Paroles et traduction en anglais Sagopa Kajmer - Ahmak Islatan
Добавлять перевод могут только зарегистрированные пользователи.
Uyanmak
zor,
uykunu
bölmedikçe
kurtuluş
Waking
up
is
hard,
liberation
only
comes
when
sleep
is
disturbed
Çıkışı
bulamadığın
yol
üzeri,
gözün
kapalı
yıpranış
The
path
where
you
can't
find
the
exit,
eyes
closed,
wearing
down
Yıprandığını
bir
tek
senin
bilmen
kıvranış
Only
you
knowing
you're
wearing
down,
writhing
in
pain
Ağladığını
kendin
görmen,
ruhen
yıkılış
Seeing
yourself
cry,
a
spiritual
collapse
Onlar,
anlatsan
da
anlamazlar
They
wouldn't
understand
even
if
you
explained
Bir
anlam
da
yüklemezler
They
wouldn't
even
try
to
grasp
the
meaning
Çıldırdığını
düşünürler
They'd
think
you've
gone
mad
O
büyük
düşünürler
Those
great
thinkers
"Keşke
konuşmasaydım"
dersin
"I
wish
I
hadn't
spoken,"
you'd
say
Meğer
buymuş
ilk
dersin
Turns
out,
that
was
your
first
lesson
Zor
iş,
kolay
gelsin
Tough
job,
good
luck
Elin
boşta
kalır,
tutmadıklarında
Your
hand
remains
empty
when
they
don't
hold
it
Gözün
yaşta
kalır,
anlamadıklarında
Your
eyes
remain
teary
when
they
don't
understand
Sesin
titrer
konuşmaya
çabaladığında
ardarda
Your
voice
trembles
as
you
struggle
to
speak,
again
and
again
Oysa
kim
istemez
ki,
her
gün
ilkbahar
günü?
Yet,
who
wouldn't
want
every
day
to
be
spring?
Şiirler
yazmak,
izleyip
kırmızı
gülü
To
write
poems,
gazing
at
a
red
rose
Akan
saatler,
beraberinde
götürür
ömrü
The
flowing
hours
take
away
life
with
them
Kalan
sağlar
senindir,
kaybedilenler
ölü
What
remains
is
yours,
what's
lost
is
dead
Ben
seni
gayet
iyi
de
anlıyorum,
gayet
I
understand
you
perfectly
well,
perfectly
Ardımda
bıraktığım
o
yollar,
buradan
gayet
net
Those
paths
I
left
behind,
crystal
clear
from
here
İnsan
bir
nefis,
bir
nefes
A
human
is
a
soul,
a
breath
Bir
özgür,
bir
kodes,
bir
hapis,
bir
kafes
Free
yet
confined,
a
prison,
a
cage
Yaşa
etmeden
pes!
Kolaysa...
Live
without
giving
up!
If
you
dare...
