Paroles et traduction Revios - 04.47
Neden
hep
aynı
cümleler
kulağıma
doldu
Why
are
the
same
sentences
always
filling
my
ears
Odam
benim
kadar
darmadağın,
bi′
kenarda
durdum
My
room
is
as
chaotic
as
I
am,
I'm
standing
to
the
side
Sadece
biraz
daha
nefes
almak
olsun
Just
to
catch
my
breath
a
little
Ne
fesatlanmak
isteği
bu,
ne
zamansız
vurgun
What
a
desire
not
to
be
corrupted,
what
an
untimely
misfortune
Ne
saçma
şarkılarda
ne
salak
tavırlar
What
ridiculous
songs,
what
stupid
attitudes
Ne
karaktersiz
vücutlar,
ne
eksik
yanın
kalırsa
What
characterless
bodies,
what
flaw
could
you
possibly
be
missing
Ne
laçka
konuşmalar,
samimiyiz
nasılsa
What
lax
conversations,
we're
on
such
friendly
terms
anyway
Ne
yarınlar
çok
uzak,
ya
yarınlar
kör
bi'
tuzaksa
What
distant
tomorrows,
what
if
tomorrow's
a
bleak
trap
Nankör
bi′
aşifteydi
zaman,
çekip
gitti
Time
was
an
ungrateful
lover,
it
left
Dönüp
bakmadan
bi'
kez
ardına,
dilersen
bi'
durup
bak
Without
taking
a
single
look
behind
it,
if
you
wish,
stop
and
take
a
look
Her
eski
fotoğrafta
nüksediyor
acı
The
pain
recurs
in
each
old
photograph
Renkler
karardıkça
daha
fazla
unutuldu
unutmak
The
colors
darken,
forgetting
is
forgotten
more
and
more
Aslında
umursamam
fazla
konuşmazsanız
In
fact
I
don't
care
much
if
you
don't
talk
too
much
Böyle
gayet
rahatız
This
way
we're
quite
comfortable
Herkes
bahtından
dem
vuruyor,
nasıl
mı
Everyone's
going
on
about
their
luck,
how
come
Nasıl
bu
acziyetle
milyonda
bir
şansız
How
so
unlucky,
one
in
a
million
with
this
helplessness
(Duvarlar,
tavan,
bordo
perdeler
ve
iki
koltuk)
(Walls,
ceiling,
maroon
curtains
and
two
armchairs)
Apartman
boşluğunda
umutlarımı
astım
I
hung
my
hopes
in
the
emptiness
of
the
apartment
building
Hepsi
bitsin
artık
bütün
bunlar,
hayır
Let
all
this
be
over,
no
Benim
cinayetlerim
nihavent
makamından
My
crimes
are
of
the
nihavent
makam
04:
47
bikaç
milim
şakakta
04:
47
a
few
millimeters
on
the
temple
Devamı
yok,
noktalar
birleşir
şafakta
Nothing
more,
the
dots
connect
at
dawn
Kaybettim
aklı,
yine
sinir
krizleri
I've
lost
my
mind,
another
nervous
breakdown
Hayalgücüm
kurutup
yakıyor
denizleri
My
imagination
dries
up
and
burns
the
oceans
Sahnedeyim,
sadece
bakıyorum
yüzlerine
I'm
on
stage,
just
looking
at
their
faces
Bi′
körün
sürrealist
tablosunu
söyle
diye
bağırıyorlar
They
shout
for
me
to
paint
a
blind
man's
surrealist
painting
Bende
başlıyorum
I'll
begin
Çünkü
bazı
insanlar
bazılarının
tapar
gibi
gölgesine
Because
some
people
worship
someone
else's
shadow
like
Aynen
öyle,
hiçbişey
değişmedi
That's
right,
nothing's
changed
Zaten
değişmesini
beklemek
de
saçma
bişey
Anyway,
expecting
it
to
change
is
stupid
Bakın
ben
aynıyım
hep,
içimi
çözemezsin
Look,
I'm
still
the
same,
you
can't
figure
me
out
Konusmak
basit
kalır
ve
anlam
veremezsin
Talking
is
simple
and
you
can't
make
sense
of
it
Mesela
bunun
gibi
Like
this,
for
example
Duymadığın
biriyle
konuşmayı
denemezsin
You
wouldn't
try
to
talk
to
someone
you
don't
know
Ne
demezsin,
acım
bunla
ilgili
What
do
you
say,
my
pain
is
connected
to
this
Tedavülden
kalkmış
gibi
söküp
attım
kalbimi
I
tore
out
my
heart
like
it
was
out
of
circulation
İçim
bi′
buz
dağı
ben
kuklasıyım
beynimin
My
inside
is
an
iceberg,
I'm
a
puppet
of
my
brain
Ve
benim
coğrafyamda
anlamı
yok
sevginin
And
in
my
geography,
love
has
no
meaning
(Nasıl
bi'
karanlık
bu,
sardı
dört
yanımı)
(What
kind
of
darkness
is
this,
enveloping
all
four
sides
of
me)
Ve
biri
çıkıp
geldi
karanlığımı
soğurdu
And
someone
came
and
absorbed
my
darkness
Rengi
griydi,
o
bi′
devrimin
sonuydu
Its
color
was
grey,
it
was
the
end
of
a
revolution
04:
47
bikaç
milim
şakakta
04:
47
a
few
millimeters
on
the
temple
Devamı
yok,
noktalar
birleşir
şafakta
Nothing
more,
the
dots
connect
at
dawn
Doğrusu
bişeyleri
hissettiğimi
sanmıyom
Truthfully
I
don't
think
I
feel
anything
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Writer(s): Uğur Balcı
Album
04.47
date de sortie
29-09-2017
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.