Paroles et traduction Tuğrul Bektaş - Öfkem Kabahat
Добавлять перевод могут только зарегистрированные пользователи.
Öfkem Kabahat
My Anger is a Fault
Taşırıyor
bu
denizi
hüsran
köpürüyor
kıyısına
bu
ne
küstahlık
Frustration
overflows
this
sea,
foam
spills
onto
its
shore,
what
audacity
is
this
Şehir
ağlıyor
can
veren
her
aşık
için
gözleri
şiş
bu
ne
iştahtır
The
city
weeps
for
every
lover
who
gives
their
life,
eyes
swollen,
what
dominion
is
this
Bir
şiir
olsam
bir
kağıt′a
tutunup
hislerini
taşırım
umuda
If
I
were
a
poem,
I
would
cling
to
a
piece
of
paper
and
carry
my
feelings
to
hope
Bir
fikir
olsam
aklına
girerim
asla
kendimi
unutmam
If
I
were
a
thought,
I
would
enter
your
mind,
never
forget
myself
Direnirim
her
acıya
bilenirim
inadına
göz
göze
gelemem
I
would
resist
every
pain,
I
would
learn,
I
wouldn't
be
able
to
meet
your
gaze
out
of
spite
Son
sözü
yutkunur
acılara
göz
yuman
susar
nefesini
veremez
The
last
word
is
swallowed
by
those
who
close
their
eyes
to
pain,
they
become
silent,
unable
to
breathe
Geceler
avazımı
duymaz
gözleri
şiş
bu
bir
kumpas
The
nights
don't
hear
my
cries,
eyes
swollen,
this
is
a
compass
İçindeki
yangını
körükler
inadına
ona
kanma
sana
yanmaz
It
fans
the
fire
within
you,
out
of
spite,
don't
believe
it,
it
won't
burn
you
Sararıp
dökülür
yapraklarım
her
yabancı
baharda
My
leaves
turn
yellow
and
fall
with
every
unfamiliar
spring
Kanatırım
avucumu
yalancı
umutlar
I
hurt
my
palm
with
false
hopes
Asılıyo
suratıma
gülümser
avutmak
için
It
hangs
on
my
face,
smiling
to
comfort
me
Ölümse
kavuşmak
için
artık
velhasıl
unutma
geçmişi
If
death
is
to
reunite,
now,
in
short,
forget
the
past
Şuan
elini
uzatsan
bilirim
yine
bir
ahı
yaşatmak
içindir
If
you
reached
out
now,
I
know
it's
to
revive
another
sigh
Sitemim
dünyaya
güya
tersine
çıkardı
rüyalar
My
complaint
to
the
world,
as
if
dreams
were
turned
upside
down
Yüzüm
asılır
sevmiyor
çıkan
bir
papatya
falıyla
daha
My
face
hangs,
it
doesn't
love
anymore,
with
a
daisy
petal
fortune
telling
Manzaram
aynı
deniz
ve
gökyüzü
birleşir
ilerde
My
view
is
the
same,
the
sea
and
sky
merge
in
the
distance
Ama
sepya
bu
şehir
maviyi
boğdum
simsiyah
ellerle
But
sepia,
this
city,
I
choked
the
blue
with
pitch-black
hands
Kıyılarımda
fırtına
direnirim
dalgalara
yerim
rüzgarı
There's
a
storm
on
my
shores,
I
resist
the
waves,
I
eat
the
wind
Hani
çıkardı
rüyalar
tersine
ben
yaşıyorum
tüm
kabusları
As
if
dreams
would
turn
upside
down,
I
live
all
the
nightmares
Boğazımda
düğümlenir
dert
neşe
keder
hayat
Trouble,
joy,
sorrow,
life,
it
knots
in
my
throat
Sıkıyorum
yumruklarımı
sabrım
yol
öfkem
kabahat
I
clench
my
fists,
patience
is
the
way,
my
anger
is
a
fault
Kulakların
bana
