Paroles et traduction Volkan Konak - Mora Nene
Hey
gidi
hacuun
şevkiyesi
memeleri
göbeğine
kadar
sarkmış
tarla
ve
ev
kadını,
elleri
ise
fındık
kukarı
gibi
kemikli
ve
uzun
ama
yorgun
kara
nenem,
bala
nenem,
Mora
nenem...
Oh
my
darling
mother,
with
your
breasts
sagging
down
to
your
belly,
a
farmer's
wife
and
a
housewife,
your
hands
like
gnarled
hazelnuts,
bony
and
long
but
tired,
my
dear
old
granny,
my
honey
granny,
my
granny
Mora...
Mora
nenem,
bala
nenem,
kara
nenem
My
granny
Mora,
my
honey
granny,
my
dear
old
granny
Bana
mı
ağlıyorsun
kara
nenem
Mora
nenem
Are
you
weeping
for
me,
my
dear
old
granny,
my
granny
Mora?
NENE
söylüyor;
GRANNY
says;
"Sana
yanık
oğul
sana,
"For
you,
my
burnt
son,
for
you,
Ağlarım
hep
yıllar
yılı
türküsüz
yola
çıkana,
I
will
always
weep
for
those
who
set
out
on
the
road
without
a
song,
Dürüp
kınalı
yaşmağımı"
Unfurling
my
henna-dyed
headscarf."
Kara
nenem,
bala
nenem
Mora
nenem...
My
dear
old
granny,
my
honey
granny,
my
granny
Mora...
Nenem
yüzümü
okşadığı
zaman
canımı
acıtıyordu
ellerindeki
yaşlılık
nasırları,
kara
nenem,
bala
nenem,
Mora
nenem...
Nenem
en
çok
İstanbul
da
ki
torunlarını
sayıklardı
Yakup,
Dursun,
Bahri.
onlarda
bir
gelişlerinde
neneme
üç
metrelik
don
yaması
ve
İstanbul
lokumu
getirmişlerdi.
ne
çok
sevinmişti
benim
garip
nenem.
Whenever
my
granny
would
stroke
my
face,
her
aged
hands
would
hurt
me
with
their
calluses.
My
dear
old
granny,
my
honey
granny,
my
granny
Mora...
My
granny
would
talk
most
fondly
of
her
grandchildren
in
Istanbul,
Yakup,
Dursun,
and
Bahri.
When
they
visited,
they
brought
her
three
meters
of
fabric
for
a
new
dress
and
Istanbul
rahat
lokum.
My
poor
granny
was
so
happy.
Nenem
çapulacı
Mehmetten
giyerdi
başka
marka
tanımazdı,
mavi
renkli
lastiklerini
ise;
özel
günlere
saklardı
cenaze,
düğün
vesaire.
My
granny
always
wore
the
same
brand
of
clothing,
Capulacı
Mehmet,
and
she
only
wore
her
blue
rubber
boots
on
special
occasions,
like
funerals
and
weddings.
Ve
yürüyordu
Karadenizin
çamurlu
yollarında
geride
ise
sadece
yorgun
bir
otuz
altı
numara
ayak
izi.
kara
nenem,
bala
nenem
Mora
nenem...
And
she
would
walk
along
the
muddy
roads
of
the
Black
Sea
region,
leaving
behind
nothing
but
the
tired
footprints
of
her
size
thirty-six
shoes.
My
dear
old
granny,
my
honey
granny,
my
granny
Mora...
Mora
nenem,
bala
nenem,
kara
nenem
My
granny
Mora,
my
honey
granny,
my
dear
old
granny
Bana
mı
ağlıyorsun
kara
nenem
Mora
nenem
Are
you
weeping
for
me,
my
dear
old
granny,
my
granny
Mora?
NENE
söylüyor;
GRANNY
says;
"Sana
yanık
oğul
sana,
"For
you,
my
burnt
son,
for
you,
Ağlarım
hep
yıllar
yılı
türküsüz
yola
çıkana,
I
will
always
weep
for
those
who
set
out
on
the
road
without
a
song,
Dürüp
kınalı
yaşmağımı"
Unfurling
my
henna-dyed
headscarf."
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Album
Efulim
date de sortie
04-02-1993
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.