Patron - Hoşçakalın Gözüm - traduction des paroles en anglais

Paroles et traduction Patron - Hoşçakalın Gözüm




Hoşçakalın Gözüm
Hoşçakalın Gözüm
Ey!
Hey!
Aylardır üstünde oturduğunuz çükten kudurmuştunuz artık
For months you had been freaking out on the dick you were sitting on
Hoşçakalın gözüm, büyük bi′ yükten kurtuldunuz
Farewell my love, you got rid of a big burden
Sapıtmış bi' isyan ruhunuz
Your degenerate rebellious soul
Parçalanmış dostuklardan dökülen sırlar duydunuz
You heard the secrets of shattered friendships
Sizler benim için İstanbul′dunuz (yeah)
You were my Istanbul (yeah)
"Benim sizlerle bi' derdim yok." derdim eskiden
"I have nothing against you." was my old saying
Ama şimdi kimseyle derdim yok; benim derdim herkesle
But now I have no problems with anyone; my problem is with everyone
Tahammül edemedim dünyaya, kaçmayı denedim kumaşlar satıp
I couldn't tolerate the world, I tried to escape by selling fabrics
Karar veremedim attığım her kulaç yarım kalır
I couldn't make up my mind; every stroke I take remains incomplete
Gözünün önünde deliriyorum ve her türlü çözümü deniyorum
I'm going insane in front of your eyes, and I'm trying every solution
En sonunda yüzünü görüyorum, uykumdan hüzünü siliyorum
Finally I can see your face, I am erasing the sadness from my sleep
Sen komiklik yapıp dur sofistik kalır bu
Keep being funny, it will remain sophisticated
Pokemon gibiydik, zıbardık içip
We were like Pokemons, roaring while drunk
Hep Hip-Hop'a yatırdık peşine karıştık işe ve batırdık işi
We always invested in Hip-Hop, then we got involved in business and ruined the business
Ben mükemmel değildim hiçbi′ zaman, hâlâ da değilim
I've never been perfect, and I'm still not
Ama insanlar yalnızca ben bu işi yapınca saygıyla eğilir
But people bow respectfully only when I do this job
Sen yaptıkların için kendinle yüzleş, iyi düşün bi′ anlık değil (düşün)
Confront yourself for what you've done, think carefully for a moment (think)
Kendine gelince hatırla en başta inandığımız şeyi (hatırla)
When you come to yourself, remember what we believed in the first place (remember)
Kimse için özel değil bu hayatımdan çıkan bütün dostlara
This life is not special for anyone; to all my friends who left my life
O kadar çok var ki (ooo)
There are so many of them (ooo)
Sorun bende sanardım
I thought the problem was with me
Ve içten pazarlıklarınıza gerçekten (yeah) hiç şaşırmadım (yeah)
And I was really (yeah) not surprised at all by your back-door deals (yeah)
En eski hâllerinizi bile hâlâ dün gibi hatırlarım
I can still remember your oldest versions as if they were yesterday
İlla ki hatalarım olmuştur, özür diledim çoğundan
I must have made mistakes, I apologized for most of them
Çözüm ürettim sorunca, gönül dedim kovunca
I came up with solutions when you asked, I said sweetheart when you chased away
Sözüm tütün gibi kulak arkası söyle ömür nedir doğunca
My words are like smoke, behind the ear, say what life is when you're born
Neyim kalır ölünce ince bir sitemden gayrı?
What will be left of me when I die other than a subtle reproach?
Hayat neleri getirir, neleri götürür
Life brings and takes
Bedeli ölüm olsa bile
Even if the price is death
Dayan, durma onlar gülsün kendi hâline
Hold on, don't stop them laughing at themselves
Hayat neleri getirir, neleri götürür
Life brings and takes
Bedeli ölüm olsa bile
Even if the price is death
Dayan, durma onlar gülsün kendi hâline
Hold on, don't stop them laughing at themselves
Hayat neleri getirir, neleri götürür
Life brings and takes
Bedeli ölüm olsa bile
Even if the price is death
Dayan
Hold on
Hayat neleri getirir, neleri götürür
Life brings and takes
Bedeli ölüm olsa bile
Even if the price is death
Dayan
Hold on
Biz unuttuk her şeyin bizim için ne kadar kolay olduğunu
We forgot how easy everything was for us
Tek gereken yazmaktı; beraber ve dürüst yazmak
All it took was writing; writing together and honestly
Tüm günümüz eğlenmek ve uyumak olurdu kelimeleri tükürüp atsaydık
All day long our fun would be to enjoy and sleep, if we had spat out the words
Şimdi ise karşımda ağlamaktan sümüğün ak'cak
And now you are in front of me, your snot running down from crying
Hoşçakalın gözüm, büyük bi′ yükten kurtuldunuz
Farewell my love, you got rid of a big burden





Writer(s): Cornelius Walker, Patron


Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.