Paroles et traduction Sagopa Kajmer - CD1 Iskeletler Diyarinda Bir Et Parcasi
Добавлять перевод могут только зарегистрированные пользователи.
CD1 Iskeletler Diyarinda Bir Et Parcasi
CD1 A Piece of Flesh in the Land of Skeletons
Yarını
olmayan
dünlere
yazılmış
her
şiir
ve
şair
olmuş
her
fikir
ki
kaleme
düşmüş
her
sözü.
Every
poem
written
for
tomorrows
that
don't
exist,
every
thought
that
became
a
poet,
every
word
that
fell
onto
paper.
Hep
karanlık
anlatıldı
şarkılarda
günyüzü.
Always
darkness
was
told
in
songs,
sunshine
ignored.
iki
Yalpalayan
ömürler
aşikar
hüzün
görüntüsü.
Two
staggering
lifetimes,
a
clear
image
of
sorrow.
Yalnızlıkla
sevişir
oldun,
karanlık
hep
zifir
You've
become
accustomed
to
making
love
with
loneliness,
the
darkness
always
pitch
black.
ve
gökyüzünde
güneşin
doğum
sancılarını
bekledin.
And
in
the
sky,
you
awaited
the
birth
pangs
of
the
sun.
Doğmamış
çocuktu
doğacak,
her
ışık
hazin
sihir
ki;
The
unborn
child
was
about
to
be
born,
every
light
a
sad
magic;
hediye
olacak
her
yarın
manevi
hazinedir,
every
tomorrow
to
be
gifted
is
a
spiritual
treasure,
vasiyetimdir,
cümlelerimin
her
kelimesi
sahi
asi,
it's
my
will,
every
word
of
my
sentences
rebellious,
Sagopa
yorgun
tek
tabanca
26
arifesi.
Sagopa,
the
tired
lone
ranger,
the
26th
mystic.
Kimler
önüne
geçebilir
zamanın
akışının,
Who
can
outrun
the
flow
of
time,
cümlelerimin
noktalarına
kaç
zamanda
ulaşırım.
how
long
will
it
take
me
to
reach
the
full
stops
of
my
sentences.
Yaşarım
iskeletler
diyarında
bir
et
parçasıyım.
I
live,
a
piece
of
flesh
in
the
land
of
skeletons.
Varımı
yoktan
aldım.
I
took
my
existence
from
nothingness.
Daldım
çoktan
derin
uykuma
vardım,
I
dove
into
my
deep
sleep
long
ago,
I
arrived,
beklemekle
geçti
yıllarım
ve
kar
beyazdı
saçlarım,
years
passed
waiting,
and
my
hair
turned
snow
white,
karamsar
yazdı
rhyme'larım
ve
tarumardı
sabrım,
my
rhymes
wrote
pessimistically,
and
my
patience
tarred,
harbi
yaşadım
benliğimle
çok
savaştım
I
lived
truly,
I
fought
with
myself
a
lot
yazdım
olmadı
ve
kaçtım,
rap
uzattı
elini
çekti
kulağımı.
I
wrote,
it
didn't
work,
and
I
fled,
rap
extended
its
hand
and
pulled
my
ear.
'yaz'
dedi!
'Write!'
it
said!
Emir
bir
farzdır.
The
command
is
a
duty.
Farzın
adresinde
sen
ikamet
halinde,
bu
Tanrı'dan
bir
arzdır.
You
reside
at
the
address
of
duty,
this
is
a
desire
from
God.
Öylesine
güç
oldu,
böylesine
bir
gidişi
resmetmek,
It
became
so
hard,
to
paint
such
a
departure,
kalemi
makina
yaptım,
her
çizikte
kareler
aldım,
I
made
the
pen
a
machine,
with
each
scratch
I
took
frames,
sundum
önüne
Yaradanın
ve
bekledim
cevabını,
I
presented
them
to
the
Creator
and
awaited
His
answer,
hep
cevapsız
kaldı
çağrım,
bağırdım!...
my
call
remained
unanswered,
I
screamed!...
