Paroles et traduction Sagopa Kajmer - Baatıl Rhyme
Добавлять перевод могут только зарегистрированные пользователи.
Ra-Ra-Ra-Rap'in
oğlu
cımbızla
eledi
kelimeleri
The
son
of
Ra-Ra-Ra-Rap
sifted
words
with
tweezers
Mikrofonuna
damladı
alnından
akan
teri
The
sweat
dripping
from
his
forehead
fell
onto
his
microphone
Bazı
dudaklar
sigara
komasında
Some
lips
are
in
a
cigarette
coma
Kağıdın
töresi
"Yaz!"
dedi
The
tradition
of
paper
said,
"Write!"
Beyaz
yaprakları
karalarken
kendini
yedi
bu
laf
ebesi
(yeah)
This
master
of
words
devoured
himself
while
blackening
the
white
pages
(yeah)
Çak
kibriti!
(çak)
Gör
dumanı!
(gör
dumanı)
Strike
the
match!
(strike)
See
the
smoke!
(see
the
smoke)
Gasplarınıza
hediye
ettiğim
çığlıklarımı
noterde
tasdiklettim
I
had
my
screams,
gifted
to
your
plunder,
notarized
Dünya'nın
cennetinden
göç
etti
haykırışları
The
cries
migrated
from
the
paradise
of
the
world
En
üzgün
şarkılarıma
sos
da
oldu
gözlerinin
yaşları
The
tears
from
your
eyes
also
became
a
sauce
for
my
saddest
songs
Ölü
taklidi
yapana
dek
saplanacak
gövdeme
bıçakları
Knives
will
pierce
my
body
until
I
play
dead
İçimdeki
Mevlana
dizeleriyle
susturaca'm
o
alçakları
I
will
silence
those
scoundrels
with
the
Mevlana
verses
within
me
Biliyorum
şarkılarımı
neşeli
bulmanız
küfür
kaynaklı
I
know
your
finding
my
songs
cheerful
is
due
to
profanity
Yazdıklarım
yalan
mı?
Are
my
writings
lies?
Koparın
kulaklarınızı!
(şup)
Rip
off
your
ears!
(whoosh)
Dün
sesim
kısılana
dek
Rap
yaptım
Yesterday,
I
rapped
until
my
voice
went
hoarse
Sanırım
kayda
almalıydım
I
think
I
should
have
recorded
it
Düşmanlarıma
ekmek
attım,
anlamlarıma
anlam
kattım
I
threw
bread
to
my
enemies,
added
meaning
to
my
meanings
Özürlerime
sarıldım
I
embraced
my
apologies
Saat
02:10,
açım!
It's
02:10,
I'm
hungry!
Çöl
kumlarında
pedal
sallamak
gibi
eylemim
My
action
is
like
pedaling
on
desert
sands
Rüyalarımda
mutluyum,
şükür
ki
kendime
köleyim
I
am
happy
in
my
dreams,
thank
God
I
am
a
slave
to
myself
Kâbuslarına
konuğun
olsam
fantazmaların
tekler
If
I
were
a
guest
in
your
nightmares,
phantasms
would
flirt
Ah
siz
bebekler,
göz
kapaklarınız
titrer
Ah,
you
babies,
your
eyelids
would
twitch
Hayat
baltalardan
folloş
olmuş,
yarı
yeşil
bir
orman
emmi
Life
has
become
hollow
from
axes,
a
half-green
forest,
man
Ben
içinde
aslanım
I
am
a
lion
within
it
Bildiklerimin
gücüyle
bilgiçlik
taslarım
I
show
off
with
the
power
of
my
knowledge
Senet
sözümdür,
adım
imzadır
My
word
is
a
bond,
my
name
is
my
signature
Krallığına
kral
olan
halkım
My
people,
who
are
kings
to
their
kingdom
Tek
bireyde
üç
adım.
Diss'lerini
çatırdattım
Three
steps
in
one
individual.
I
cracked
your
disses
Tek
beyitte
baatıl
ryhme'ın
dişlerini
kırdım
In
one
verse,
I
broke
the
teeth
of
futile
rhyme
Aciz
Rap'in
omurgasını
yıktım,
küstahlığın
dilini
kesti
jiletim
I
demolished
the
spine
of
feeble
Rap,
my
razor
cut
the
tongue
of
arrogance
Ön
sıralardan
alındı
cennete
biletim
My
ticket
to
heaven
was
taken
from
the
front
rows
Kendi
yalanlarınıza
inanmadığınızı
gözlemledim
I
observed
that
you
don't
believe
your
own
lies
Dürüstlüğünüzü
özlemledim
I
longed
for
your
honesty
Şiirlerimin
yaralı
ruhunu
çay
misali
demledim,
içtim
I
brewed
and
drank
the
wounded
soul
of
my
poems
like
tea
Cezalarımı
çektim,
büyük
hatalar
yolundan
depar
atarak
geçtim
I
served
my
sentences,
I
sped
past
the
path
of
great
mistakes
(Ben)
özgürlüğüm
için
yatırım
yaptım
(I)
invested
in
my
freedom
Baatıl
inançlara
baatıl
rhyme
yazdım
I
wrote
futile
rhymes
for
futile
beliefs
Kendi
yalanlarınıza
inanmadığınızı
gözlemledim
I
observed
that
you
don't
believe
your
own
lies
Dürüstlüğünüzü
özlemledim
I
longed
for
your
honesty
Şiirlerimin
yaralı
ruhunu
çay
misali
demledim,
içtim
I
brewed
and
drank
the
wounded
soul
of
my
poems
like
tea
Cezalarımı
çektim,
büyük
hatalar
yolundan
depar
atarak
geçtim
I
served
my
sentences,
