Paroles et traduction Radikal - John & Jane Doe
Добавлять перевод могут только зарегистрированные пользователи.
John & Jane Doe
John & Jane Doe
Başına
belalar
gelirse,
korkudan
altına
kaçırma
sakın
(Sakın)
If
trouble
comes
to
your
head,
don't
cry
under
it
(No)
Birine
kendini
vermeden
durmayan
virane
kadınlar
tanımışım
I
have
met
ruined
women
who
are
ceaselessly
giving
themselves
to
someone
Mahalle
büyütür
zamanı
gelince
düzeni
kanırtan
kanatır
The
neighborhood
raises
the
level
of
proof
when
the
time
comes
to
grow
İnanan
inanıp
yalana
dayanır
gemiler
batınca
kazanılır
The
believer
believes
and
endures
the
lie
as
ships
are
won
when
they
sink
Gülerken
herkesle,
ağlarken
tek
başıma
oluşum
yaradılışım
My
nature
is
laughing
with
everyone
and
crying
alone
Bombayı
koydular
aramıza,
devletin
derinini
bile
çürütüyor
gücün
yargıları
They
planted
the
bomb
between
us,
the
state's
depth
is
rotting
away
the
courts'
strengths
Fail-i
meçhul
tüm
ayıpların,
tanıdık
geldi
mi
dağ
katırları
The
unknown
perpetrator
of
all
offenses,
are
the
mountain
donkeys
familiar?
Yok
saydığın
ama
var
olanlarım
Varşova
gibi
beni
kana
buladı
My
non-existence
but
existence,
like
Warsaw,
made
me
bloody
Silahın
gölgesi
altındayız
We
are
under
the
shadow
of
guns
Sanarsın
Narcos'un
bogotası
You
would
think
it's
Narcos'
Bogota
Otobüs,
kamyonet
kaportası
Bus,
truck
body
Kaçakçı
getirdi
tüm
malları
The
smuggler
brought
all
the
goods
Çabala
kapalı
kapılar
için
Strive
for
closed
doors
Varoşta
geceleri
çatı
partisi
Roof
party
at
night
in
the
slum
Annene
söyleme
alınabiliriz,
aramızda
mı
bu
radikal
fikir?
Don't
tell
your
mother
we
could
be
taken,
is
this
radical
idea
among
us?
Burası
neresi?
Capetown,
konuşma
benimle
üst
tonda
Where
is
this?
Cape
Town,
don't
talk
to
me
in
a
high
tone
Nargileye
takılıyor
tontonlar
The
plump
are
hooked
on
hookah
Makedon
nataşa
Kripton'la
Macedonian
Natasha
with
Krypton
Araba
bagajı
dolu
The
car
trunk
is
full
Ormanda
bitiyo
kokulu
yolculuk
The
fragrant
journey
ends
in
the
forest
Aldılar
borcunu,
gömdüler
masumu,
ilişki
havuzu
boynuzu
huzurun
They
took
his
debt,
buried
the
innocent,
the
pool
of
relationships,
the
horn
of
your
peace
Kendime
ne
kadar
kızarsam
o
kadar
düşerim
çıkmaza
falan
The
more
I
get
angry
with
myself,
the
more
I
fall
into
a
dead
end
Suçlarım
sıçrama
yaparsa,
kötülük
içimde
kıtalar
kadar
If
my
crimes
jump,
the
evil
inside
me
is
as
vast
as
continents
Aranan
bulunur
kaçamaz
sonsuza,
yılanın
kafası
çıktımı
sokar
The
wanted
one
is
found
and
cannot
escape
forever,
the
snake's
head
bites
when
it
comes
out
Batağa
düşeni
satarlar
hızlı
ve
kolay,
hayatın
sillesi
genç
karacalar
Those
who
fall
into
the
swamp
are
sold
quickly
and
easily,
the
slap
of
life,
young
black
deer
Kısa
bir
ara
ver,
oyuna
pablito
Take
a
short
break,
play
pablito
Kafalar
trilyon,
kürk
mantolu
biri
Jane
Doe,
aksiyon
bariton
şampiyon
John
Doe
Heads
are
trillions,
a
fur-coated
one
is
Jane
Doe,
action
baritone
champion
John
Doe
Zevkine
düşkünü
çiğneyin,
çilesi
bozuklar
The
pleasure
addicts,
chew
them
up,
the
flawed
ones
Listesi
hitlerin
The
list
of
hits
Niyeti
bilinmez
kimsenin,
güneşi
özledi
sistemin
içi
No
one's
intention
is
known,
the
system's
insides
have
missed
the
sun
Zehir
bile
içilir
sevip,
defin
edilir
kişiliklerin
Even
poison
is
drunk
with
love,
personalities
are
buried
Delirdim
sinirden
içkiyi
kesip,
ikilem
yaratıyor
bildiklerim
I
went
crazy
with
anger,
cut
off
the
drink,
and
the
things
I
know
create
a
dilemma
Aradı
durmadan
sildiklerim,
istem
dışı
bu
tepkiler
benim
He
kept
calling
the
ones
I
deleted,
these
reactions
are
involuntary,
my
İnsan
gelişimi
tüketim
devi,
düzelir
devletin
alfabesi
Human
development,
consumer
giant,
the
state's
alphabet
will
get
fixed
Morg
gibi
soğuk
sokaklar,
her
yerde
dolanıyor
ruh
gibi
kafalar
Morgue-like
cold
streets,
ghosts
of
minds
roam
everywhere
Türkçesi
bile
yarım
bir
kaç
adam
A
few
men
whose
Turkish
is
even
half-hearted
Geceleri
biliyorum
ne
yapıyor
karanlık
bi'
odada
At
night,
I
know
what
he
does
in
a
dark
room
Yanık
kokusu
gelir
çünkü
varlıkta
büyümedi
bazısı
bilir
The
smell
of
burning
comes
because
some
don't
grow
in
existence,
some
know
Yazık
olmayacak
gibi
mi?
Yaşarken
ölenlerin
yaptığı
gibi
Is
it
not
going
to
be
a
pity?
Like
those
who
die
while
living?
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Writer(s): Cem Develi, Gökhan Dönmez
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.