Paroles et traduction Tahribad-ı İsyan feat. Şebnem Ferah - 3 Yağmur Tanesi
Добавлять перевод могут только зарегистрированные пользователи.
3 Yağmur Tanesi
3 Raindrops
Aşk,
huzur,
para,
hayal
hepsi
yalan!
Love,
peace,
money,
dreams,
it's
all
a
lie!
Sabır,
umut,
cefa
nedir
geriye
kalan?
Patience,
hope,
suffering,
what's
left
behind?
Yalnızlık,
bir
boşluk
gibi
düşersin
sonsuza
Loneliness,
like
a
void,
you
fall
into
eternity
Hiç
bi
yükün
yok
ama
bu
daha
ağır
gelir
omzuna
You
have
no
burden,
yet
it
weighs
heavier
on
your
shoulder
Yalnızlık
can
çekişmektir
kederle
Loneliness
is
agony
with
sorrow
Sevişmek,
kendine
erişmek
ve
bulduğun
yerde
girişmek
Making
love,
reaching
yourself
and
entering
where
you
find
Yalnızlık
aynalarda
gizlidir
Loneliness
is
hidden
in
mirrors
Bunu
saçını
taramak
için
bakmadığında
anlayabilirsin,
bilirsin
You
can
understand,
you
know,
when
you
don't
look
to
comb
your
hair
Yalnızlık
soyuttan
da
gizlidir
(gizlidir)
Loneliness
is
also
hidden
in
the
abstract
(hidden)
Yalnızlık
bizden
de
yalnızdır
dostum
o
kimsesiz
Loneliness
is
lonelier
than
us,
my
friend,
it's
the
orphan
Sonsuza
düştüm
boşluğun
en
dibi
çok
soğuk
I
fell
into
eternity,
the
bottom
of
the
void
is
so
cold
Nerede
kalabalık
ben
neden
çığlık
atıyorum?
Where
is
the
crowd,
why
am
I
screaming?
Çıkış
var
mı
diye
etrafıma
bakıyorum
I
look
around
to
see
if
there
is
an
exit
Karanlıkla
dövüştükçe
artık
ona
dönüşüyorum
The
more
I
fight
the
darkness,
the
more
I
turn
into
it
Hazır
mısın
yarınlarla
kanlı
bıçaklı
kavgalara
Are
you
ready
for
bloody
fights
with
tomorrows
Dünden
kalma
yaralarla
girmeye
To
enter
with
wounds
from
yesterday
Beyninin
yosun
tutan
derinliğine
düşmüşken
While
you've
fallen
into
the
mossy
depths
of
your
brain
Duramadım
onaramam
olamam
oralı
I
couldn't
stop,
I
can't
fix
it,
I
can't
be
from
there
Mola
mı
duralım
o
zaman
o
gün
tam
vakti
Break?
Let's
stop
then,
that
day
is
the
right
time
Ne
bul
ve
vur!
Eline
yüzüne
gözüne
bulaşır
affet
be
Find
something
and
hit!
It
will
stain
your
hands,
face,
eyes,
forgive
me
Hâlâ
şans
gelmese
de
yanımdan
geçebilirdi,
belki
de
geldi
Even
if
luck
still
didn't
come,
it
could
have
passed
by
me,
maybe
it
did
Çünkü
bu
kalemle
yazmak
yerine
kendimi
deşebilirdim
de
Because
I
could
have
ripped
myself
apart
instead
of
writing
with
this
pen
Mana
bul
her
adımda,
bırak
çocukluğunu
hatırlayıp
ah
çekmeyi
Find
meaning
in
every
step,
stop
remembering
your
childhood
and
sighing
Çocukken
büyümek
istediğini
hatırla
ve
düşünme
hiç
vazgeçmeyi
Remember
that
you
wanted
to
grow
up
as
a
child
and
never
think
of
giving
up
(Vazgeçme,
vazgeçme,
vazgeçme)
(Don't
give
up,
don't
give
up,
don't
give
up)
Huzurluysan
kaldırımda
bile
rahat
uyursun
If
you
are
at
peace,
you
can
sleep
comfortably
even
on
the
sidewalk
Değilsen
en
rahat
yatakta
döner
durursun
If
you're
not,
you'll
toss
and
turn
in
the
most
comfortable
bed
Kimisi
mutludur
zaman
nasıl
geçer
anlamaz
Some
are
happy,
they
don't
understand
how
time
passes
Üç
günlük
dünya
ne
kadar
uzunsun?
