Paroles et traduction Ohash - Kara Bulutlar
Добавлять перевод могут только зарегистрированные пользователи.
Kara Bulutlar
Black Clouds
Üstümde
kara
bulutlar,
küçük
değil
boyutları
Black
clouds
above
me,
their
size
is
not
small
Ben
sustukça
büyüyo'lar
(ya
ya)
savaşaca'm
They
grow
as
I
stay
silent
(yeah
yeah)
I
will
fight
Onlar
farkında
ve
korkuyorlar,
silahımız
mikrofondan
They
are
aware
and
afraid,
our
weapon
is
the
microphone
Dedikoduyuz
karakolda,
arıyo'lar
bahane
bulamıyorlar
We
are
the
gossip
at
the
police
station,
they
search
for
excuses
but
find
none
Biz
tüm
duvarlarınızı
boyayacağız
We
will
paint
all
your
walls
Hiçbi'
kuralınıza
uymayacağız
We
will
not
obey
any
of
your
rules
Biz
onlar
gibi
kanser
değiliz
We
are
not
cancerous
like
them
Bunun
nedenini
biliyorlar
They
know
the
reason
for
this
Korkmuyorum
silahlarınızdan
I
am
not
afraid
of
your
weapons
Bok
kokusu
çıkıyor
ağ'zınızdan
The
smell
of
shit
comes
out
of
your
mouth
Bize
yaşattığınız
hayat
zaten
bi'
hapis
The
life
you
make
us
live
is
already
a
prison
Sıçayım
o
dört
duvarınıza
Fuck
your
four
walls
Sizin
gibi
yaşayamayanlar
suçlu
Those
who
can't
live
like
you
are
guilty
Size
köle
olamadığım
için
mi
suçluyum?
Am
I
guilty
because
I
cannot
be
your
slave?
Bizim
kimseye
bi'
yararımız
zararımız
yok
We
have
no
benefit
or
harm
to
anyone
Gördüklerimizi
anlatmamız
da
mı
suçmuş?
Is
it
a
crime
to
tell
what
we
see?
İnsanların
her
şeyden
haberi
var
People
know
everything
Sisteminizden
nefret
ediyo
They
hate
your
system
Gerçeklerden
kaçmaya
çalışma
Don't
try
to
escape
the
truth
Kimse
böyle
yaşamayı
sevmiyo'
Nobody
likes
to
live
like
this
Yarınımız
yok
paralı
köpeklerin
karnı
tok
We
have
no
tomorrow,
the
bellies
of
paid
dogs
are
full
Yetmedi
biber
gazi
yediriyor
(bize)
Not
enough,
they
make
us
eat
pepper
gas
(us)
Karnımızı
öyle
doyuruyor
(onlar)
That's
how
they
fill
our
stomachs
(they)
Baskın
tüm
yollar
kapanıyor
Raid,
all
roads
are
closed
Sokakta
müzik
çalamazsın
You
can't
play
music
on
the
street
Yaşadıklarını
anlatmazsın
You
can't
tell
what
you've
been
through
Onlar
için
çalışacaksın
You
will
work
for
them
İlla,
köle
olacaksın
You
will
be
a
slave,
no
matter
what
Sizinle
uğraşamayız
çünkü
yükselişteyiz
(yüksek,
yüksek)
We
can't
deal
with
you
because
we
are
on
the
rise
(high,
high)
Bize
değiş
desen
ne
fark
eder
ki?
Gene
değişmeyiz
(hayır,
hayır)
If
you
tell
us
to
change,
what
difference
does
it
make?
We
still
won't
change
(no,
no)
Sizin
yapmanız
gereken
başka
çok
şey
var
You
have
many
other
things
to
do
Peki
neden
tecavüzcüler
rahat
geziyo
dışar'da?
So
why
are
rapists
walking
around
freely
outside?
Sizi
ağlayan
bi'
annenin
vicdanıyla
baş
başa
bırakıyorum
(baş
başa
bırakıyorum)
I
leave
you
alone
with
the
conscience
of
a
crying
mother
(I
leave
you
alone)
Üstümde
kara
bulutlar
(kara
bulutlar)
Black
clouds
above
me
(black
clouds)
Üstümde
kara
bulut
var
(kara
bulutlar)
There
are
black
clouds
above
me
(black
clouds)
Üstümde
kara
bulutlar
(üst
üste
kara
bulutlar)
Black
clouds
above
me
(black
clouds
on
top
of
each
other)
Üstümde
kara
bulut
var
(ya,
kara
bulutlar)
There
are
black
clouds
above
me
(yeah,
black
clouds)
Korumuyor
katlediyor
polis
The
police
don't
protect,
they
kill
Algımız
pis
aga
façamız
pis
de
Our
perception
is
dirty,
bro,
our
face
is
dirty
too
Temiz
olan
bi'
elimizde
var
We
have
one
clean
hand
Onu
neden
görmek
istemediniz?
