Paroles et traduction Sagopa Kajmer feat. Kolera - Kolaysa Anlat (feat. Kolera)
Добавлять перевод могут только зарегистрированные пользователи.
Kolaysa Anlat (feat. Kolera)
Explain It Simply (feat. Kolera)
İçinde
çürüdüğüm
oda
maket,
ben
öğrenci
hayat
mektep
The
room
I'm
decaying
in
is
a
model,
I'm
a
student
in
the
school
of
life
Haren
gürra,
yıkılır
hatıra
hassas
yapraklarımın
sonu
çıka
hayra
Loud
noise,
memories
crumble,
the
end
of
my
fragile
leaves
won't
be
good
Bas
harmoni
gelsin
kulağa,
açılır
susta
Let
the
bass
harmony
come
to
the
ear,
it
opens
in
silence
Ya
rapim
ya
ölüm,
ya
dünya
ya
feza
Either
my
rap
or
death,
either
the
world
or
space
Ne
hasım
ne
çalım,
ne
yapım
ne
yıkım,
değil
umurumda,
yak
Neither
enemy
nor
pretence,
neither
construction
nor
destruction,
I
don't
care,
burn
it
İzbe
hayat,
hep
hazır
ol,
rahat,
hayta
hilkat
ve
kalp
hacamat
Hidden
life,
always
be
ready,
comfortable,
rogue
nature
and
heart
cupping
Yolculuğum
bir
kundak
bir
toprak,
kahkahalarımda
kayıpta
murat
My
journey
is
a
cradle
and
soil,
lost
desires
in
my
laughter
Hayli
hayati,
rap
mütemadi
ört
üstümü
mermer
baki
Quite
vital,
rap
is
continuous,
cover
me
with
eternal
marble
Göm
büsbütün
her
şeyim
hayali,
geciktirme
vaktim
bu
ikindi
Bury
everything,
it's
all
imaginary,
don't
delay
my
time,
it's
afternoon
Check
mate,
kahpe
felek,
işin
acı
üretmek
Checkmate,
treacherous
fate,
your
job
is
to
produce
pain
Ne
bilirsin
sen
nedir
üşümek,
titremek
What
do
you
know
about
shivering,
trembling
İsteğin
acılara
tuz
biber
ekmek
demek
Your
wish
is
to
add
salt
and
pepper
to
the
wounds
Kolo
deneyimli
denek,
yalnız
hep
sükunet
ve
net
Kolo
is
an
experienced
subject,
always
alone,
calm
and
clear
Altını
üstünü
tersine
çevirir,
üstüne
üstlük
çamları
devirir
Turns
things
upside
down,
and
on
top
of
that,
knocks
down
the
pines
Tadan
bilir,
sen
gülerken
ben
pek
ilgilenmem,
buradan
geçtin
mi
bilmem
The
one
who
tastes
knows,
I
don't
care
much
when
you
laugh,
I
don't
know
if
you
passed
by
here
Kim
tutmuş,
kim
kesmiş,
kim
pişirmiş,
kim
yemiş?
Who
caught,
who
cut,
who
cooked,
who
ate?
Sen
gülerken
ben
pek
ilgilenmem,
yalnız
uyanmak
cehennem
I
don't
care
much
when
you
laugh,
only
waking
up
is
hell
Madem
uyku
yarı
ölüm,
canıma
gecedir
kasteden
Since
sleep
is
half
death,
the
one
who
intends
for
my
life
Kendimi
unutmak
istiyorum,
yol
kenarına
biriken
kuru
yapraklar
gibi
I
want
to
forget
myself,
like
dry
leaves
piled
up
on
the
roadside
Günleri,
ayları,
yılları,
anı
Days,
months,
years,
moments
Ları
hatta
kendi
devremi,
çehremi,
yakın
çevremi
dahi
Even
my
own
era,
my
face,
even
my
close
circle
Sen
bir
sırrı
bile
tutamadın
artık
neyi
paylaşabiliriz
candan
ki?
