Paroles et traduction Sehabe - Gelecek Çoktan Geçmiş
Gelecek Çoktan Geçmiş
The Future Has Already Passed
Gecem
suretim
misali
saf
beyaz
bir
kurdele
My
night
is
like
a
pure
white
ribbon,
mirroring
my
image
Gün
yaşar
gider
ve
sen
kaybolan
bir
mülteci
Day
lives
and
goes,
and
you,
a
lost
refugee
Kaç
beden
bu
ömrünün
siyahlarında
son
bulur?
How
many
bodies
meet
their
end
in
the
black
of
your
life?
Kaç
sefer
bu
gönlünün
yanaklarında
kaybolur
How
many
times
does
love
vanish
on
the
cheeks
of
your
heart?
Niyetlenirdim
önceden
evet
adına
ben
demek
I
used
to
intend
to
say
"yes"
in
the
name
of
"I"
Emek
emek
emeklemek,
sonralarda
teklemek
To
crawl
with
effort,
to
stumble
later
Beklemekse
acı
verirdi
sanki
olmamış
gibi
Waiting
hurt
as
if
it
never
happened
Sus
demekte
ölüme
yolcu
çaresiz
denek
gibi
Saying
"hush"
is
like
a
helpless
subject
on
a
journey
to
death
Unut!!
Çözüm
yolu
Forget!!
The
way
out
Sus!!
Elim
dolu
Hush!!
My
hands
are
full
Dur!!
Önüm
duru
Stop!!
My
path
is
clear
Bu
senin
yolun
This
is
your
way
İbret
oldu
yaşamım
ki
yaşım
sade
on
sekiz
My
life
became
a
lesson,
even
though
I'm
only
eighteen
Bilemedim
ki
neredeyim
bilemedim
ki
neredeyim
I
didn't
know
where
I
was,
I
didn't
know
where
I
was
Yaşananlar
kar
etmezken
When
experiences
bring
no
profit
Umutlarım
el
ayak
çekmiş
My
hopes
have
withdrawn
Yarın
güzel
olacak
derken
While
saying
tomorrow
will
be
beautiful
Gelecek
çoktan
geçmiş
The
future
has
already
passed
Yaşananlar
kar
etmezken
When
experiences
bring
no
profit
Umutlarım
el
ayak
çekmiş
My
hopes
have
withdrawn
Yarın
güzel
olacak
derken
While
saying
tomorrow
will
be
beautiful
Gelecek
çoktan
geçmiş
The
future
has
already
passed
Sevgi
bize
imrenirdi,
kıskancından
yanardı
Love
used
to
envy
us,
burning
with
jealousy
Her
nefeste
mutluluk
ciğere
dolup
taşardı
With
every
breath,
happiness
overflowed
into
our
lungs
Geçmiş
gelecek
sağlı
sollu
ellerimden
tutardı
Past
and
future
held
my
hands,
left
and
right
Güven
huzuru
mest
ederdi.
Bu
kalp
senle
atardı
Trust
intoxicated
peace,
this
heart
beat
with
you
Bir
gün
geldi
zaman
durdu.
