Paroles et traduction Şenay - Kent Yaşamı
Добавлять перевод могут только зарегистрированные пользователи.
Söyle,
söyle
u-u-uh
Tell
me,
tell
me
u-u-uh
Kent
yaşamı
acı
bir
çığlıktır
City
life
is
a
bitter
cry
İlk
kez
sizi
saran
bir
şaşkınlıktır
First
time
it's
a
surprise
that
embraces
you
Sonra
gelir
yavaş
yavaş
kızgınlık
Then
comes
the
anger
slowly
Ve
sonunda
çöreklenir
bıkkınlık
And
finally
the
boredom
settles
in
Düzmece
paralar,
kalplerde
yaralar
Fake
money,
wounds
in
the
hearts
Oksitlenmiş
duygular
Oxidized
feelings
Sevgi
yalan
övgü,
bir
dakka
mutluluk
Love,
false
praise,
a
minute
of
happiness
Bu
kör
dövüş
nereye,
söyle
nereye?
This
blind
fight
where
to,
tell
me
where
to?
Sarmaş
dolaş
aynı
bataklıkta
Entwined
in
the
same
swamp
Kent
mi
adı,
yoksa
cezaevi
mi?
Is
it
a
city,
or
a
prison?
Ya
beğenenler,
taş
taşır
mağralarda
Those
who
like
it
carry
stones
in
caves
Bir
mengene
sıkıştırır
kişiyi
A
vise
tightens
around
a
person
Herkes
her
an
ayarlıdır
bir
nesneye
Everyone
is
always
tuned
to
an
object
Aptalca
saplantılar,
bunalan
insancıklar
Stupid
obsessions,
depressed
little
people
Düzmece
paralar,
kalplerde
yaralar
Fake
money,
wounds
in
the
hearts
Oksitlenmiş
duygular
Oxidized
feelings
Sevgi
yalan
övgü,
bir
dakka
mutluluk
Love,
false
praise,
a
minute
of
happiness
Bu
kör
dövüş
nereye?
(oh)
This
blind
fight
where
to?
(oh)
Aptalca
hırsın
simgesi
giderek
nasıl
oluşur?
How
does
the
symbol
of
stupid
ambition
form
gradually?
Nefes
almaz
insan
anları
Human
moments
don't
breathe
Bir
kargaşa,
gereksiz
didinmeler,
yanılgılarla
biriken
kırıntılar
A
chaos,
useless
struggles,
fragments
accumulated
with
misconceptions
Uğultusu
kalabalıkların
ve
gürültüsü
her
tür
makinanın
The
roar
of
the
crowds
and
the
noise
of
every
kind
of
machine
Herkes
kendini
bir
bedele
veriyorken
While
everyone
is
giving
themselves
for
a
price
Kent
yaşamıdır
sizi
gerilime
iten
It's
city
life
that
pushes
you
to
tension
Düzmece
paralar,
kalplerde
yaralar
Fake
money,
wounds
in
the
hearts
Oksitlenmiş
duygular
Oxidized
feelings
Sevgi
yalan
övgü,
bir
dakka
mutluluk
Love,
false
praise,
a
minute
of
happiness
Bu
kör
dövüş
nereye?
(uh)
This
blind
fight
where
to?
(uh)
Sövgü
yalan
övgü
(uh)
Curse,
false
praise
(uh)
Sövgü
yalan
övgü,
bir
dakikalık
mutluluk
Curse,
false
praise,
a
minute
of
happiness
Bu
kör
dövüş
nereye?
This
blind
fight
where
to?
Söyle,
söyle,
söyle
haydi
söyle
Tell
me,
tell
me,
tell
me,
come
on
tell
me
Bu
kör
dövüş
nereye?
This
blind
fight
where
to?
Bu
kör
dövüş
nereye?
This
blind
fight
where
to?
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Writer(s): Ayşe Yüksel, Rod Stewart
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.