Paroles et traduction Patron feat. Ati242 - Mançiz
Mançiz,
mançiz,
mançiz
Munchies,
munchies,
munchies
Bana
"Hâlâ
açım."
dedi
She
said
to
me,
"I'm
still
hungry."
Kafam
güzel
olduğunda
ben
her
şeyi
yerim
When
I'm
high,
I
eat
everything
Dışardaki
insanlara
gözler
kanlı
gelir
People
outside
look
at
me
with
bloodshot
eyes
Buzdolabım
en
sevdiğim
eşyam
artık
benim
My
refrigerator
is
my
favorite
thing
now
Mançiz,
mançiz,
mançiz
Munchies,
munchies,
munchies
Mançiz,
mançiz,
mançiz
Munchies,
munchies,
munchies
Mançiz,
mançiz,
mançiz
Munchies,
munchies,
munchies
Mançiz,
mançiz,
mançiz
Munchies,
munchies,
munchies
Şapur
şupur
tüm
gün
(tüm
gün)
Chomp
chomp
all
day
long
(all
day
long)
Yerim
doymam
düzgün
I
eat
properly,
I
can't
get
enough
Keyfim
kıyak
onlar
gülsün
I'm
feeling
good,
let
them
laugh
Bunun
yeri
dolmaz
çünkü
(ey,
ey)
Because
this
can't
be
replaced
(hey,
hey)
Acıktıkça
acıktım
I
got
hungrier
and
hungrier
Hani
ner'de
dolma
dünkü?
(Nerde?)
Where's
yesterday's
stuffed
grape
leaves?
(Where?)
Ye
fazla
sorma
kürkün
yesin
Eat
a
lot,
don't
ask,
let
your
fur
eat
Zaten
aşka
küstün
(ey)
You're
already
sick
of
love
(hey)
Dön
dolaşsan
aynı
yerde
You
go
around
and
around
in
the
same
place
Nerde
restoran?
(Hahaha,
nerde?)
Where's
the
restaurant?
(Hahaha,
where?)
Nerde
mangal
orda
ben,
sıkıldım
pestodan
(u,
u)
Wherever
there's
a
barbecue,
there
I
am,
I'm
tired
of
pesto
(ooh,
ooh)
Buzdolabım
doluydu
daha
dün
(daha
dün)
My
fridge
was
full
just
yesterday
(just
yesterday)
Boşaldı
çalıştı
tüm
gün
It's
empty,
it
worked
all
day
Hezeyana
benzedi
kalmadı
mamül
(ey)
It's
like
a
delirium,
there's
no
food
left
(hey)
Kadınım
çalışana
makûl
(ey)
My
woman
is
reasonable
to
the
worker
(hey)
Yemek
olayı
bende
Eating
is
my
thing
Çünkü
doymam
siparişle
(doymam)
Because
I
can't
get
full
with
an
order
(can't
get
full)
Üçlü
ya
da
beşli
menü
olmaz
şifa
bizde
(olmaz)
Triple
or
five-piece
menu
won't
cure,
the
cure
is
in
us
(won't
cure)
Pastalar
nefis,
yetmez
tatlılar
ve
cips
(yetmez)
Cakes
are
delicious,
sweets
and
chips
are
not
enough
(not
enough)
Sabıkam
temizse
çek
gece
çorbacıya
mis
(mis)
If
my
palate
is
clean,
take
honey
to
the
soup
kitchen
at
night
(honey)
Her
seferinde
benim
pastama
(ey)
Every
time
it's
my
cake
(hey)
Geçer
yine
yüzü
veren
astara
(ey)
The
one
who
gives
it
passes
by
again
(hey)
Ağlama
timsah
gibi
(ey),
konuşalım
insan
gibi
Don't
cry
like
a
crocodile
(hey),
let's
talk
like
humans
Öyleyse
hasta
la
vista
(u,
u)
Otherwise,
hasta
la
vista
(ooh,
ooh)
Sevgi
hapista
dünyada
Love
is
imprisoned
in
the
world
Ütopya
rüya,
volkanik
beyin
Utopia
is
a
dream,
volcanic
brain
Votka
cintonik,
organik
doping
Vodka
Cintonik,
organic
doping
Mançiz,
mançiz,
mançiz
Munchies,
munchies,
munchies
Bana
"Hâlâ
açım."
dedi
She
said
to
me,
"I'm
still
hungry."
