Paroles et traduction Sagopa Kajmer feat. Kolera - Ne Bilirsin
Добавлять перевод могут только зарегистрированные пользователи.
Ne Bilirsin
What Do You Know
Dik
bir
yokuş
hayat,
başında
azrailiyle
bekleyen
Life's
a
steep
climb,
with
Azrael
waiting
at
the
peak,
Azrail
melekten
korkma!
O
bir
emri
yerine
getiren
Fear
not
the
angel
of
death,
just
a
servant
who
acts
meek.
Terbiyelen
haddini
hatırla,
kıyametten
önce
bir
Learn
your
place,
remember
your
bounds,
before
the
final
day,
Kıyamet
kopsa
Allah′ım
şükür
sana,
kavuş
bana
If
the
apocalypse
comes,
thank
God,
reunite
us,
I
pray.
Her
gün
korkuyu
tanıdığım
ilk
günüm
Every
day
feels
like
the
first
I
met
fear,
Her
dün
sana
yaklaştığım
bir
bölüm
Each
yesterday
a
step
closer
to
You,
my
dear.
Her
hüzün
sorularıma
bir
çözüm
Each
sorrow
a
solution
to
my
questioning
soul,
Sana
yürüdüm
Hak
sürüm
sürüm
I
walked
towards
You,
my
God,
step
by
step,
making
whole.
Kalbim
saklı
kalmış
bir
cürüm
My
heart
remains
a
hidden
crime,
Ey
benim
başımı
alıp
duvarlara
vuran
gönülüm
Oh,
my
heart,
bashing
my
head
against
walls,
biding
time.
Sen
her
böyle
yaptığında
bin
parçaya
bölündüm
Each
time
you
did
this,
I
shattered
into
a
thousand
parts,
Düşünmezmi
kimse,
kim
kendini
küçük
düşürdü?
Does
no
one
ponder
who
brought
themselves
to
these
starts?
Küçüğüm
çünkü
kalbim
büyüdükçe
beden
küçüldü
I'm
small
because
my
heart
grew
large,
my
body
reduced,
Estir
yelleri,
hüznün
bitsin
dertleri
Let
the
winds
blow,
let
sorrows
end,
woes
be
loosed.
Sen
dağıtmazsan
gitmez
acının
küçük
fertleri
Unless
you
disperse
them,
the
small
agents
of
pain
won't
depart,
Cümle
cümle
anlatmakla
bitmez
sabır
halleri
The
states
of
patience
cannot
be
told,
word
by
word,
from
the
heart.
Sanma
tabiat
ana,
bunlar
Rabbin
kızgın
selleri
Think
not,
Mother
Nature,
these
are
the
Lord's
angry
floods,
Her
gördüğünü
hayra
yorma,
şükret
yaz
ayında
donma
Don't
see
good
in
everything,
be
grateful,
don't
freeze
in
summer's
buds.
Buruk
açlık
düştü
karna,
bomboş
iş
üstünde
durma
Bitter
hunger
fell
upon
the
stomach,
don't
stand
idle
on
empty
tasks,
Vurana
kadar
kaçar
turna,
harcanmamalı
zaman
boyna
The
crane
escapes
until
struck,
time
shouldn't
be
wasted
on
asks.
Kara
hain
girer
koyna,
söylediğine
uyma
The
black
traitor
enters
the
bosom,
heed
not
what
it
says,
Bunu
masal
mı
sandın?
Did
you
think
this
was
a
fairy
tale,
in
a
daze?
Etkilemez
ölüm
beni
inan
hiç
Death
doesn't
affect
me,
believe
me,
not
a
bit,
Beni
inan
hiç,
beni
inan
hiç
omuzumdaki
yükleri
sal
dünya
Believe
me,
not
a
bit,
release
the
burdens
on
my
shoulders,
world,
quit.
Yan
gönül
yan
Burn,
my
heart,
burn,
Kalpten
düştü
yaşama
sevincim
inan
My
joy
for
life
fell
from
my
heart,
yearn.
Sevincim
inan
kalpten
düştü
kıyım
yakın
artık
Believe
me,
it
fell,
the
end
is
near,
discern.
Bunu
oyun
mu
sandın?
Did
you
think
this
was
a
game,
to
learn?
Hileni
ancak
kendine
yedirirsin
sen
You
can
only
deceive
yourself
with
your
own
trick,
Yedirirsin,
yedirirsin
ye
de
bitir
git
artık
Deceive
and
eat
it
up,
then
leave,
be
quick.
Pes
ettim
mi
sandın?
Did
you
think
I
gave
up,
thick?
Taarruzumun
yönünü
sen
ne
bilirsin?
What
do
you
know
about
the
direction
of
my
attack,
chick?
Sen
ne
bilirsin
sen
neyi
bildin
ki,
yönümü
bileceksin?