Zor
çıkar
içinden,
açılmamış
ne
kadar
kutu
varsa
It's
hard
to
open
all
the
unopened
boxes
inside
Yalan
dağılır
içinden,
açılmış
ne
kadar
ağız
varsa
Lies
spill
out
from
every
opened
mouth
Çil
yavrusu
gibi
dağılır,
bildiğin
ne
kadar
iyi
varsa
The
good
you
know
scatters
like
chicks
İlk
başta
suya
kanar
gibi
kandım
At
first,
I
was
fooled
like
falling
for
water
Sözlerine
inandım
herkesin
kalpten,
çok
içten
I
believed
everyone's
words,
heartfelt
and
sincere
Bu
uykumdan
uyanmam
zaman
aldı
It
took
time
to
wake
up
from
this
sleep
Uyandım,
uykusuzluk
başladı
aniden,
aniden
I
woke
up,
insomnia
started
suddenly,
suddenly
Yıllar
öğretmenim
oldu,
gerçek
zor
okuldu
Years
became
my
teacher,
reality
was
a
tough
school
Kaçtım
dersten,
derslerden
I
skipped
class,
classes
İsterdim
uyanmak
birden
I
wish
I
could
wake
up
suddenly
Bir
kötü
kabustan
cidden,
aniden
From
a
bad
nightmare,
truly,
suddenly
Bendeki
buz
söndürüyor
ağır
ateşleri
The
ice
within
me
extinguishes
heavy
fires
Yakmaya
çalıştığım
kısa
çıralar
nemli
The
short
wicks
I
try
to
light
are
damp
Karaya
oturmuş
geminin
tayfasındanım
kabaca
I'm
roughly
from
the
crew
of
a
ship
run
aground
Ruh
halim,
ejderhaya
kafa
tutan
bir
atmaca
My
mood
is
like
a
hawk
facing
a
dragon
Bu
hayat
bolca
kutulu
bulmaca
This
life
is
a
crossword
puzzle
with
many
boxes
Bildiğin,
cevaplar
olur;
bilemediğinde
karmaşa
Answers
you
know,
chaos
when
you
don't
Dallanıp
yeşermek
de
var,
ve
bir
de
solmaca
Branching
and
thriving,
and
also
fading
Nefesten
kesilmek
de
var,
içinde
koşmaca
There's
breathlessness,
running
within
Güzel
bir
şarkı
buldum,
kendimi
onunla
öldürdüm
I
found
a
beautiful
song,
killed
myself
with
it
Sonra
bir
diğer
şarkı
duyup,
hayata
onunla
geri
de
döndüm
Then
heard
another
song
and
came
back
to
life
with
it
Sonra
başka
şarkılarla
doğdum,
onlarla
soldum
Then
I
was
born
with
other
songs,
faded
with
them
Ben
Yunus'u
şarkılarda
buldum,
hayatta
kaybettim
I
found
Yunus
in
songs,
lost
him
in
life
Gönlümün
cennetine
koyduklarım
ve
cehenneminde
yaktıklarım
Those
I
placed
in
my
heart's
heaven
and
those
I
burned
in
its
hell
Ne
çok
şey
anlatıyor,
gözlerine
baktıklarım
Those
I
look
into
their
eyes
tell
so
much
Çok
şey
anlatıyor,
gözümden
akıttıklarım
My
tears
tell
so
much
Ahmak
ıslatanlarım
My
fool's
rain
İlk
başta
suya
kanar
gibi
kandım
At
first,
I
was
fooled
like
falling
for
water
Sözlerine
inandım
herkesin
kalpten,
çok
içten
I
believed
everyone's
words,
heartfelt
and
sincere
Bu
uykumdan
uyanmam
zaman
aldı
It
took
time
to
wake
up
from
this
sleep
Uyandım,
uykusuzluk
başladı
aniden,
aniden
I
woke
up,
insomnia
started
suddenly,
suddenly
Yıllar
öğretmenim
oldu,
gerçek
zor
okuldu
Years
became
my
teacher,
reality
was
a
tough
school
Kaçtım
dersten,
derslerden
I
skipped
class,
classes
İsterdim
uyanmak
birden
I
wish
I
could
wake
up
suddenly
Bir
kötü
kabustan
cidden,
aniden
From
a
bad
nightmare,
truly,
suddenly
İlk
başta
suya
kanar
gibi
kandım
At
first,
I
was
fooled
like
falling
for
water
Sözlerine
inandım
herkesin
kalpten,
çok
içten
I
believed
everyone's
words,
heartfelt
and
sincere
Bu
uykumdan
uyanmam
zaman
aldı
It
took
time
to
wake
up
from
this
sleep
Uyandım,
uykusuzluk
başladı
aniden,
aniden
I
woke
up,
insomnia
started
suddenly,
suddenly
Yıllar
öğretmenim
oldu,
gerçek
zor
okuldu
Years
became
my
teacher,
reality
was
a
tough
school
Kaçtım
dersten,
derslerden
I
skipped
class,
classes
İsterdim
uyanmak
birden
I
wish
I
could
wake
up
suddenly
Bir
kötü
kabustan
cidden,
aniden
From
a
bad
nightmare,
truly,
suddenly
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.