Paroles et traduction Toygar Işıklı feat. Nejat İşler - Çok Sıcakmış Hava
Çok Sıcakmış Hava
The Weather Is Too Hot
Çok
sıcakmış
hava.
The
weather
is
too
hot.
Ama
hep
sıcakmış
zaten.
But
it
has
always
been
hot.
Dünyanın
o
bölgesinde,
In
that
part
of
the
world,
Sıcak
bir
denizin
ortasında
soğuk
olması,
zaten
beklenmezmiş.
In
the
middle
of
a
warm
sea,
it
would
not
have
been
expected
to
be
cold.
Mustafa
Nusa'nın
yaşadığı
yerde,
Where
Mustafa
Nusa
lived,
Toprağın
sahibi
ve
o
toprağın
üzerindeki
The
owner
of
the
land
and
the
Harnup
ağacının
sahipleri
ayrı
kişiler
olurmuş.
Owners
of
the
carob
tree
on
that
land
would
be
different
people.
Çünkü
toprağın
sahibi
olmak,
Because
owning
the
land,
Toprağın
üzerinde
yetişen
harnup
ağacının
da
Did
not
mean
owning
the
carob
tree
that
grew
on
the
land
Sahibi
olmak
anlamına
gelmezmiş
o
coğrafyada...
In
that
geography...
Bunun
dışında
her
şey
bildiğimiz
gibiymiş
aslında.
Apart
from
that,
everything
was
as
we
know
it.
Çok
üzüm
olurmuş,
There
were
many
grapes,
İyi
üzüm
olurmuş
ama
o
üzümden
şarap
olmazmış.
Good
grapes,
but
no
wine
was
made
from
those
grapes.
O
kadar
şekerliymiş
ki
üzüm
anca
konyağa
dururmuş
The
grapes
were
so
sweet
that
they
could
only
be
used
for
cognac
Ve
o
kadar
şekerliymiş
ki
üzüm,
kazayla
yerseniz,
And
the
grapes
were
so
sweet
that
if
you
ate
them
accidentally,
Kontrolsüzce,
Uncontrollably,
Bir
ay
damağınızdan
gitmezmiş
şekerin
yanığı.
The
burn
of
the
sugar
would
not
leave
your
palate
for
a
month.
Aslında
her
şey,
biraz
da
kontrolsüzce
olduğunda,
In
fact,
when
everything
happens
a
little
uncontrollably,
Hep
bir
iz
bırakır
insanın
damağında.
It
always
leaves
a
mark
on
the
palate.
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Writer(s): Toygar Işıklı
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.