Ellerimi
bıraktı
One
day
time
stopped,
it
let
go
of
my
hands
Mutluluk
yabancı
oldu
güneş
o
an
karardı
Happiness
became
a
stranger,
the
sun
darkened
at
that
moment
Gül
bebeğim
gülen
kadın,
gülü
dalından
kopardın
My
rose,
my
smiling
woman,
you
plucked
the
rose
from
its
branch
Kahpe
kancık
kader
kalbe
karlar
yağdı
ayırdı
Fate,
the
treacherous
bitch,
brought
snow
to
the
heart
and
separated
us
Gözlerimden
on
sekiz
damla
aynı
yıldız
kaydı
Eighteen
drops
fell
from
my
eyes,
like
falling
stars
Sorma
neden
mazlum
adam
yaşlarına
sığındı
Don't
ask
why
the
oppressed
man
took
refuge
in
his
age
Titrek
beden
zor
ölümle
bak
fiilen
tanıştı
The
trembling
body
barely
met
death,
in
reality
Et
tırnağa
küstü
gayrı
ayrılıkla
'barış'tı
Flesh
turned
against
the
nail,
it
was
'peace'
with
separation
Yaşananlar
kar
etmezken
When
experiences
bring
no
profit
Umutlarım
el
ayak
çekmiş
My
hopes
have
withdrawn
Yarın
güzel
olacak
derken
While
saying
tomorrow
will
be
beautiful
Gelecek
çoktan
geçmiş
The
future
has
already
passed
Yaşananlar
kar
etmezken
When
experiences
bring
no
profit
Umutlarım
el
ayak
çekmiş
My
hopes
have
withdrawn
Yarın
güzel
olacak
derken
While
saying
tomorrow
will
be
beautiful
Gelecek
çoktan
geçmiş
The
future
has
already
passed
(Yeis
Sensura
& Sehabe)
(Yeis
Sensura
& Sehabe)
Yara
bedende
yaş
gözümde
el
böğürde
kaldı
The
wound
remains
on
the
body,
tears
in
my
eyes,
hands
on
my
hips
Dua
dilde,
şu
halimle
şuan
ipte
cambazım
Prayer
on
my
tongue,
in
this
state,
I
am
now
a
tightrope
walker
Yara
bedende
yaş
gözümde
el
böğürde
kaldı
The
wound
remains
on
the
body,
tears
in
my
eyes,
hands
on
my
hips
Yaramı
yaşıma
basarım
acımam
gene
de
burada
yalnızım
I
step
on
my
wound,
I
show
no
mercy,
yet
I'm
alone
here
Güneş
her
gün
açarken
gözlerimde
bulutsun
While
the
sun
rises
every
day,
you
are
a
cloud
in
my
eyes
Etraf
bahar
kokarken
gözlerimi
kuruttun
While
the
surroundings
smell
of
spring,
you
dried
my
eyes
Beni
burda
koyarken
amacı
yoktu
gidişinin
Leaving
me
here,
your
departure
had
no
purpose
Kimsecikler
ayıramazdı
sözlerini
unuttun
You
forgot
your
words,
that
no
one
could
separate
us
Yemini
duyan
kulaklar
tapusuydu
geleceğin
The
ears
that
heard
the
oath
were
the
title
deed
of
the
future
Gün
olur
ses
edersen
uçar
gibi
geleceğim
One
day,
if
you
call,
I'll
come
flying
Lakin
ayrılık
mühürse
bağra
taşı
gömeceğim
But
if
separation
seals
my
heart,
I'll
bury
the
stone
Son
dileğimi
yerine
getir
gözümü
kapat
öleceğim
Fulfill
my
last
wish,
close
my
eyes,
I
will
die
Yaşananlar
kar
etmezken
When
experiences
bring
no
profit
Umutlarım
el
ayak
çekmiş
My
hopes
have
withdrawn
Yarın
güzel
olacak
derken
While
saying
tomorrow
will
be
beautiful
Gelecek
çoktan
geçmiş
The
future
has
already
passed
Yaşananlar
kar
etmezken
When
experiences
bring
no
profit
Umutlarım
el
ayak
çekmiş
My
hopes
have
withdrawn
Yarın
güzel
olacak
derken
While
saying
tomorrow
will
be
beautiful
Gelecek
çoktan
geçmiş
The
future
has
already
passed
Yaşananlar
kar
etmezken
When
experiences
bring
no
profit
Umutlarım
el
ayak
çekmiş
My
hopes
have
withdrawn
Yarın
güzel
olacak
derken
While
saying
tomorrow
will
be
beautiful
Gelecek
çoktan
geçmiş
The
future
has
already
passed
Yaşananlar
kar
etmezken
When
experiences
bring
no
profit
Umutlarım
el
ayak
çekmiş
My
hopes
have
withdrawn
Yarın
güzel
olacak
derken
While
saying
tomorrow
will
be
beautiful
Gelecek
çoktan
geçmiş
The
future
has
already
passed
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Writer(s): Barış çetin
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.