Sokrat St - Çocuktum, Pt. 2 - traduction des paroles en anglais

Paroles et traduction Sokrat St - Çocuktum, Pt. 2




Çocuktum, Pt. 2
I Was a Kid, Pt. 2
Çocuktum
I was a kid
Masum hayallerim vardı
I had innocent dreams
Mesela her çocuk gibi futbolcu olmak
Like every kid, I wanted to be a soccer player
Mahalle aralarında top yuvarlardık
We used to play soccer in the streets
Cam kırardık, çok can sıkardık
We broke windows, we were a nuisance
Çocuktum, masum oyunlar oynardık
I was a kid, we played innocent games
Mesela külah atardık Ermeni'ye
Like throwing paper balls at Armenians
Boncuklu tabancalarımız vardı, mermi değil
We had toy guns that shot plastic bullets
Doğal olarak eşit görüyorduk her bireyi
Naturally, we saw every individual as equal
Çünkü çocuktuk
Because we were kids
Ne bilelim ayrım gayrım
We didn't know any better
Bir çocuğun bilmediği tek şey ayrılmaydı
The only thing a kid doesn't know is separation
Çünkü çocuktuk be amına koyayım
Because we were kids, dammit
En azından
At least
Masum olmak gerektiğinin farkındaydık
We were aware that we should be innocent
Nasıl bir çocukmuşuz yetişkinden öte
What kind of kids were we, wiser than adults
Bizim tek derdimiz saklambaç oynarken bir sote
Our only concern was getting caught while playing hide-and-seek
Velhasıl kelam
In short
Çocukken sual şimdi insan olmak ödev
When we were kids, the question was trivial, now being human is the assignment
Çocuktum
I was a kid
Sen bilir misin bir futbolcu kartının
My darling, do you know what a soccer player card
Küçük bir çocuk için neyi ifade ettiğini?
Meant to a little kid?
Sek sek mermerinin bozuk bir asfaltta
On broken asphalt, how many times
Saniyede kaç ivmeyle kaç defa sektiğini?
Did a jacks marble bounce per second?
Bilir misin karanlık bir köşe başında
Do you know that at a dark corner
İlk dumanı ciğerlerime 10 yaşımda çektiğimi?
I took my first puff of a cigarette when I was 10?
Nereden bilebilirdim, mahalledeki abilerin
How could I have known that the older guys in the neighborhood
Ruh ve beden sağlığıma nifak tohumu ektiğini?
Were planting the seeds of discord in my soul and body?
Ey gidi Trabzon!
Oh, Trabzon!
Boztepe'nin manzarasını inan hayal edemezdi Picasso
Picasso couldn't even imagine the view of Boztepe
14 yaşındaydım, küçük bir arka mahalleden koca bir metropole geçiş yapmak biraz zordu
I was 14, moving from a small neighborhood to a big metropolis was a bit difficult
Be İstanbul şiir gibisin de okumak ne mümkün
Oh, Istanbul, you are like poetry, but impossible to read
Ne hengamesi, ne malı, ne mülkü
What a pandemonium, what wealth, what possessions
Bu şehir milyonlarca insan içinde, yalnızlığın bestelendiği
This city, where loneliness is composed amidst millions of people
Enstrümanı kalabalığın sesi olan bir türkü
A ballad whose instrument is the sound of the crowd






Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.