Sancak - Bu Defa - Live - traduction des paroles en anglais

Paroles et traduction Sancak - Bu Defa - Live




Bu Defa - Live
This Time - Live
İçimden geldi yaşım kadar şimdi yağmur yağsın durmadan.
Now I feel like the rain should fall as much as my age.
Çünkü yağdıkça içime kan damlar, kimse kalmaz.
Because as it rains, blood drips inside me, no one stays.
Al beni koy yerine.Kendini yak ki düşün beni de.
Take me and put me in your place. Burn yourself so that you think of me too.
Ben nefes almam hiç ağla diye.Gitme ve üstüme bas yine de.
I won't breathe at all so that you don't cry. Leave and step on me again.
Herşeyden vazgeçip gidersem kendime ağlarım, sen bana küçük bir umut verirdin ben se dünyaları.
If I give up everything and go, I will cry to myself, you would have given me a little hope, I would world.
Devrilmez dağları yok ettiğim rüyalarım.Uyanmadan önceki gülümsemem küçük hatalarım.
My dreams destroyed the mountains that cannot be overthrown. My little mistake smile before waking up.
Ümit bir tarladır, ekip biçersin kahrını.Zaman zaman boş hayallerle kendini kandırıp.
Hope is a field, you reap the harvest, and worry. From time to time, you deceive yourself with vain fantasies.
Bütün ilk anların devamı gelir sanıp peşine koşanların farketmeden içine akar kanları.
Thinking that all the first moments will continue, those who run after them without realizing that their blood flows inside.
Gözümden düşen herşeyin yerine bir şarkı söyleyin.En güzeli senden olsun söyle defalarca dinlerim.
Instead of everything that falls from my eye, sing a song. The most beautiful one is from you, tell me to listen to it repeatedly.
- Defalarca dinledim; hep aynı şarkı, aynı satırlar, sürekli aynı kadın.
- I listened to it many times; always the same song, the same lines, always the same woman.
Nasıl baktığının bir önemi yok der gibi baktıkça içim parçalanır sen kendini sattıkça.
As if it doesn't matter how you look, when you look, my insides shatter as you sell yourself.
Ve senden kaçtıkça kendimi feda ettim, yüzüme bakıp yalan söylediğini içime attıkça.
And as I ran away from you, I sacrificed myself, as I looked at your face and threw your lies on the inside.
Nakarat. (Sancak)
Chorus. (Sancak)
Ben nasıl bakarım gözlerine?
How can I look into your eyes?
Yerin altına girerim görme diye.
I will go underground so that you don't see.
Baş ucumdaki boş kağıt işkence.
The empty paper at my bedside is torment.
Ses etmeden uyurum senelerce.
I will sleep silently for years.
Beni yak kendini de.
Burn me yourself too.
Şanışer Part.
Şanışer Part.
Bir gece uyan resmime bak ya da ağla.Kaybedip huzrunu dön dur yine.
Wake up and look at my picture one night or cry. Lose your peace and return again.
Tam kalbinden vursunlar.Yağsın yine dursun kar, olmasın nevruz yine.
Let them shoot from your heart. Let it rain again and stop, don't let it be Nevruz again.
Sevme beni bundan sonra.
Don't love me from now on.
Düşünmek herşeyi, düşünmek herşeyi yıkar.Düşünce derdine bilirsin tek sorun çıkar.
Thinking about everything, thinking about everything destroys everything. Of course, worry creates only problems.
Hepsi onun gözleri, hepsi saf temiz sıva.Şimdi sonun yakın sen de onu affedip yıka.
They are all her eyes, they are all pure plaster. Now the end is near, you forgive and cleanse him.
İçinde fitne fesat, işinde doğru dürüst.Demişti gitme be Sarp, kafamda bin bir hesap.
Fitna fesat inside you, honest in your work. He said, don't go, Sarp, there are a thousand and one calculations in my head.
Laf anla işte ve yaz senin günlüğün bu.Yarısı dolu bir bardak senin güldüğün gün.
Understand the words and write this is your diary. A half-full glass is your laughing day.
Gerisi boş ya kime gidip anlatayım? Ki yok bu yerde ağlayanım.
The rest is empty, who can I tell? I have no one to cry for in this place.
Kime gidip anlatayım? Ki yok bu yerde ağlayanım.
Who can I tell? I have no one to cry for in this place.
Birinci günün sonu, savaşı kazandım.İkinci günde düşmanım da yaralı azaldı.
The end of the first day, I won the war. My enemy also decreased on the second day.
Zamanım azaldı.Sevgili hayatım, sağlıcakla kal.
My time is running out. Dear life, take care.
Nakarat.(Sancak)
Chorus.(Sancak)
Ben nasıl bakarım gözlerine?
How can I look into your eyes?
Yerin altına girerim görme diye.
I will go underground so that you don't see.
Baş ucumdaki boş kağıt işkence.
The empty paper at my bedside is torment.
Ses etmeden uyurum senelerce.
I will sleep silently for years.
Beni yak kendini de.
Burn me yourself too.






Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.