You've left me with nothing but a tomorrow that's uncertain.
Canımdan bi parça koptun.
You've torn a piece of my heart away.
Yola çıkıyor yine hangi yöne dönsem sana çıkıyor kaçışım yok.
I keep setting out on the road again, but no matter which direction I turn, I end up back at you, there's no escape.
Ne senle ne de sensiz olmuyor.
It's neither with you nor without you that it works.
Ay dönümü, kör düğüm bu son bölümüm.
The moon's cycle, a tangled knot, this final chapter of mine.
Yalanlarını sakla kendine seni hor görürüm.
Keep your lies to yourself, I despise you.
Aşk ölü bi bebek gibi doğar ve hemen gömülür.
Love is born like a dead baby, only to be buried right away.
Benden basit bi birim ama zor görülür.
A simple unit from me, but difficult to see.
Yalan gelir tesirim.
Lies come as a consequence of my influence.
Yüzünden aşk taşırdım seni öyle bahar sevdim ki aşk şaşırdı.
From your face, I carried love, I loved you like spring, love was surprised.
Sen aşka aç kalma diye taş taşırdım
I carried stones, so that you wouldn't starve for love.
Sevseydin aşkı eğer aşk başına taç taşırdı.
If you had loved, love would have crowned you.
Artık yok yarama deva bi ömür boş geçiyor her uyanış heba.
Now there's no cure for my wound, an eternity passes by, every awakening is wasted.
Ve aşk bulaşır tenime o zaman.
And love infects my flesh then.
Aşk veba her yeni bir başlangıç her yeni bir veda.
Love is a plague, every new beginning, every new farewell.
ölmemeyide seçtim artık yüzünü görmemeyide içimi dökmemeyi değilde izini sürmemeyide.
I've chosen not to die now, not to see your face, not to pour out my heart, but to follow your trail.
öğrendim haliyle yalanlarına gülmemeyide.
I've learned to laugh at your lies.
Sevmemeyide geri dönmemeyide kader dedik her gidene hata değil.
To not love you, to not return, we called it fate, every departure is not a mistake.
Döner dedik her gidene yalan değil dünden kalma şarabın etkisindeyim öyle ne yakın ne uzak orta bi yerdeyim sen gelince bahar kışa dönüşür aşkım olmuyor gidince gündüzüm gece bu kadeh dolmuyor.
We said everyone comes back, it's not a lie, I'm still under the influence of yesterday's wine, neither close nor far, in an intermediate place, when you arrive, spring turns into winter, my love, it doesn't work out, when you leave, my day turns into night, this cup doesn't fill up.
Be öyle ne böyle değişmiyor mazi sanırım ne senle nede sensiz olmuyo.
Well, neither this way nor that way, it doesn't change, the past, I guess, it's neither with you nor without you that it works.
Yola çıkıyor yine hangi yöne dönsem sana çıkıyor kaçışım yok.
I keep setting out on the road again, but no matter which direction I turn, I end up back at you, there's no escape.
Ne senle ne de sensiz olmuyor.
It's neither with you nor without you that it works.
Évaluez la traduction
Ooops
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.