım
Look,
I'll
set
off
with
my
sunken
eyes
Yıllar
boyu
bastırılarak
evrilmiş
duygularımla
With
my
emotions
that
have
been
suppressed
and
evolved
over
the
years
Düşünce
küfü
kaplı
odamın
kuytularında
yol
alırım
I'll
set
off
in
the
nooks
and
crannies
of
my
room,
covered
in
the
mold
of
thought
Kopmadı
mı
kıyametin,
ey
yaradan
Didn't
the
apocalypse
come,
oh
creator
Bedenimin
etrafını
sarmış
Surrounding
my
body
Tek
başına
sarılmaz
yaralar
Wounds
that
don't
heal
alone
Bağlatıyor
karalar
Connect
the
sorrows
Bedenimi
yiyen
bu
hastalığın
yağdırdığı
beşinci
kara
kar
The
fifth
black
snow
that
this
disease
eating
my
body
has
rained
down
İnanarak
yürüdüğüm
bu
yolun
da
bana
sırt
çevirdiği
gün
The
day
this
path
I
walked
believingly
turned
its
back
on
me
Uzaktaki
ufuklara
doğru
giderim
I'll
go
towards
the
distant
horizon
Bir
gün
dank
edene
kadar
Until
one
day
it
dawns
on
me
Bu
kalın
kafama
hayatın
doğruları
The
truths
of
life
in
this
thick
head
of
mine
Vakit
az,
ya
da
çok
Time
is
short,
or
long
Ne
fark
eder
What
does
it
matter
Vururum
çantamı
sırtımda
giderim
bir
gün
I'll
throw
my
bag
on
my
back
and
go
one
day
Bitti,
artık
kaldım
kendi
insafıma
It's
over,
I'm
left
to
my
own
devices
now
Olduramadığım
hedeflerin
esiriyim
I'm
a
prisoner
of
the
goals
I
couldn't
achieve
Pişmanım
pişmanlığıma
I
regret
my
regrets
Kana
kan,
dişe
diş
Blood
for
blood,
tooth
for
tooth
Kalamam,
bu
rezilliğin
arasında
I
can't
stay,
among
this
disgrace
Düşmanım
aynalara
My
enemy
is
the
mirrors
Düşmanım
aynalara
My
enemy
is
the
mirrors
Düşmanım
aynalara
My
enemy
is
the
mirrors
Ben
de
yol
alırım
I'll
set
off
too
Uzaktaki
ufuklara
doğru
giderim
I'll
go
towards
the
distant
horizon
Bir
gün
dank
edene
kadar
Until
one
day
it
dawns
on
me
Bu
kalın
kafama
hayatın
doğruları
The
truths
of
life
in
this
thick
head
of
mine
Vakit
az,
ya
da
çok
Time
is
short,
or
long
Ne
fark
eder
What
does
it
matter
Vururum
çantamı
sırtımda
giderim
(giderim)
I'll
throw
my
bag
on
my
back
and
go
(go)
Uzaktaki
ufuklara
doğru
giderim
I'll
go
towards
the
distant
horizon
Bir
gün
dank
edene
kadar
Until
one
day
it
dawns
on
me
Bu
kalın
kafama
hayatın
doğruları
The
truths
of
life
in
this
thick
head
of
mine
Vakit
az,
ya
da
çok
Time
is
short,
or
long
Ne
fark
eder
What
does
it
matter
Vururum
çantamı
sırtımda
giderim
bir
gün
I'll
throw
my
bag
on
my
back
and
go
one
day
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.