Rashness - Zamanla Geçmiyor - traduction des paroles en anglais

Paroles et traduction Rashness - Zamanla Geçmiyor




Zamanla Geçmiyor
The Wound Doesn't Heal With Time
Hatıranı öldürmek için öldürdüm beynimi
I killed my brain to kill the memory of you
Artık her yolun sonu intihar eğilimi
Now every road ends in suicidal tendencies
Keşke bugün de sorsaydın aşk sevgi mi
I wish you had asked me today if it’s love or affection
Değdi mi keşke unutsaydım gözlerinin rengini
Was it worth it, I wish I had forgotten the color of your eyes
Ben yiyip bitirdim kendimi öfkenin içinde
I devoured myself within the anger
Suspus, söyleyeceklerim dahi gözlerin içinde
Silence, what I have to say is still in your eyes
Sustur beynimin içindeki şu çığlıkları ağıtları
Silence the screams and wails inside my brain
Kendi kendime sorduğum suallerin yanıtları
The answers to the questions I ask myself
Durmaz (durmaz) bitmeyecek işkence
It won't stop (won't stop), the torture will never end
Şöyle uzaktan bir bak benziyor muyum hiç gence
Take a look from afar, do I look young at all
Düşünceler bitirmiş bedeni elpençe
Thoughts have crushed the body in their grip
Artık tebessüm yok bütün ifadeler sersemce (sersemce)
There is no more smile, all expressions are dazed (dazed)
Üstümde ahı var, canım dediklerimin
Is their curse upon me, of those I called my dear
Bir anlamı kalır yarın dediklerimin
Will there be any meaning left of what I called tomorrow
Güldüğüme bakma hayat çok şey alıp götürdü
Don't look at me laughing, life has taken so much away
Geri gelir mi zaman ne getirecek bir özür
Will time come back, what will it bring, an apology
Dünyanın kaderi ellerimizde
The fate of the world is in our hands
Yok ettik, bütün mutlu anları biz ellerimizle
We destroyed all the happy moments with our own hands
Bitmeyen çile, kaybedilmeyen gurur mu
Endless suffering, is it pride that is not lost
Söyle gururun gibi gençliğin de durur mu
Tell me, will your youth last like your pride
Hep yıktın bir başkası için kendi hayatını
You always destroyed your own life for someone else
Hep bıkkın hep mutsuz mimiklerin abartılı
Your expressions are always tired, always unhappy and exaggerated
Hep kötüye kullandın kısa olan zamanını
You always misused your short time
Darmadağan ettiğin bu bedeni kurtar (kurtar)
Save this body you have wrecked (save)
Yalan söylüyorlar, herkesin yüzünde maske var
They are lying, everyone has a mask on their face
Hayatın gerçekleri yalanlar kadar sahtekar
The realities of life are as hypocritical as lies
Amaçsız adımlar atar sendeler ayaklar
Aimless steps are taken, the feet are numb
Başkalarının hayatlarına köle olmuş hayatlar
Lives that have become slaves to the lives of others
Yönlendirir herkes bizi, hayallerin kukla
Everyone directs us, the puppets of dreams
Unutma, hiçbir şey değişmez umutla
Remember, nothing changes with hope
Belki yanmak ne bilmezdin artık yanacaksın
Maybe you didn't know what it's like to burn, now you will burn
Yalnız doğmadın ama yalnız kalacaksın
You weren't born alone, but you will be alone
Birer birer eksiliyor güldüğüm tüm yüzler
One by one, all the faces I smiled at are decreasing
Belki bütün bıkkın suratsızlığım bu yüzden
Maybe all my weariness and sullenness is because of this
Üzme, yarın değişmeyecek ne de olsa
Don't worry, tomorrow won't change anyway
Neyi anlatırdın sana dert ne diye sorsam
What would you tell me if I asked you what is sorrow
Aşk baht vicdan aht
Is it love, fortune, conscience or an oath
Yoksa uğruna ölünen hayali bir taht
Or is it a dream throne that died for
Bırak şimdi doymadın içi boş yalanlara
Leave it now, haven't you had enough of empty lies
Her anım kavga ve her barış bir savaş bana
Every moment of mine is a fight, and every peace is a war to me
Artık bana gülmek haram zamanla geçmiyor yaran
Now smiling is forbidden to me, the wound doesn't heal with time
Gel kurtar bedenimi (gel kurtar bedenimi)
Come save my body (come save my body)
Artık bana gülmek haram zamanla geçmiyor yaran
Now smiling is forbidden to me, the wound doesn't heal with time
Gel kurtar yüreğimi (gel kurtar yüreğimi)
Come save my heart (come save my heart)
Artık bana gülmek haram zamanla geçmiyor yaran
Now smiling is forbidden to me, the wound doesn't heal with time
Gel kurtar bedenimi (gel kurtar bedenimi)
Come save my body (come save my body)
Artık bana gülmek haram zamanla geçmiyor yaran
Now smiling is forbidden to me, the wound doesn't heal with time
Gel kurtar yüreğimi (gel kurtar yüreğimi)
Come save my heart (come save my heart)






Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.