I
sped
past
the
path
of
great
mistakes
(Ben)
özgürlüğüm
için
yatırım
yaptım
(I)
invested
in
my
freedom
Baatıl
inançlara
baatıl
rhyme
yazdım
I
wrote
futile
rhymes
for
futile
beliefs
Nakaratlarımı
serserilerle,
sürtüklerle
I
shared
my
choruses
with
vagabonds
and
sluts
Pırlanta
ve
keşlerle
paylaştım
senelerce
With
diamonds
and
discoveries
for
years
Kesilmeyen
beddualarınız
kulaklarımda
dörtlüklerle
Your
unbreakable
curses
are
in
my
ears
with
quatrains
Ruhun
kendini
uçurumdan
atarken
dudakların
özürlü
kederle
While
your
soul
throws
itself
off
the
cliff,
your
lips
are
disabled
with
grief
Korolarım
sessizliğe
armağanım
My
choirs
are
my
gift
to
silence
Sessiz
kalanın
gizli
haykırışlarını
tattım
I
tasted
the
hidden
cries
of
the
silent
Hayatımı
cennet
elçisi
misali
yaşadım
tatlım
I
lived
my
life
like
a
messenger
of
heaven,
my
dear
Yüzün
ellisi
rest
in
peace
Five
hundred
faces
rest
in
peace
Huzur
içinde
yatsın
çocukluk
günlerim,
nostalji
May
my
childhood
days
rest
in
peace,
nostalgia
Okyanuslar
mürekkebim,
ağaçlarsa
kalemim
benim
Oceans
are
my
ink,
trees
are
my
pens
Bitmek
bilmeyen
şarkılarla
ruhun
şad
olsun
alemim
May
your
soul
be
happy
with
my
endless
songs,
my
world
Yüzde
ellin
meleklerin,
geride
kalanın
ifritin
Fifty
percent
of
you
are
angels,
the
rest
are
demons
Biolojikal
gazlardan
hasarlı
beynim
sen
bili'in
My
brain,
damaged
by
biological
gases,
you
know
it
Kara
ırkın
icadı
Hip-Hop
beyaz
çocuğun
hakimiyetinde
Hip-Hop,
the
invention
of
the
black
race,
is
dominated
by
the
white
boy
Elinde
mikrofonu
With
the
microphone
in
his
hand
Söylemlerim
yetersizse
kulaklarınla
dinle
arka
fonu
If
my
words
are
inadequate,
listen
to
the
background
with
your
ears
Umarım
gelmez
ilham
perilerimin
sonu
I
hope
the
end
of
my
muses
doesn't
come
Seramoni
ustası
yeraltında
yaktı
mumu
The
master
of
ceremonies
lit
the
candle
underground
Kendi
yalanlarınıza
inanmadığınızı
gözlemledim
I
observed
that
you
don't
believe
your
own
lies
Dürüstlüğünüzü
özlemledim
I
longed
for
your
honesty
Şiirlerimin
yaralı
ruhunu
çay
misali
demledim,
içtim
I
brewed
and
drank
the
wounded
soul
of
my
poems
like
tea
Cezalarımı
çektim,
büyük
hatalar
yolundan
depar
atarak
geçtim
I
served
my
sentences,
I
sped
past
the
path
of
great
mistakes
(Ben)
özgürlüğüm
için
yatırım
yaptım
(I)
invested
in
my
freedom
Baatıl
inançlara
baatıl
rhyme
yazdım
I
wrote
futile
rhymes
for
futile
beliefs
Kendi
yalanlarınıza
inanmadığınızı
gözlemledim
I
observed
that
you
don't
believe
your
own
lies
Dürüstlüğünüzü
özlemledim
I
longed
for
your
honesty
Şiirlerimin
yaralı
ruhunu
çay
misali
demledim,
içtim
I
brewed
and
drank
the
wounded
soul
of
my
poems
like
tea
Cezalarımı
çektim,
büyük
hatalar
yolundan
depar
atarak
geçtim
I
served
my
sentences,
I
sped
past
the
path
of
great
mistakes
(Ben)
özgürlüğüm
için
yatırım
yaptım
(I)
invested
in
my
freedom
Baatıl
inançlara
baatıl
rhyme
yazdım
I
wrote
futile
rhymes
for
futile
beliefs
(Baatıl
inançlara
baatıl
rhyme
yazdım)
(I
wrote
futile
rhymes
for
futile
beliefs)
(Baatıl
inançlara
baatıl
rhyme
yazdım)
(I
wrote
futile
rhymes
for
futile
beliefs)
A,
evet,
evet,
bu
sözcügü
seviyorum:
başarısız
Ah,
yes,
yes,
I
love
this
word:
unsuccessful
İnsanın
kaderi
bu,
hep
böyledir
This
is
the
fate
of
man,
it
is
always
like
this
Başarısızlıktan
başarısızlığa
From
failure
to
failure
Basit
birer
taslaktan
öteye
gidemezsin
You
can't
go
beyond
being
a
simple
sketch
Hayat
asla
sahnelenemeyecek
bir
oyunun
sonsuz
tekrârından
ibaret
Life
is
just
an
endless
repetition
of
a
play
that
can
never
be
staged
Hahaha
boş
versene!
Bunu
bile
kendisi
bulamamıştır
Hahaha,
forget
it!
He
didn't
even
come
up
with
this
himself
Benim
de
bazen
birkaç
kendi
düşüncem
oluyor
I
also
have
a
few
of
my
own
thoughts
sometimes
Ama
insanlar
onu
benden
hep
çalıyorlar
But
people
always
steal
them
from
me
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.