Teoman feat. Genco Arı - İmiş, Bahçede - Özdemir Asaf 100 Yaşında - traduction des paroles en anglais

Paroles et traduction Teoman feat. Genco Arı - İmiş, Bahçede - Özdemir Asaf 100 Yaşında




İmiş, Bahçede - Özdemir Asaf 100 Yaşında
It Was, In the Garden - Özdemir Asaf at 100
Ben bir ayna idim
I was a mirror
Baktılar baktım
They looked, I looked
Gördüler baktım
They saw, I looked
Baktılar gördüm
They looked, I saw
Ne düğünler ne doğumlar
What weddings, what births
Ne ölümler gördüm
What deaths I saw
En çok yalanlara öldüm
I died most from lies
Kırdılar
They broke
Kırıldım artık
I am broken now
Ben bir ağaçtım
I was a tree
Baltalandım
I was chopped down
Yonga yonga yongalandım
I was chipped, chipped, chipped
Mangallarda sobalarda
In braziers, in stoves
Yangınlarda yandım
I burned in fires
Budaklarla budaklandım
I branched with branches
Cilalandım boyalandım
I was polished, I was painted
Yaktım yandım
I burned, I was burned
Yaktılar
They burned
Yandım artık
I am burned now
Ben bir çağlayandım
I was a waterfall
Bir ırmağa aktım
I flowed into a river
Irmak oldum
I became a river
Bir dereye vardım
I reached a stream
Dere oldum
I became a stream
Günlerin gecelere bağlanışında bir
In the binding of days to nights, one
Gecelerin günlere bağlanışında iki
In the binding of nights to days, two
Birikmemi tamamlamaktan koruyorum şöyle ki
I protect myself from completing my accumulation, as follows
Önce bir şeyler yitiriyorum somut şeyler
First, I lose some concrete things
Çakmak, tarak, kalem, çanta, saat para gibi
Lighter, comb, pen, bag, watch, money, like
Önemsiz şeyler
Trivial things
Alışkanlığım tükenmiyor
My habit does not end
Biriktirmeyi sürdürüyorum gene
I continue to accumulate again
Usanmıyorum
I don't get tired
Biçimler, renkler, şişeler, eskiler
Shapes, colors, bottles, old things
Unuttuklarımı saymıyorum çünkü unutmuyorum
I don't count what I've forgotten, because I don't forget
Azala azala yitmekten
From diminishing, diminishing, losing
Bir de bütünlenmekten ötede
And beyond being whole
Hüzünlü bir gecikme içine dalıyorum
I plunge into a sorrowful delay
Yalnız başıma
Alone
Özel yoluma sapıyorum
I turn onto my own special path
Seziyorum
I sense
Birileri özenle bana bakıyor
Someone is carefully looking at me
Uykum kaçıyor ne iyi diyorum
I can't sleep, I say, how good
Somut şeyler karışıyor yaşantıma
Concrete things are interfering with my life
Elimi kesiyorum kan akıyor
I cut my hand, blood flows
Gizliden gizliye seviniyorum
I secretly rejoice
Öyle yalanlar saklanıyor ki gözlerime
Such lies are hidden in my eyes
Canım acıyor deliriyorum
My heart aches, I'm going crazy
Seviyorum neden sonra anlıyorlar
I love, why then they understand
Acı acı seviniyorum
I joyfully ache
Gözüme ilişiyor, kulağıma ilişiyor
It catches my eye, it catches my ear
Görmemezliğe geliyorum
I turn a blind eye
Duymamazlığa geliyorum
I turn a deaf ear
Düşünmüyorum öteye itiyorum
I don't think, I push it aside
Damlamıyorum
I don't drip
Karnım acıkıyor yemiyorum
My stomach is empty, I don't eat
Betim benzim sararıp soluyor
My complexion, my skin, is turning yellow and pale
Adını bile anmıyorum
I don't even mention her name
Soyunup, giyiniyor karşımda
She undresses and dresses in front of me
Bakmıyorum
I don't look
Her gün kirleniyor görüyorum
Every day it gets dirtier, I see
Okuyorum ilkin
I read first
Bu yüzden her gün yıkanıyor çirkin
That's why it washes every day, ugly
Yaşını soruyor korkular ürküler rüyalar
It asks for her age, fears, anxieties, dreams
Uyanıyorum, saymıyorum
I wake up, I don't count
Özelliğini anlatıyor taşlar, topraklar
Stones, soils tell their special characteristics
Sararan düşen yapraklar
Yellowing fallen leaves
Kocaman kocaman ağaçlar
Huge, huge trees
Dinlemiyorum
I don't listen
Tomurcuklara, çiçeklere bakıyorum
I look at buds, flowers





Writer(s): Genco Ari, özdemir Asaf


Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.