What
do
you
know,
what
have
you
ever
known,
to
understand
my
way?
Sahte
tüfeği
kafama
dayamış
korkmamı
bekliyorsun
You
hold
a
fake
gun
to
my
head,
expecting
fear
to
sway?
Düşüncemin
geldiği
yere
git!...Kendine
yer
kap!...
Go
where
my
thoughts
lead!...
Take
up
space
for
yourself!...
Burası
benim
ilim
yerim,
kendimle
ilgili
sorunum
varsa
This
is
my
place
of
knowledge,
if
I
have
issues
with
myself,
Bırak
doktorum
olan
"ben"
uğraşayım.
Let
my
doctor,
"me,"
deal
with
them
on
the
shelf.
Şeytan
yoluna
girişleri
annem
keserdi,
giremezdim.
My
mother
would
cut
off
my
entries
to
the
devil's
path,
I
couldn't
tread,
Babam
için
cennet
gerekli,
ben
hep
bunu
bildim.
Heaven
is
necessary
for
my
father,
that's
what
I've
always
said.
İçimdeki
ateşle
oynamaktan
yanıyor
içim.
My
insides
burn
from
playing
with
the
fire
within,
Ve
birgün
memleketten
750
km
ileri
gittim.
And
one
day,
I
went
750
km
away
from
my
kin.
Yarın
için
bir
defans
taktiği
bulmalıyım.
I
must
find
a
defense
tactic
for
tomorrow,
Çok
kişiyi
öldürdüm,
cesetlerinde
parmak
izim
yoktu.
I
killed
many,
but
my
fingerprints
were
absent
from
their
sorrow.
Soğukluk
içimi
ürpertti,
damar
kanım
dondu.
The
coldness
chilled
me,
my
blood
froze
in
my
vein,
Bu
yeniden
başlamasından
korktuğum
kaçıncı
sondu?
How
many
endings
was
this,
where
I
feared
starting
again?
Canım
yandığında
birkaç
hafta
bağırdım!...
When
my
soul
ached,
I
screamed
for
weeks
on
end!...
Fırçayı
elime
aldığımda
ilkin
anılarımı
boyarım.
When
I
pick
up
the
brush,
I
paint
my
memories
first,
my
friend.
Gelecek
adına
hiçbir
hayali
resme
dökemez
parmaklarım.
My
fingers
can't
capture
any
dreams
of
the
future's
scene,
İçimde
iyiliklerimin
dedikodusunu
yapan
şeytanlarım.
My
devils
gossip
about
the
good
within,
so
mean.
Zaman
akıp
gittikçe
gözlerim
daha
çok
doluyor.
As
time
flows,
my
eyes
fill
up
even
more,
Vakit
gider
gelmez,
işte
bu
canımı
çok
sıkıyor.
Time
goes,
never
returns,
this
pains
me
to
the
core.
Hata
ve
yanlışlarım
çırılçıplak,
o
kadar
utanç
verici
ki!.
My
mistakes
and
wrongs
are
bare,
so
shameful,
it's
true!...
Benim
böyle
olmamam
gerekirdi.
I
shouldn't
be
like
this,
through
and
through.
Bunu
masal
mı
sandın?
Did
you
think
this
was
a
fairy
tale,
anew?
Etkilemez
ölüm
beni
inan
hiç
Death
doesn't
affect
me,
believe
me,
it's
true.
Beni
inan
hiç
omuzumdaki
yükleri
sal
dünya
Believe
me,
release
the
burdens
on
my
shoulders,
world,
it's
due.
Yan
gönül
yan
Burn,
my
heart,
burn,
Kalpten
düştü
yaşama
sevincim
inan
My
joy
for
life
fell
from
my
heart,
yearn.
Sevincim
inan
kalpten
düştü
kıyım
yakın
artık
Believe
me,
it
fell,
the
end
is
near,
discern.
Bunu
oyun
mu
sandın?
Did
you
think
this
was
a
game,
to
learn?
Hileni
ancak
kendine
yedirirsin
sen
You
can
only
deceive
yourself
with
your
own
trick,
Yedirirsin,
yedirirsin
ye
de
bitir
git
artık
Deceive
and
eat
it
up,
then
leave,
be
quick.
Pes
ettim
mi
sandın?
Did
you
think
I
gave
up,
thick?
Taarruzumun
yönünü
sen
ne
bilirsin?
What
do
you
know
about
the
direction
of
my
attack,
chick?
Sen
ne
bilirsin
sen
neyi
bildin
ki,
yönümü
bileceksin?
What
do
you
know,
what
have
you
ever
known,
to
understand
my
way?
Ne
bilirsin?
Ne
bilirsin?
Ne
bilirsin?
Sen
ne
bilirsin?...
What
do
you
know?
What
do
you
know?
What
do
you
know?
What
do
you
know?...
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.