Three-day
world,
how
long
are
you?
Ruhum
yalnızlığın
rüzgârında
savruluyor
My
soul
is
tossed
in
the
wind
of
loneliness
Nedensiz
renksiz
hayatım
ton
arıyor
gökkuşağı
tonlamıyor,
bombalıyor
My
colorless
life
for
no
reason
is
looking
for
a
tone,
the
rainbow
doesn't
shade,
it
bombs
Ruhum
bu
kafeste
kavruluyor
My
soul
is
roasting
in
this
cage
Sebepsiz
içimde
koca
bi'
cehennem
var
For
no
reason,
there
is
a
huge
hell
inside
me
Daralıyorum
kalbim
ateş
pompalıyor
I'm
getting
tight,
my
heart
is
pumping
fire
Biz
cehenneme
düşen
3 yağmur
tanesi
şemsiyelerinizi
açın
We
are
3 raindrops
that
fell
into
hell,
open
your
umbrellas
Öyle
bir
yalnızlıklar
var
ki
bi
gün
şeytan
bile
hâline
acır
There
are
such
loneliness
that
one
day
even
the
devil
will
pity
your
state
Kendini
kaçır
boğulmak
için
güzel
bi'
gün
baksana
hava
bile
açık
Kidnap
yourself,
it's
a
beautiful
day
to
drown,
look,
even
the
weather
is
clear
Her
şey
apaçık
ne
kadar
kaçıcan
gözümün
içine
baksana!
Everything
is
clear,
how
much
will
you
run
away,
look
into
my
eyes!
Son
gecemiz
gibi
yok
neşem
hiç,
boş
yere
yalvarma
Like
our
last
night,
I
have
no
joy,
don't
beg
in
vain
Son
vermeden
önceki
son
diriliş
göz
yaşına
da
aldanma
Don't
be
fooled
by
the
last
tear
of
the
last
resurrection
before
the
end
Gülmek
belki
de
en
mühim
iş,
en
kötü
anlarda
Laughing
is
perhaps
the
most
important
thing,
in
the
worst
moments
Vuracaklar
daha
art
arda
çaresizliğine
saklanma
They
will
hit
you
more
and
more,
don't
hide
in
your
helplessness
Bi'
başıma
sağa
sola
dönüp
duruyorum
I'm
turning
left
and
right
on
my
own
Gün
aşırı
sövüp
vuruyorum
oluyo'
mu
gülüp
donuyorum
I
swear
and
hit
every
other
day,
do
I
laugh
and
freeze
Sen
çalar
saatini
tokatladığında
When
you
slap
your
alarm
clock
Ben
daha
saatimi
yeni
kuruyorum
I'm
just
setting
my
watch
İyi
ki
gelmediniz
huzur
buluyorum
It's
good
that
you
didn't
come,
I
find
peace
Her
gelen
bende
bir
kusur
buluyor
diye
Because
everyone
who
comes
finds
a
flaw
in
me
Kendimden
bile
uzak
duruyorum
I
stay
away
even
from
myself
Yalnızlığımla
gurur
duyuyorum
I
am
proud
of
my
loneliness
Ve
bu
kalabalıkta
kaybolduğum
Titanik'imle
And
with
my
Titanic
lost
in
this
crowd
Bir
kaşıkta
dolmuş
gibiyim
korkmamam
gerekir
I
feel
like
I'm
full
in
a
spoon,
I
shouldn't
be
afraid
Kapris
gereği,
kapris
gereği
vur
kart
iskeleyi
On
a
whim,
on
a
whim,
hit
the
card
pier
Ve
bu
karanlıkta
kana
doydum
And
in
this
darkness,
I'm
full
of
blood
Güneşe
aşık
olmuş
bir
vampir
gibiyim
I'm
like
a
vampire
in
love
with
the
sun
Yapmamam
gerekirken
yapmış
gibiyim
I
feel
like
I
did
what
I
shouldn't
have
Yanlış
yerin
en
yanlış
biriyim
I'm
the
wrongest
person
in
the
wrong
place
Olmaz
beni
duymaz
en
kurnazı
He
won't
hear
me,
the
most
cunning
one
Başına
getirecekleri
kumpası
The
trap
they
will
bring
upon
your
head
Kaç
demez
bela
yok
kornası
Don't
say
run,
trouble
has
no
horn
Yok
biri
arkanı
kollasın
There
is
no
one
to
watch
your
back
Korkmasın
bura'
kurtlar
sofrası
Don't
be
afraid,
this
is
a
wolves'
table
Yutmakla
başlar
kusmak
sonrası
It
starts
with
swallowing,
vomiting
comes
after
Son
tası
önüne
gelene
sunar
He
serves
the
last
cup
to
whoever
comes
before
him
Ama
yakın
olacak
kanına
susamasın!
