Paroles et traduction Sagopa Kajmer - Baytar
Добавлять перевод могут только зарегистрированные пользователи.
Bu
dilden
firar
eden
her
söz,
yaydan
çıkmış
ok
gibi
Every
word
escaping
these
lips,
like
an
arrow
loosed
from
the
bow
Sözler
bazen
bir
hazine
bazen
dermansız
bir
dert
tipi
Words,
sometimes
a
treasure,
sometimes
a
pain
with
no
remedy
Geçmiş
dünden
bahsetmek
lezzetsiz
Speaking
of
yesterday's
past
is
tasteless
Gelmemiş
yarından
hep
mi
şikayetçiyiz
biz
Are
we
always
complaining
about
the
future
that
hasn't
come?
Aklımın
ipinin
ucuda
kaçmış,
timsah
katreleri
boşalsın
The
thread
of
my
sanity
has
snapped,
let
the
crocodile
tears
flow
Bir
iki
damla
hiç
değersiz
A
couple
of
drops
are
worthless
Hüzün
ve
kaderin
pençesinde
bir
dev
nam-ı-değersiz
A
giant
in
the
clutches
of
sorrow
and
fate,
so-called
worthless
Gece-gündüz
ömürden
yontar
dünya
dönmez
yaremsiz
Day
and
night,
life
whittles
away,
the
world
won't
turn
without
my
beloved
Bugün
ömrün
yarım
gün,
serbest
kalsın
fikrim
Today,
half
a
day
of
life,
let
my
thoughts
roam
free
Senin
tozlarını
silemez
tenimden
ellerim
My
hands
can't
wipe
your
dust
from
my
skin
Varlık
ruhu
terk
eder
yüzün
gözümden
ayrılınca
Existence
abandons
the
soul
when
your
face
leaves
my
sight
Bendeki
aşk
altın
misali
ağırlığınca
The
love
within
me,
like
gold,
weighs
heavily
Sensiz
benlik
yokluk
demek
kalbim
sana
emekçi
Without
you,
my
self
is
nothingness,
my
heart
labors
for
you
Aşk
denen
illet
çorak
arazide
tilki
misal
kurnaz
bekçi
The
ailment
called
love,
a
cunning
fox,
a
guard
in
barren
land
Başım
sarkıt
bir
mahalsiz
cümle
yolumun
önüne
taş
My
head
hung
low,
a
misplaced
sentence,
a
stone
in
my
path
Dudaklarınla
kaderi
nikah
eden
çakır
keyif
dertdas
A
tipsy
confidant,
marrying
fate
with
your
lips
Gören
der
ki
sel
ağzına
bina
yapmak
aptal
işi
Anyone
would
say
building
a
house
at
the
mouth
of
a
flood
is
foolish
Yel
eserse
kırmaz
dişimi,
kalp
bir
körse
görmez
bir
şeyi
If
the
wind
blows,
it
won't
break
my
teeth,
if
the
heart
is
blind,
it
sees
nothing
Saniyeler
dakikalarla
yapar
alişverişi
Seconds
barter
with
minutes
Saatler
seni
alır
benden
korkarım
olamaz
gelişi
Hours
take
you
from
me,
I
fear
your
arrival
may
not
be
Hasret
gözümün
ışıklarını
söndüren
alçak
misafir
Longing,
a
lowlife
guest
extinguishing
the
lights
of
my
eyes
Afitap
sönük
bir
mum
ayrılık
hain
bir
zehir
The
sun,
a
dim
candle,
separation,
a
treacherous
poison
Melek
yanımda
yüzünü
saklar
felek
yüzüme
kaş
çatar
An
angel
hides
her
face
beside
me,
fate
frowns
upon
me
Bir
tek
bu
hüznü
sen
boğarsın
ipek
tenin
derime
batsın
Only
you
can
drown
this
sorrow,
let
your
silken
skin
sink
into
mine
Rüzgar
saçını
süpürse
mest
olur
bakışlarım
If
the
wind
sweeps
your
hair,
my
gaze
becomes
intoxicated
Adınla
uyanır
kulaklarım,
yüzünle
açar
göz
kapaklarım
My
ears
awaken
with
your
name,
my
eyelids
open
with
your
face
En
güzel
şiirlerimle
kaleme
adını
sayıklatırım
With
my
most
beautiful
poems,
I
make
the
pen
whisper
your
name
Odamın
hayaletisin
sessizliğine
aşığım
You
are
the
ghost
of
my
room,
I'm
in
love
with
your
silence
Derdime
çare
baytarım
yok
I
have
no
veterinarian
to
cure
my
pain
Dengeme
destek
tut
ki
durayım
Hold
me
steady
so
I
can
stand
Şafak
güneşin
fermanı
geçer
acı
tatlı
sayılı
zamanın
sancısı
The
dawn
sun's
decree
passes,
the
bittersweet
pain
of
numbered
time
Ama
melek
bir
yandan,
şeytan
bir
yandan
But
an
angel
on
one
side,
a
devil
on
the
other
Başım
zindan
yokluk
var
bu
kaçıncı
şikayetim
bilmem
My
head
a
dungeon,
there
is
absence,
I
don't
know
this
is
my
which
complaint
derdime
çare
baytarım
yok
I
have
no
veterinarian
to
cure
my
pain
dengeme
destek
tut
ki
durayım
Hold
me
