Paroles et traduction Oktay Kaynarca - Bugün De Ölmedim Anne / Hekimoğlu

Bugün De Ölmedim Anne / Hekimoğlu

Yüreğimi bi kalkan bilip
Sokaklara çıktım
Kahvelerde oturdum
Çocuklarla konuştum
Sıkıldım dertlendim
Sevgilimle buluştum
Bugün de ölmedim anne
Kapalıydı kapılar
Perdeler örtük
Silah sesleri uzakta boğuk boğuk
Bi yüzüm ayrılığa
Bi yüzüm hayata dönük
Bugün de ölmedim anne
Üstüme bir silah doğruldu sandım
Rüzgar beline dolandığında bi dalın
Korktum, güldüm, kendime kızdım
Bugün de ölmedim anne
Bana böylesi garip duygular bilmem niye gelir
Nereye gider
Döndüm işte
Acı, yüreğimden beynime sızar
Bugün de ölmedim anne
Hekimoğlu derler benim aslıma
Aynalı martin yaptırdım da narinim kendi neslime
Aynalı martin yaptırdım da narinim kendi neslime
Konaklar yaptırdım döşetemedim
Ünye de Fatsa bir oldu da narinim baş edemedim
Ünye de Fatsa bir oldu da narinim baş edemedim
Bugün günlerden pazardır pazar
Çiftlice muhtarı dediğin de narinim puştluklar düzer
Çiftlice muhtarı dediğin de narinim puştluklar düzer
Ünye Fatsa arası ordu da kuruldu
Hekimoğlu dediğin de narinim o da vuruldu
Hekimoğlu dediğin de narinim o da vuruldu
Hekimoğlu dediğin narinim o da vuruldu
Hekimoğlu dediğin narinim o da vuruldu

Today I Didn't Die, Mother / Hekimoğlu

Thinking of my heart as a shield,
I went out into the streets.
I sat in coffeehouses.
I talked to the children.
I got bored and worried.
I met with my lover.
Today I didn't die, Mother.
The doors were closed.
The curtains were drawn.
The sound of gunshots rang out in the distance.
Half of my face turned to parting,
Half of my face turned to life.
Today I didn't die, Mother.
I thought a gun was pointed at me,
When the wind wrapped itself around a branch.
I was frightened, I laughed, I got mad at myself.
Today I didn't die, Mother.
I don't know why these strange feelings come over me.
Where do they go?
I'm back again.
The pain seeps from my heart to my brain.
Today I didn't die, Mother.
They call me Hekimoğlu by my real name.
I had a silver-inlaid rifle made, but I'm delicate in my own time.
I had a silver-inlaid rifle made, but I'm delicate in my own time.
I had mansions built, but I couldn't furnish them.
Ünye and Fatsa became one, but I couldn't handle it, my dear.
Ünye and Fatsa became one, but I couldn't handle it, my dear.
Today is market day, it's market day.
The village headman of Çiftlice, he's a rascal, he schemes.
The village headman of Çiftlice, he's a rascal, he schemes.
They set up an army between Ünye and Fatsa.
They even shot Hekimoğlu, my dear.
They even shot Hekimoğlu, my dear.
They shot Hekimoğlu, my dear.
They shot Hekimoğlu, my dear.