Paroles et traduction Sorgu feat. Grejuva - Yasak Kent (feat. Grejuva)
Yasak Kent (feat. Grejuva)
Forbidden City (feat. Grejuva)
Bu
kalabalık
ne
anlatıyor?
What
does
this
crowd
speak
of?
Ve
o
kelimelerin
labirenti
arasında
kayboluyor
And
in
a
labyrinth
of
words
he
gets
lost
Sekizinci
notadan
sesin
vurursa
kulağıma
bu
sabah
If
you
would
hit
my
ear
this
morning
with
the
eighth
note,
Yedi
notanın
tüm
renkleri
kahroluyor
The
hues
of
all
the
seven
notes
are
ruined
Adımı
düzgün
harflerle
yazdığımda
buraya
When
I
write
my
name
with
even
letters
O
kadar
yabancı
ki
bana
sanki
bedenimden
başka
dünya
To
me
it's
so
foreign
as
if
it
were
a
world
other
than
my
body
Bu
maske
benimse
o
surat
kimin?
Is
this
mask
mine
whose
face
is
that?
Şimdi
siz
kimsiniz?
Söyleyin
ve
söyleyin
ben
kimim
şimdi
Now
who
are
you?
Tell
me
and
tell
me
who
am
I
now
Beni
bu
hücreye
hapsetmen
o
kadar
güzel
oldu
ki
şimdi
Imprisoning
me
in
this
cell
was
so
splendid,
for
now
Her
yerde
suratı
var
hem
elimdeyken
maskesi
His
image
is
everywhere,
while
the
mask
is
in
my
hand
Bundan
uzun
yıllar
önce
söylemişti
gerçeği
He
had
told
the
truth
many
years
ago,
Sadece
biraz
sessizlik
ve
yalnız
olmak
yeterli
Just
a
little
silence
and
solitude
would
suffice.
Görmek
için
ve
bilmek
için
To
see
and
to
know,
Bu
nefese
yerçekimini
şırınga
eden
o
piçi!
That
wretch
who
has
injected
gravity
into
my
breath!
Bastığın
yerin
mahsulü
ansız
ego
tatminiyken
zincirlerimi
kırın
While
the
produce
of
where
you
tread
upon
is
an
untimely
ego
gratification,
break
my
chains
Mahpusluk
bu
kadar
yeterli
Enough
of
my
imprisonment
Durmadan
koş
akşam
yasak
kent
ve
dağlara
Keep
running
past
the
forbidden
city
and
the
mountains
Kucak
aç
bi′
rüzgarca
dağınık
elvedalara
Embrace,
scattered
like
the
wind,
the
chaotic
farewells
Zamanı
geldiğinde
yükselir
semalara
When
its
time
comes,
ascend
to
heaven
Yok
oluş
baygını
şehrim
tapar
binalara
My
comatose
city
worships
the
buildings
Gel
bugün
gerdim
ipleri
kaçıncı
kattayım
Come
today,
I
stretched
the
ropes,
what
floor
am
I
on?
Kaçıncı
kattayım
ben
What
floor
am
I
on?
Hayattayım
hala
ne
ala!
I'm
still
alive,
what
luck!
Her
şeyin
buna
değer
olduğu
yalanı
mübalağa
The
lie
that
it
is
worth
it
all
is
an
exaggeration
Çekince
gözlerinden
en
ödüllü
filmimi
While
pulling
from
your
eyes
my
most
awarded
film,
O
zaman
anlamıştım
denizlerin
rengini
It
was
then
that
I
had
perceived
the
color
of
the
oceans
Kestim
kendi
yollarımı
ve
tükendi
serüvenim
I
have
cut
off
my
own
path
and
my
adventure
has
ceased
Bi'
gün
bi′
adım
atarım
gelirse
güvenim
If
confidence
comes
to
me
I
may
take
a
step
forward
one
day,
if
it
comes
Akşam
her
surat
karanlık
gündüzün
bi'
farkı
yok
Every
face
is
dark
at
night,
the
day
is
no
different
Sahtekâr
bi'
gülümseme
ben
yalanım
diye
bağ′rıyor
A
false
smile
screams
I
am
a
lie
Kızılca
kıyametler
kopan
yeryüzü
ağlıyor
The
earth
cries
as
scarlet
dooms
erupt
Milyarlar
hiç
görülmemiş
bi′
güneşi
çağ'rıyor
Billions
are
demanding
an
unseen
sun
Bu
masaldaki
bi′
yasak
kent
merak
ettiğin
This
is
the
forbidden
city
in
the
tale
you're
after
Okurken
içinde
olduğunu
bilmediğin
bi'
paradoks
While
reading
it,
you
didn't
know
you
were
inside
a
paradox
Vapurlar
filan
yok
orda
varsa
da
içi
boş
There
are
no
ships
there,
or
if
there
are,
they
are
empty
Bi
baktım
ordayım
soludum
şimdi
içim
hoş
I
had
a
look
and
I
was
there,
I
inhaled,
now
I
feel
comfortable
Durmadan
koş
akşam
yasak
kent
ve
dağlara
Keep
running
past
the
forbidden
city
and
the
mountains
Kucak
aç
bi′
rüzgarca
dağınık
elvedalara
Embrace,
scattered
like
the
wind,
the
chaotic
farewells
Zamanı
geldiğinde
yükselir
semalara
When
its
time
comes,
ascend
to
heaven
Yok
oluş
baygını
şehrim
tapar
binalara
My
comatose
city
worships
the
buildings
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Writer(s): Hüseyin Eski, Kadir Erten
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.