You
couldn't
even
keep
a
secret,
what
can
we
share
sincerely
anymore?
Esti
rüzgar
hiçlikistandan,
ölmek
tatlıydı
baldan
The
wind
blew
from
the
land
of
nothingness,
dying
was
sweeter
than
honey
Serpilmiş
hayalime
gubar-ı
gam
ve
ızdırap
Dust
of
sorrow
and
anguish
sprinkled
on
my
dreams
Koleramın
rapi
zât
hani
nerde
o
eski
rulokat?
Where
is
that
old
swagger,
my
Kolera's
rap
essence?
Hababamın
ruhu
kaçtı,
gel
de
gör
Rıfat
The
spirit
of
Hababam
has
fled,
come
see
Rifat
Halkım
konuşuyor
kendi
dilini
çat
pat
My
people
speak
their
own
language
brokenly
Kolaysa
anlat
Explain
it
simply
if
you
can
Yürüyüşü
paytak
paytak,
farları
yak
Walking
clumsily,
turn
on
the
headlights
Karşıya
geçmeye
çalışıyor
çaylak
The
rookie
is
trying
to
cross
the
road
Sen
aslında
bir
hiçsin
dedim
ve
aniden
yok
oldu
hortlak
I
said
you
were
nothing
and
the
ghost
suddenly
disappeared
Doydu
mu
tumbak?
24′ünde
3 öğün
bebelac
Is
the
gun
satisfied?
3 meals
of
Bebelac
on
the
24th
Bitirme
hepsini
kardeşine
de
bırak,
biz
öyle
gördük
Don't
finish
it
all,
leave
some
for
your
brother,
that's
how
we
saw
it
Babadan,
anadan,
yarenden,
hayatında
her
şey
dümenden
From
father,
mother,
lover,
everything
in
your
life
is
smoke
Bir
gün
ölürsen
bilme
benden
If
you
die
one
day,
don't
blame
me
Bariz
boynumu
bağladım
balona,
şimdi
baya
bir
yükseldim
yerden
Clearly,
I
tied
my
neck
to
a
balloon,
now
I'm
quite
high
off
the
ground
Sana
koyuldu
den
den,
selam
getirdim
sana
They
got
you
good,
I
brought
you
greetings
Hollandalı
William
Tell'
den,
debelenmezsen
From
Dutch
William
Tell,
if
you
don't
struggle
Çabuk
biter
işimiz
eğer
beni
dinlersen
her
dem
Our
work
will
be
done
quickly
if
you
listen
to
me
all
the
time
Kendimi
unutmak
istiyorum,
yol
kenarına
biriken
kuru
yapraklar
gibi
I
want
to
forget
myself,
like
dry
leaves
piled
up
on
the
roadside
Günleri,
ayları,
yılları,
anı
Days,
months,
years,
moments
Ları
hatta
kendi
devremi,
çehremi,
yakın
çevremi
dahi
Even
my
own
era,
my
face,
even
my
close
circle
Sen
bir
sırrı
bile
tutamadın
artık
neyi
paylaşabiliriz
candan
ki?
You
couldn't
even
keep
a
secret,
what
can
we
share
sincerely
anymore?
Esti
rüzgar
hiçlikistandan,
ölmek
tatlıydı
baldan
The
wind
blew
from
the
land
of
nothingness,
dying
was
sweeter
than
honey
Serpilmiş
hayalime
gubar-ı
gam
ve
ızdırap
Dust
of
sorrow
and
anguish
sprinkled
on
my
dreams
Koleramın
rapi
zât
hani
nerde
o
eski
rulokat?
Where
is
that
old
swagger,
my
Kolera's
rap
essence?
Hababamın
ruhu
kaçtı,
gel
de
gör
Rıfat
The
spirit
of
Hababam
has
fled,
come
see
Rifat
Halkım
konuşuyor
kendi
dilini
çat
pat
My
people
speak
their
own
language
brokenly
Kolaysa
anlat
Explain
it
simply
if
you
can
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.