Why
didn't
you
want
to
see
it?
Biz
de
sizden
hiç
iyilik
görmedik
(inan)
We
haven't
seen
any
good
from
you
either
(believe
me)
Siz
de
bizden
göreceğiniz
şey
sis
(olacak)
What
you
will
see
from
us
is
fog
(it
will
be)
Ömrümüzü
yedi
kör
gözleriniz
(doymadı)
Your
blind
eyes
ate
our
lives
(not
satisfied)
Özgür
zihinimiz
düşüncelerimiz
Our
free
minds,
our
thoughts
Benim
hayallerim
hayal
kalmaz
My
dreams
don't
stay
dreams
Son
hızla
gidiyorum
kimse
durduramaz
beni
I'm
going
at
full
speed,
no
one
can
stop
me
Şimdi
yapmalıyım
ya
da
hiçbi'
zaman
I
must
do
it
now
or
never
Umarım
öteki
dünyanın
da
bi'
ghettosu
var
I
hope
the
other
world
has
a
ghetto
too
Çünkü
bıktım
bu
hissiyatı
olmayanlardan
Because
I'm
tired
of
those
without
this
feeling
Bahaneler
ve
komik
yalanlardan
Of
excuses
and
funny
lies
Kendini
kral
sanıp
kandıranlar
Those
who
think
they
are
kings
and
deceive
themselves
Bütün
bu
insanların
ruh
hastalıkları
var
(var)
All
these
people
have
mental
illnesses
(they
do)
Kafasının
peşinde
olanlar
Those
who
are
after
their
heads
Kafaları
için
kardeşini
satarlar
They
would
sell
their
brother
for
their
heads
Benim
bişey
içmeye
ihtiyacım
yok
ahmak
I
don't
need
to
drink
anything,
idiot
İç
iç
kafan
benim
bu
kafama
ulaşmaz
(zaten)
Drink,
drink,
your
head
will
never
reach
this
head
of
mine
(anyway)
Bi'
bok
olmaz
şikayetlerinden
(he)
Nothing
comes
of
your
complaints
(huh)
Özgür
benim
İfadelerim
(he)
My
expressions
are
free
(huh)
Bu
mahallenin
siyasetleri
(var)
This
neighborhood
has
politics
(it
does)
Yok
sansür
bağımsız
Raplerim
There
is
no
censorship,
my
raps
are
independent
Sizinle
uğraşamayız
çünkü
yükselişteyiz
(yüksek,
yüksek)
We
can't
deal
with
you
because
we
are
on
the
rise
(high,
high)
Bize
değiş
desen
ne
fark
eder
ki?
Gene
değişmeyiz
(hayır,
hayır)
If
you
tell
us
to
change,
what
difference
does
it
make?
We
still
won't
change
(no,
no)
Sizin
yapmanız
gereken
başka
çok
şey
var
You
have
many
other
things
to
do
Peki
neden
tecavüzcüler
rahat
geziyor
dışar'da?
So
why
are
rapists
walking
around
freely
outside?
Sizi
ağlayan
bi'
annenin
vicdanıyla
baş
başa
bırakıyorum
(baş
başa
bırakıyorum)
I
leave
you
alone
with
the
conscience
of
a
crying
mother
(I
leave
you
alone)
Üstümde
kara
bulutlar
(kara
bulutlar)
Black
clouds
above
me
(black
clouds)
Üstümde
kara
bulut
var
(kara
bulutlar)
There
are
black
clouds
above
me
(black
clouds)
Üstümde
kara
bulutlar
(üst
üste
kara
bulutlar)
Black
clouds
above
me
(black
clouds
on
top
of
each
other)
Üstümde
kara
bulut
var
(kara
bulutlar)
There
are
black
clouds
above
me
(black
clouds)
(Kara
bulutlar,
ya,
ya,
ya)
(Black
clouds,
yeah,
yeah,
yeah)
(Dedikoduyuz
karakolda)
(We
are
the
gossip
at
the
police
station)
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Writer(s): Alpcan Bal
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.