Ruhi Su - Almanya'da Çöpçülerimiz - traduction des paroles en anglais

Paroles et traduction Ruhi Su - Almanya'da Çöpçülerimiz




Almanya'da Çöpçülerimiz
Our Street Sweepers in Germany
Nasıl geçtin de boz bulanık sellerden?
How did you cross the murky and turbulent waters?
Haberim mi aldın esen yellerden?
Have you heard from me on the blowing winds?
Yadigâr da geldin bizim ellerden?
Have you come from our lands as a keepsake?
Gülü reyhan gibi koktun birader
You smell like rose and basil, my brother
Gülü reyhan misali koktun birader
You smell like rose and basil, my brother
Gün ışır ışımaz da yavrum
As soon as the day breaks, my child
Gün ışır ışımaz alın yazımız parlar
As soon as the day breaks, our destiny shines
Ne alın yazısı, el yazısı be
What destiny, it's all in the stars
Sökemeyiz ki biz ilkokul aydınlığı bile gösterilmeyenler
We can't break free, we who weren't even shown the light of elementary school
Biz pis yöneticilerin mutsuz kişileri
We are the unhappy people of dirty politicians
Süpürürüz yaban ellerin sokaklarını, pis el, pis yürek
We sweep the streets of foreign lands, dirty hands, dirty hearts
Sığmazken atalarım güne, yarına
While my ancestors had the sky and the future in their hands
Düşmüşüm vay, düşmüşüm ben el kapılarına
I have fallen, I have fallen to begging at people's doors
Daha 300 yıl evvel omuzlarımızda gök yarısı bayraklar
Just 300 years ago, we carried half the sky on our shoulders as flags
Eğilirdi bu ülkelerin burçları uygarlığımıza
The towers of these countries would bow to our civilization
Şimdi ta Bünyan'daki üç çocuk, ağızları açlıkla büyümüş
Now in Bünyan, three children, their mouths starved
Şimdi ta Ereğli'deki dört çocuk, gözleri açlıkla iri iri
Now in Ereğli, four children, their eyes wide with hunger
Alır karanlıklar, karanlıklar ardından göderdiğim kara lokmasını
The darkness takes my dark morsels that I send
Sığmazken atalarımız güne, yarına
While my ancestors had the sky and the future in their hands
Düşmüşüm vay, düşmüşüm ben el kapılarına
I have fallen, I have fallen to begging at people's doors
Ne duruyoruz be kardeş
Why are we waiting, my brother?
Ne duruyoruz, aylık bin yeşil Mark
Why are we waiting, for a thousand green Marks a month?
Varalım dağılalım kartal Anadolu'dan yeryüzüne
Let us disperse like eagles from Anatolia to the world
Beyler altın uykularından uyanmak üzere
The lords are about to awaken from their golden slumber
Haydi, yollarını temizliyelim
Come, let us clear their paths
Al güneşten bile utanmadan pis el, pis yürek
Dirty hands, dirty hearts, not even ashamed of the sun
Sığmazken atalarım güne, yarına
While my ancestors had the sky and the future in their hands
Düşmüşüm vay, düşmüşüm, düşmüşüm ben (el kapı...)
I have fallen, I have fallen, I have fallen to begging at people's...





Writer(s): Ruhi Su


Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.