Raks
edemedim
yine
yenildim,
I
couldn't
dance
again,
I
was
defeated,
aksimi
göremedim
kör
oldum
I
couldn't
see
my
opposite,
I
became
blind
Haksızın
vuramadım
şakağına,
I
couldn't
hit
the
unjust
one's
temple,
baksın
kör
gözlerime
let
him
look
into
my
blind
eyes
Raks
edemedim
yine
yenildim,
I
couldn't
dance
again,
I
was
defeated,
aksimi
göremedim
kör
oldum
I
couldn't
see
my
opposite,
I
became
blind
Haksızın
vuramadım
şakağına,
I
couldn't
hit
the
unjust
one's
temple,
baksın
kör
gözlerime...
let
him
look
into
my
blind
eyes...
Çuvala
konulan
her
ölüydü
günüme
zehri
zerkeden
Every
corpse
put
in
a
sack
was
the
one
who
poisoned
my
day
ve
yuvası
yıkılan
her
virandı
parasal
harbe
itilen,
and
every
veranda
whose
home
was
destroyed
was
pushed
into
financial
war,
zoraki
savaşa
alınanlardı
okulu
terkedenler
those
forced
into
battle
were
the
ones
who
dropped
out
of
school
ve
eli
bıçaklı
her
bebeydi
kabusumda
raks
edenler,
and
every
baby
with
a
knife
was
the
one
dancing
in
my
nightmare,
buna
da
çok
şükür
demekle
geçti
onca
garibe
sene
ve
lehine
gidişi
rehine
tuttuk
fethine
kalktık,
with
saying
"thank
God
for
this"
so
many
strange
years
passed
and
we
held
the
departure
hostage,
we
rose
to
conquer,
olmamış
diyarların
adını
koyduk,
otura
kaldık,
kıçımız
üstü
isyan
ettik.
we
named
nonexistent
lands,
we
sat
down,
we
rebelled
on
our
asses.
Kadere
sıvadık
(yo!...)
We
blamed
fate
(no!...)
horoskoplarınla
yarına
bir
bakış
mı
bugünün,
aksilikle
geleni
dışlamak
mı
sömürün
is
today's
glance
into
tomorrow
with
your
horoscopes,
is
your
exploitation
to
exclude
what
comes
with
adversity
, hepiniz
gömülün,
fallar
oynasın
bu
oyunu,
sallar
sallasın
sonunu,
bir
duada
gizli
ödülün,
bir
nazarda
saklı
hüznün,
, all
of
you
be
buried,
let
fortunes
play
this
game,
let
them
shake
its
end,
the
reward
hidden
in
a
prayer,
the
sorrow
hidden
in
an
evil
eye,
temelli
var
oluş
hayali,
boşunadır
vaatleri,
the
fundamental
illusion
of
existence,
its
promises
are
in
vain,
sisteminde
virüsü
saklar
her
beyin
ve
an
çatar
atak
yapar
ve
bin
çuval
ceset
kapar,
every
brain
hides
a
virus
in
its
system
and
the
moment
cracks
it
attacks
and
grabs
a
thousand
sacks
of
corpses,
tenhalar
yüz
görümlük,
yurt
olur
zaman
donar.
solitudes
are
for
a
glimpse,
time
freezes
and
becomes
a
homeland.
Raks
edemedim
yine
yenildim,
I
couldn't
dance
again,
I
was
defeated,
aksimi
göremedim
kör
oldum
I
couldn't
see
my
opposite,
I
became
blind
Haksızın
vuramadım
şakağına,
I
couldn't
hit
the
unjust
one's
temple,
baksın
kör
gözlerime
let
him
look
into
my
blind
eyes
Raks
edemedim
yine
yenildim,
I
couldn't
dance
again,
I
was
defeated,
aksimi
göremedim
kör
oldum
I
couldn't
see
my
opposite,
I
became
blind
Haksızın
vuramadım
şakağına,
I
couldn't
hit
the
unjust
one's
temple,
baksın
kör
gözlerime...
let
him
look
into
my
blind
eyes...
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.