steady
so
I
can
stand
şafak
güneşin
fermanı
geçer
acı
tatlı
zamanın
sancısı
The
dawn
sun's
decree
passes,
the
bittersweet
pain
of
time
ama
melek
bir
yandan
şeytan
bir
yandan
But
an
angel
on
one
side,
a
devil
on
the
other
başım
zindan
yokluk
var
bu
kaçıncı
şikayetim
bilmem
My
head
a
dungeon,
there
is
absence,
I
don't
know
this
is
my
which
complaint
Kafamı
duvara
yasladım
omuzların
yanımda
yok
I
leaned
my
head
against
the
wall,
your
shoulders
not
beside
me
Ahbaplar
maymun
iştah
sahibi
benim
içim
senle
tok
Friends
have
the
appetite
of
monkeys,
my
insides
are
full
with
you
Yok
ki
gücüm
belki
devler
ülkesinde
bücürüm
I
have
no
strength,
perhaps
I'm
a
dwarf
in
the
land
of
giants
Sessizliğinle
gelir
hüznüm
yokluğunda
gömülü
ölüyüm
With
your
silence
comes
my
sadness,
in
your
absence,
I'm
buried
and
dead
Bu
devranın
binlerce
sevgi
müşterisinden
biriyim
I
am
one
of
the
thousands
of
love
customers
of
this
world
Yalnızlığıma
küfrederim
ve
sensiz
halden
müştekilim
I
curse
my
loneliness
and
I
complain
about
the
state
without
you
İlelebette
dönmez
olsan
bil
ki
yalnız
nöbetteyim
If
you
never
return,
know
that
I
am
alone
on
watch
Hatalarıma
savaş
açtım
her
gün
farklı
kefendeyim
I
declared
war
on
my
mistakes,
every
day
I'm
in
a
different
shroud
Hayat
günlük
defter
yaprağı
hazan
gelir
dökülür
Life
is
a
page
of
a
daily
journal,
autumn
comes
and
it
sheds
Gelirken
ne
getirilir
ki
giderken
ne
götürülür
What
is
brought
when
coming,
what
is
taken
when
leaving
Dertle
anlaş
deva
bul
üzüntü
kalbimi
sömürür
Make
peace
with
sorrow,
find
a
cure,
sadness
exploits
my
heart
Yüzüne
baktığım
her
an
cennetten
bahçe
görülür
Every
moment
I
look
at
your
face,
a
garden
from
heaven
is
seen
Gülüş
neşem
değil
gönül
bucaklarında
harabeler
My
smile
is
not
my
joy,
there
are
ruins
in
the
corners
of
my
heart
Bu
hilekar
tavırla
geçer
fena
saatler
With
this
deceitful
attitude,
bad
hours
pass
Seni
içeren
masallarım
anlatılacak
kadar
kısa
değiller
My
fairytales
that
include
you
are
not
short
enough
to
be
told
Aşk
ilinde
bir
tarafta
cüceler
diğer
yanda
devler
In
the
land
of
love,
there
are
dwarfs
on
one
side,
giants
on
the
other
Derdime
çare
baytarım
yok
I
have
no
veterinarian
to
cure
my
pain
Dengeme
destek
tut
ki
durayım
Hold
me
steady
so
I
can
stand
Şafak
güneşin
fermanı
geçer
acı
tatlı
sayılı
zamanın
sancısı
The
dawn
sun's
decree
passes,
the
bittersweet
pain
of
numbered
time
Ama
melek
bir
yandan,
şeytan
bir
yandan
But
an
angel
on
one
side,
a
devil
on
the
other
Başım
zindan
yokluk
var
bu
kaçıncı
şikayetim
bilmem
My
head
a
dungeon,
there
is
absence,
I
don't
know
this
is
my
which
complaint
derdime
çare
baytarım
yok
I
have
no
veterinarian
to
cure
my
pain
dengeme
destek
tut
ki
durayım
Hold
me
steady
so
I
can
stand
şafak
güneşin
fermanı
geçer
acı
tatlı
sayılı
zamanın
sancısı
The
dawn
sun's
decree
passes,
the
bittersweet
pain
of
numbered
time
ama
melek
bir
yandan
şeytan
bir
yandan
But
an
angel
on
one
side,
a
devil
on
the
other
başım
zindan
yokluk
var
bu
kaçıncı
şikayetim
bilmem
My
head
a
dungeon,
there
is
absence,
I
don't
know
this
is
my
which
complaint
ama
melek
bir
yandan
şeytan
bir
yandan
But
an
angel
on
one
side,
a
devil
on
the
other
başım
zindan
yokluk
var
bu
kaçıncı
şikayetim
bilmem
My
head
a
dungeon,
there
is
absence,
I
don't
know
this
is
my
which
complaint
ama
melek
bir
yandan
şeytan
bir
yandan
But
an
angel
on
one
side,
a
devil
on
the
other
başım
zindan
yokluk
var
bu
kaçıncı
şikayetim
bilmem
My
head
a
dungeon,
there
is
absence,
I
don't
know
this
is
my
which
complaint
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Writer(s): yunus özyavuz
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.