sağırlaşır
rüzgarın
ıslığı
çalar
bu
şarkıyı
Your
ears
grow
deaf
to
me,
the
wind's
whistle
plays
this
song
Engel
olamaz
en
koyu
gecelere
dalıp
It
can't
stop
the
darkest
nights
from
diving
in
Ansızın
ardına
gölgeler
almayı
güç
sanırsın
Suddenly
taking
shadows
behind
you,
you
think
it's
hard
to
gain
strength
Ödünç
alınmış
bedenler
aciz
buna
rağmen
risk
alırdık
hep
Borrowed
bodies
are
weak,
despite
this,
we
always
took
risks
Yaşamayı
en
ağır
yük
sanırdık
hep
yanıldık
We
always
thought
living
was
the
heaviest
burden,
we
were
wrong
Aynı
yerde
tek
başımayım
dolunaya
karşı
sek
otururum
artık
I'm
alone
in
the
same
place,
I
sit
eight
against
the
full
moon
now
En
fiyakalı
acıları
üzerime
giyinirim
yakışır
buna
sen
tanıksın
I
dress
in
the
most
flamboyant
pains,
they
suit
me,
you
are
a
witness
to
this
Zihnine
kazınıp
kamaşır
sesin
başkalarına
can
veren
bir
nefesi
Engraved
in
your
mind,
your
voice
dazzles,
a
breath
that
gives
life
to
others
Sevmek
nasıl
almıyor
aklım
yine
gün
karardı
sen
kazandın
How
to
love,
my
mind
doesn't
grasp
it,
the
day
darkened
again,
you
won
Bir
gece
yaz
olur
ve
bir
sabah
hazan
One
night
becomes
summer,
and
one
morning
autumn
Bir
şair
ölür
ölürse
bir
katil
susar
A
poet
dies,
if
he
dies,
a
killer
falls
silent
Bu
gece
bir
yanımda
melekler
ölür
Tonight,
angels
die
by
my
side
Bu
gece
de
ruhumu
kapladı
hasar
Tonight,
damage
has
covered
my
soul
Saplamış
hançeri
güvendiğin
dağlara
kar
yağdırır
ona
kanma
He
plunged
the
dagger
into
the
mountains
you
trust,
it
snows
on
it,
don't
believe
it
Buz
keser
her
yanım
ama
cehennem
olsam
bile
artık
sana
yanmam
Every
part
of
me
freezes,
but
even
if
I
were
hell,
I
wouldn't
burn
for
you
anymore
Sarılan
yaralar
Wounds
that
heal
Açılan
kanar
ah
The
opened
ones
bleed,
ah
Duvarımı
yazılar
sokağımı
ihanet
kapladı
bu
sabah
Writings
on
my
wall,
betrayal
covered
my
street
this
morning
Kucak
açmadılar
yenilen
tarafa
tökezleyen
batınca
çamura
They
didn't
embrace
the
defeated
side,
stumbling
and
sinking
into
the
mud
Umut
elimi
bıraktı
yeniden
doğmadı
camıma
Hope
left
my
hand,
it
didn't
reborn
on
my
window
Kıyılarımda
fırtına
direnirim
dalgalara
yerim
rüzgarı
There's
a
storm
on
my
shores,
I
resist
the
waves,
I
eat
the
wind
Hani
çıkardı
rüyalar
tersine
ben
yaşıyorum
tüm
kabusları
As
if
dreams
would
turn
upside
down,
I
live
all
the
nightmares
Boğazımda
düğümlenir
dert
neşe
keder
hayat
Trouble,
joy,
sorrow,
life,
it
knots
in
my
throat
Sıkıyorum
yumruklarımı
sabrım
yol
öfkem
kabahat
I
clench
my
fists,
patience
is
the
way,
my
anger
is
a
fault
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Writer(s): Göktürk Doğuş, Tuğrul Bektaş
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.