Kafam
güzel
olduğunda
ben
her
şeyi
yerim
When
I'm
high,
I
eat
everything
Dışar'daki
insanlara
gözler
kanlı
gelir
People
outside
look
at
me
with
bloodshot
eyes
Buzdolabım
en
sevdiğim
eşyam
artık
benim
My
refrigerator
is
my
favorite
thing
now
Mançiz,
mançiz,
mançiz
Munchies,
munchies,
munchies
Mançiz,
mançiz,
mançiz
Munchies,
munchies,
munchies
Mançiz,
mançiz,
mançiz
Munchies,
munchies,
munchies
Mançiz,
mançiz,
mançiz
Munchies,
munchies,
munchies
Mançiz,
Big
Mac,
milkshake
Munchies,
Big
Mac,
milkshake
Triple
X,
Pizza,
Skrillex
Triple
X,
Pizza,
Skrillex
Big
King
ister
doymaz
sürtük
She
wants
a
Big
King,
the
insatiable
bitch
İster
hep
bizden
bak
listem
dolu
hepten
She
always
wants
from
us,
look
my
list
is
always
full
Doritos
ver,
onu
sevmem
bana
koş
gel
Give
me
Doritos,
I
don't
like
that,
come
run
to
me
Sevdiysen
cidden
bro
If
you
really
loved
it
bro
Çek
çek
imrendiysen
çok
Pull
pull
if
you
were
jealous
a
lot
Jag'den
iğrendiysen
çok
If
you
were
disgusted
by
Jag
a
lot
Cash
ver,
siksen
cepten
yok,
no
Give
cash,
there's
no
fucking
money
in
my
pocket,
no
Defter
sevmem,
yok
I
don't
like
notebooks,
no
Yapar
kızın
yoga
The
girl
does
yoga
Kısık
gözüm
sonra,
promoba
My
eyes
are
narrow
afterwards,
to
the
promo
Promo
var
burda,
ey
There's
a
promo
here,
hey
Kafam
kıyak,
ortam
loş
bak
My
head's
feeling
good,
the
ambiance
is
dim,
look
Hiç
peşimde
koşma,
konuşma
nonoş
lan
Don't
follow
me,
don't
talk
sissy,
man
Ne
boş
mu,
be
çüş
kafan
What,
is
it
empty,
damn
your
head
Çıkalım
en
üst
kata
Let's
go
to
the
top
floor
Bitmedi
henüz
daha
It's
not
over
yet
Büsbütün
temiz
kafam,
ey
My
head
is
completely
clear,
hey
Mançiz,
mançiz,
mançiz
Munchies,
munchies,
munchies
Bana
"Hâlâ
açım."
dedi
She
said
to
me,
"I'm
still
hungry."
Kafam
güzel
olduğunda
ben
her
şeyi
yerim
When
I'm
high,
I
eat
everything
Dışar'daki
insanlara
gözler
kanlı
gelir
People
outside
look
at
me
with
bloodshot
eyes
Buzdolabım
en
sevdiğim
eşyam
artık
benim
My
refrigerator
is
my
favorite
thing
now
Mançiz,
mançiz,
mançiz
Munchies,
munchies,
munchies
Mançiz,
mançiz,
mançiz
Munchies,
munchies,
munchies
Mançiz,
mançiz,
mançiz
Munchies,
munchies,
munchies
Mançiz,
mançiz,
mançiz
Munchies,
munchies,
munchies
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Writer(s): Atilla Serin, Ege Erkurt
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.