ROE - Yaktım Eski Günlere - traduction des paroles en anglais

Paroles et traduction ROE - Yaktım Eski Günlere




Yaktım Eski Günlere
I Burned for the Old Days
Görmezden geldim,
I ignored it,
Sen değilmiş gibi derdim.
Pretended it wasn't you.
"Olmadı, yaşa." dedim acını en iyisi.
"It didn't work, live on," I said, pain's the best teacher.
İçtim, kendime geldim.
I drank, I came to my senses.
Dağıttım her yeri, her gece.
I trashed everything, every night.
"Bu son!" dedim, söz verdim.
"This is the last time!" I said, I promised.
Tutamadım, umrumda da değil.
I couldn't keep it, I don't care.
Zararı kendime verdim.
I hurt myself.
Sıkıntımı yüzümden,
Understand my distress from my face,
Yorgunluğu sesimden anla.
My exhaustion from my voice.
Konuşurlar hakkında,
They talk about you,
Sen sakın onlara inanma.
Don't you believe them.
Tutma kendini, bırak aksın.
Don't hold back, let it flow.
Hatta benim yerime de ağla.
Even cry in my place.
Ağla! Neyi değiştirir ki güzelim,
Cry! What does it change, beautiful,
Fazladan bi' damla?!
Just one more tear?!
Yaktım eski günlere!
I burned for the old days!
Yaktım eski günlere!
I burned for the old days!
Bana olan hislerin değişti.
Your feelings for me have changed.
Dönüştü hepsi nefrete.
They all turned into hatred.
Yaktım eski günlere!
I burned for the old days!
Yaktım eski günlere!
I burned for the old days!
Şimdi mesafe var aramızda.
Now there's distance between us.
Sorma, yaşanmıyor böyle de!
Don't ask, it's unbearable like this!
Yaktım eski günlere!
I burned for the old days!
Yaktım eski günlere!
I burned for the old days!
Bana olan hislerin değişti.
Your feelings for me have changed.
Dönüştü hepsi nefrete.
They all turned into hatred.
Yaktım eski günlere!
I burned for the old days!
Yaktım eski günlere!
I burned for the old days!
Şimdi mesafe var aramızda.
Now there's distance between us.
Sorma, yaşanmıyor böyle de!
Don't ask, it's unbearable like this!
Yaktım eski günlere.
I burned for the old days.
Gerek yok daha fazla söze.
No need for more words.
Bir zamanlar bakarken,
Once upon a time, looking at me,
Bana parlayan bi' çift göze.
A pair of eyes that shone for me.
Eriyorum günden güne.
I'm melting away day by day.
Ölüyo'dum, arayamadım yine de.
I was dying, I couldn't call you anyway.
Bana bir veda borcun olsun.
You owe me a goodbye.
Öpmeliydim son bir kere.
I should have kissed you one last time.
Soğuk terler, ilaçlar...
Cold sweats, medications...
Arar herkes, hiç açmam.
Everyone calls, I don't answer.
Yatağa dökülmüş, sarı saçlar;
Spilled on the bed, blonde hair;
Senden bana geri kalan son hatıra.
The last memory of you I have left.
Biter ömrüm yakında.
My life will end soon.
Tam şu anda yanımda olmalıydın.
You should be by my side right now.
Ama yine doldurdum bi' kadeh.
But I filled another glass.
Yanında...
Next to...
Yaktım eski günlere!
I burned for the old days!
Yaktım eski günlere!
I burned for the old days!
Bana olan hislerin değişti.
Your feelings for me have changed.
Dönüştü hepsi nefrete.
They all turned into hatred.
Yaktım eski günlere!
I burned for the old days!
Yaktım eski günlere!
I burned for the old days!
Şimdi mesafe var aramızda.
Now there's distance between us.
Sorma, yaşanmıyor böyle de!
Don't ask, it's unbearable like this!
Yaktım eski günlere!
I burned for the old days!
Yaktım eski günlere!
I burned for the old days!
Bana olan hislerin değişti.
Your feelings for me have changed.
Dönüştü hepsi nefrete.
They all turned into hatred.
Yaktım eski günlere!
I burned for the old days!
Yaktım eski günlere!
I burned for the old days!
Şimdi mesafe var aramızda.
Now there's distance between us.
Sorma, yaşanmıyor böyle de!
Don't ask, it's unbearable like this!






Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.