But
he
will
be
close,
let
him
not
thirst
for
your
blood!
Sorasın
orası
nasıl
ha?
Nasıl?
Ask
him,
how
is
that
place?
How?
Perisi
de
masal
ama
yaşam
acınası
The
fairy
is
also
a
fairy
tale,
but
life
is
pathetic
Yara
kaşınası
fakat
ele
başı
nasıl?
The
wound
is
itchy,
but
how
is
the
head
to
hand?
Yana
kaçılasın
gelir
de'
mi
gidip
hazırlan
You
want
to
slip
away,
go
and
get
ready
İnadın
dibi
nasıl?
How
is
the
bottom
of
stubbornness?
Dünya'nın
hazin
sonu
numarası
The
number
of
the
sad
end
of
the
world
Çamaşır
ipliğinde
suratım
asık
My
face
is
hanging
on
the
clothesline
Ve
tüm
mahkeme
duvarları
da
buna
tanık
And
all
the
courthouse
walls
are
witness
to
this
Yeter
artık
kara
bahtım
Enough,
my
black
fate
Sana
n'aptım
da
bu
kadar
üstüme
dert
kaptım?
What
did
I
do
to
you
that
I
got
so
much
trouble
on
me?
Sen
vurdun
ben
yine
kalktım
You
hit
me,
I
got
up
again
Bana
vurdukça
gücüme
güç
kattın
The
more
you
hit
me,
the
more
strength
you
added
to
my
strength
Sağol
sağol
yine
de
sıfırı
tattım
Thank
you,
thank
you,
I
still
tasted
zero
Isırıp
attın
umutlarımı
You
bit
and
threw
away
my
hopes
Söylesenize
naptım?
Tell
me,
what
did
I
do?
Belki
de
kaderimi
yazamadığım
için
kalemimi
kırıp
attım
Maybe
I
broke
and
threw
away
my
pen
because
I
couldn't
write
my
destiny
Benim
belki
de
gizli
bir
bildiğim
var
Maybe
I
have
a
secret
knowledge
Elbette
ağlarım
benim
can
kırıklarım
var
Of
course
I
cry,
I
have
broken
hearts
Senin
gördüğün
yanağımdan
süzülenler
Those
you
see
flowing
from
my
cheek
Asıl
içimde,
içinde
yüzdüğüm
bir
deniz
var
Actually,
inside
me,
there
is
a
sea
I
swim
in
Biz
Cehennem'e
düşen
3 yağmur
tanesi
şemsiyelerinizi
açın
We
are
3 raindrops
that
fell
into
Hell,
open
your
umbrellas
Öyle
bir
yalnızlıklar
var
ki,
bi'
gün
şeytan
bile
hâline
acır
There
are
such
loneliness
that
one
day
even
the
devil
will
pity
your
state
Kendini
kaçır
boğulmak
için
güzel
bi
gün
baksana
hava
bile
açık
Kidnap
yourself,
it's
a
beautiful
day
to
drown,
look,
even
the
weather
is
clear
Her
şey
apaçık
ne
kadar
kaçıcan
gözümün
içine
baksana!
Everything
is
clear,
how
much
will
you
run
away,
look
into
my
eyes!
Bu
son
gecemiz
gibi
yok
neşem
hiç,
boş
yere
yalvarma
Like
our
last
night,
I
have
no
joy,
don't
beg
in
vain
Son
vermeden
önceki
son
diriliş
göz
yaşına
da
aldanma
Don't
be
fooled
by
the
last
tear
of
the
last
resurrection
before
the
end
Gülmek
belki
de
en
mühim
iş,
en
kötü
anlarda
Laughing
is
perhaps
the
most
important
thing,
in
the
worst
moments
Vuracaklar
daha
art
arda
çaresizliğine
saklanma
They
will
hit
you
more
and
more,
don't
hide
in
your
helplessness
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Writer(s): asil ahmet koc, burak kacar, şebnem ferah, veysi ozdemir
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.