Paroles et traduction Saian - Kırık Kanto
Elime
yıldız
sayar,
aynada
saçımı
tarar,
bi′
cigara
yakıp
ateşi
göğsüne
basar
He
counts
the
stars
in
his
hand,
combs
his
hair
in
the
mirror,
lights
a
cigarette
and
presses
the
ember
to
his
chest
Kanı
kalem
sayar,
kalemi
kan
sayar
He
counts
the
blood
as
a
pen
and
the
pen
as
blood
Soyunup
gecenin
karşısına
geçip
içini
çeker,
sokaktan
bakışsız
geçer
He
undresses
and
stands
before
the
night
and
sighs,
walks
through
the
street
with
no
eyes
Evine
bir
ölüyü
almış,
sevdikçe
sever
He
has
taken
a
dead
man
into
his
home,
and
loves
him
as
he
loves
himself
Aaa
unutmadan
Oh,
and
by
the
way,
Hırpalanmıştır
gömleği
ve
onuru.
Zaten
kimden
kaçsa
orası
devlettedir
His
shirt
and
his
honor
are
torn.
Wherever
he
runs,
the
state
is
there
" Anlat."dedim,"
Kime
gücendin?"
"Tell
me,"
I
said,
"Who
have
you
offended?"
"Bu
çetrefili
sen
mi
seçtin?"
"Did
you
choose
this
complexity
yourself?"
Bi'
kadının
adını
aradı.
Temmuzdan
güneş
uyandırmadan
geçti
bi′
bilse
He
searched
for
a
woman's
name.
If
only
he
knew
that
July
had
passed
without
waking
the
sun
Kadının
kahkahasında
taflan
oturur,
kalmamış
yanaklarında
kimse
In
the
woman's
laughter,
dewdrop
sits,
no
one
is
left
on
her
cheeks
Sabahına
çıkılamaz
balkonlarda
bir
ince
çocuk
dünyayı
arşınlamıştır
On
the
balcony,
where
one
cannot
go
out
in
the
morning,
a
thin
boy
has
paced
the
world
Gırtlağını
zorlayan
tomurcuk
bir
sürgün
treninde
bulunmuş
A
bud
struggling
in
his
throat
has
been
found
on
a
passing
train
O
zamanlar
hiç
durmaz,
pırıltılı
yıldızlar
sayar
ellerinize
At
that
time,
he
would
never
stop,
he
would
count
the
sparkling
stars
in
your
hands
Oysa
benim
bildiğim
bütün
yağmurlar
sır
tutmasını
bildiler
Yet
all
the
rains
I
know
were
able
to
keep
secrets
Oysa
benim
bildiğim
bütün
yağmurlar
sır
tutmasını
bildiler
Yet
all
the
rains
I
know
were
able
to
keep
secrets
"Oysa."dedi"
Benim
bildiğim
bütün
yağmurlar
sır
tutmasını
bildiler."
"Yet,"
he
said,
"all
the
rains
I
know
were
able
to
keep
secrets."
Yağarsa
kalbi
öne
doğru
gülümsüyor,
bir
arkaya
iftirâ
gibi
When
it
rains,
his
heart
smiles
forward,
and
behind
it
like
a
slander
Elime
yıldız
sayar,
aynada
saçımı
tarar,
gözleri
ateşte
durur
ve
uyurken
ismi
yoktur
He
counts
the
stars
in
his
hand,
combs
his
hair
in
the
mirror,
his
eyes
are
fixed
on
fire
and
he
has
no
name
in
his
sleep
Soyunup
gecenin
karşısına
geçip
içini
çeker,
sokaktan
bakışsız
geçer
He
undresses
and
stands
before
the
night
and
sighs,
walks
through
the
street
with
no
eyes
Evine
bir
ölüyü
almış,
sevdikçe
sever
He
has
taken
a
dead
man
into
his
home,
and
loves
him
as
he
loves
himself
Aaa
unutmadan
Oh,
and
by
the
way,
Hırpalanmıştır
gömleği
ve
onuru.
Zaten
kimden
kaçsa
orası
devlettedir
His
shirt
and
his
honor
are
torn.
Wherever
he
runs,
the
state
is
there
"Anlat."
dedim.
Kime
gücendin?"
"Tell
me,"
I
said.
"Who
have
you
offended?"
"Bu
çetrefili
sen
mi
seçtin?"
"Did
you
choose
this
complexity
yourself?"
Bi'
kadının
adını
aradı
He
searched
for
a
woman's
name
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.