Paroles et traduction Sagopa Kajmer feat. Kolera - Herkesin Bir Suçu Var
Добавлять перевод могут только зарегистрированные пользователи.
Herkesin Bir Suçu Var
Everyone Has a Sin
Canını
yakacak
eller
uzatıyorlar
insanlar.
People
extend
their
hands
to
burn
you.
Kaç
rüyanı
yakaladın?
ben
bir
kaçını
ama
soyut.
How
many
of
your
dreams
have
you
caught?
I've
caught
a
few,
but
abstract
ones.
Kolunu
jiletin
keskinliğiyle
keser
birisi
yazar
koluna
Someone
cuts
their
arm
with
the
sharpness
of
a
razor,
writes
on
their
arm.
Ben
vücuduma
değil
yapraklarıma
yazıyorum.
I
write
on
my
leaves,
not
my
body.
Ben
hep
o
küçük
çocuğu
düşünerek
yazıyorum
I
always
write
thinking
of
that
little
boy.
Hiç
de
mutlu
değildi
ve
ayna
karşısında
çekingen
He
wasn't
happy
at
all,
timid
in
front
of
the
mirror.
Sahipliği
zayıf
bir
bedene
sığdırılmış
güç
Power
confined
to
a
weak
body
with
poor
ownership.
Burnumu
sürtmekten,
iyinin
kokusunu
almam
güç.
It's
hard
for
me
to
smell
the
good,
rubbing
my
nose.
Turnanın
gözünden
vurmak
için
zamana
ihtiyaç
varmiş
It
seems
like
it
takes
time
to
shoot
the
crane
from
its
eye.
Hedefim
başkalarının
da
hedefiymiş,
neymiş
işim
zormuş.
My
target
was
also
the
target
of
others,
what
is
it,
my
job
is
difficult.
Tüm
bunları
kim
uydurmuş.
eğilip
nasihat
veren
ağizlar
kokmuş
Who
made
all
this
up,
the
mouths
that
leaned
in
to
give
advice
smelled.
Tanışlarımın
gülümsemesi
hafızamda
kayıtlıdır
The
smiles
of
my
acquaintances
are
recorded
in
my
memory.
Yapmacık
bir
gülücük
atma
anında
anlaşılır
A
fake
smile
is
understood
instantly.
şeytanin
gücü
yanında
çelimsiz
bir
savaşçısın
You're
a
frail
warrior
next
to
the
devil's
power.
Melek
olmaya
kalkma
kötüye
çok
yabancısın
Don't
try
to
be
an
angel,
you're
too
unfamiliar
with
evil.
Bugün
senin
için
hayat
bitiktir
ama
yarin?...
Life
is
over
for
you
today,
but
tomorrow?...
Yumruk
yemek
istemiyorsan
tadını
sakla
tokadın.
If
you
don't
want
to
get
punched,
keep
the
taste
of
the
slap
hidden.
Güneş
soğuk,
yağmur
sıcaktır
ya
ferde
bazen
acını
yaşamayanla
durmak
zaman
katliamı
zaten.
The
sun
is
cold,
the
rain
is
warm,
sometimes
standing
with
someone
who
hasn't
experienced
your
pain
is
a
massacre
of
time
anyway.
Hepimiz
sorumluyuz
herkesin
bir
suçu
var
We
are
all
responsible,
everyone
has
a
sin.
Zaman
aşımına
uğrar
yada
hışımına
rastlar
It
either
becomes
time-barred
or
encounters
its
wrath.
Bunun
için
gözün
ağlar
kafan
duvara
da
toslar
For
this,
your
eyes
cry
and
your
head
hits
the
wall.
Yazık
o
kadar
dost
var,
inandıklarımızın
arasında
çok
fark
var.
It's
a
pity
there
are
so
many
friends,
there
is
a
big
difference
between
those
we
believe
in.
Anlayamadılar
anlattıklarımda
mana
var
They
didn't
understand,
there
is
meaning
in
what
I
told
them.
Içlerinde
mağaralar
haklisin
birazcık
dar
There
are
caves
inside
them,
you're
right,
a
little
narrow.
Raydan
çıkmış
kara
tren
birbirine
girmiş
katar
A
derailed
black
train,
a
convoy
crashing
into
each
other.
Taşıdığı
bayrak
altında
ezilmez
bu
alemdar
This
standard-bearer
will
not
be
crushed
under
the
flag
it
carries.
Babam
ağzı
bozuk
olandan
haz
etmez
My
father
doesn't
like
those
with
a
dirty
mouth.
Baba
bu
kez
affet
ama
bunların
hepsi
ayni
bok
Forgive
me
this
time,
Dad,
but
they're
all
the
same
shit.
Benim
bunlara
karnım
tok
arafta
yüz
kömür
kok
My
stomach
is
full
of
them,
a
hundred
coal
smells
in
purgatory.
En
korktuğum
şey
demek
ki
kaybedeceğim
bir
şey
yok
The
thing
I
fear
most,
it
seems,
is
that
I
have
nothing
to
lose.
Herkesin
bir
itibari
vardı
bence
kendince
Everyone
had
a
reputation,
I
think,
in
their
own
way.
Konuşmaların
artı
yüzünde
veren
seni
ele
The
ones
who
give
you
a
plus
on
your
face
in
conversations
betray
you.
Orada
bir
kalem
buldum
yazdım
en
zekilere
I
found
a
pen
there
and
wrote
to
the
smartest
ones.
Bana
kafayı
takmasın
facialar
Tragedies
shouldn't
obsess
over
me.
Yoksa
koluna
beni
takar
onun
eşi
olmak
istemem
Otherwise,
his
wife
would
wear
me
on
her
arm,
I
wouldn't
want
to
be
her.
Züğürt
deyince
tüccar
eski
defterleri
açar
When
you
say
bankrupt,
the
merchant
opens
old
books.
Kalır
naçar,
yine
beni
bulsun
istemem
He
remains
helpless,
I
wouldn't
want
him
to
find
me
again.
Konuşurken
senden
fazla
teklemem
I
don't
stutter
more
than
you
when
I
speak.
Vaktim
yok
dinlenemem
ki
ben
I
don't
have
time
to
rest,
I
can't.
Bozdu
kendini
aslı
demek
verem
oldu
kerem
He
spoiled
himself,
the
original
means
Kerem
became
tuberculosis.
Ben
pineklemem
lafa
tutma
beni
yürüyorum
I
don't
dawdle,
don't
talk
to
me,
I'm
walking.
Gir
dünyana
sürgülen...
Slide
into
your
world...
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.