Paroles et traduction Radansa - Yıldızlar Sönünce
Добавлять перевод могут только зарегистрированные пользователи.
Yıldızlar Sönünce
Yıldızlar Sönünce
Hayatın
ekseninde
takılı
kalan
plak
gibi
Like
a
record
stuck
on
the
turntable
of
life
Dönmedikce
acı
verir
kaçan
bu
onca
şans
gibi
Not
turning,
it
pains
me,
like
all
those
lost
chances
Zamanın
ertesi
gökyüzünün
mavisi
The
day
after
tomorrow,
the
blue
sky
Deniz
kokan
kaldırımda
unuttuğum
sen
gibi
Like
the
you
I
left
behind
on
the
sea-smelling
sidewalk
Biraz
da
düşünmeden
yaşamak
istemiştik
oysaki
A
little
thoughtlessly,
we
wanted
to
live
Gözümde
çok
küçüldü
büyütmüştüm
herkesi
In
my
eyes
you
seemed
so
small,
I
had
made
you
so
big
Senin
için
gereksizim
bugün
de
yerler
birim
Today
I
am
unnecessary
to
you,
and
I
occupy
a
place
Düzelmez
hiçbişey
bu
kuralların
birincisi
Nothing
ever
improves,
this
is
the
first
rule
İçimde
biriken
onca
ceset
parçası
Inside,
pieces
of
so
many
corpses
Arınmak
istemiştim
ben
değildi
fazlası
I
wanted
to
purify
myself,
that
was
all
Hayatın
artısı
yok
eksilerle
geçin
Life
has
no
pluses,
take
the
negatives
Gözüme
bakamadıkca
konuşmadan
geçin...
Since
you
can't
look
me
in
the
eye,
let's
not
talk...
Hepsi
çok
bilir
ya
insanlığını
görmeden
Everyone
knows
so
much,
without
seeing
your
humanity
Hepsi
çok
temiz
ya
insanlığını
gömmeden
Everyone
is
so
pure,
without
burying
their
humanity
Yalandan
hayatınıza
bi
kaç
satır
bıraktım
I
left
a
few
lines
of
lies
in
your
life
Ben
gerçeğin
peşindeyim
mesafe
uzaktı
I
am
after
the
truth,
the
distance
was
long
Hayatın
ekseninde
tak-tak
takılı
kalan
Stuck
on
the
turntable
of
life
Deniz
kokan
kaldırımda
unuttuğum
sen
gibi
Like
the
you
I
left
behind
on
the
sea-smelling
sidewalk
Dönmedikçe
acı
verir
kaçan
bu
onca
şans
gibi
Not
turning,
it
pains
me,
like
all
those
lost
chances
Deniz
kokan
kaldırımda
unuttuğum
sen
gibi
Like
the
you
I
left
behind
on
the
sea-smelling
sidewalk
Gülümsemek
ne
zorlu
bir
sınavdı
bizim
için
Smiling
was
such
a
difficult
test
for
us
Her
tarafta
insan
yani
her
tarafta
kibir
Humans
everywhere,
and
pride
everywhere
Gözünle
gördüklerine
inanmakta
zor
artık
Hard
to
believe
what
you
see
with
your
own
eyes
anymore
Birine
güvenmekse
zamansız
bi
hastalık
To
trust
someone
is
a
timeless
illness
Şu
an
benim
konuşmamam
gerekli
aslen
Actually,
I
shouldn't
be
talking
right
now
Aslen
gitmeliyim
bırak
korkak
desinler
Actually,
I
should
go,
let
them
call
me
a
coward
Desemde
bir
yanımda
yine
tutan
bişeyler
But
on
the
other
side
of
me,
something
is
holding
on
Gidenle
gidilmiyo
elde
kalan
resimler
With
the
one
who
left,
you
can't
leave,
the
remaining
pictures
Sanırım
güneş
doğmayan
bi
yerdeyim
bayadır
I
think
I've
been
in
a
place
where
the
sun
doesn't
rise
for
a
long
time
Palette
tek
bi
renkle
çizim
yapmak
gibi
Like
drawing
with
only
one
color
on
a
palette
Farklı
tonlarında
benle
kaybolan
biri
Someone
lost
with
me
in
different
shades
Fonda
martı
sesleriyle
düşünmekle
delir
Think
yourself
mad
with
the
sounds
of
seagulls
in
the
background
Öğrettiğiniz
hiç
bi'
şey
nedense
işime
yaramadı
For
some
reason,
nothing
you
taught
me
worked
for
me
Tecrübeler
karanlıkta
bulduklarım
kadardı
My
experiences
were
as
dark
as
the
things
I
found
Cehennemde
yerim
hazır
ve
belki
bugün
yarın
My
place
in
hell
is
ready,
maybe
today
or
tomorrow
En
karizma
şekil
gebermenin
tadındayım
I'm
enjoying
the
most
charismatic
way
to
die
Hayatın
ekseninde
tak-tak
takılı
kalan
Stuck
on
the
turntable
of
life
Deniz
kokan
kaldırımda
unuttuğum
sen
gibi
Like
the
you
I
left
behind
on
the
sea-smelling
sidewalk
Dönmedikçe
acı
verir
kaçan
bu
onca
şans
gibi
Not
turning,
it
pains
me,
like
all
those
lost
chances
Deniz
kokan
kaldırımda
unuttuğum
sen
gibi
Like
the
you
I
left
behind
on
the
sea-smelling
sidewalk
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.