Paroles et traduction Volt - Trinity
Beni
anlamadılar,
yaşarım
problemlerim
ile
They
didn't
understand
me,
I
live
with
my
problems
Yalnızlık
Allah'a
mahsus,
affetmek
değil
Loneliness
belongs
to
Allah,
forgiveness
is
not
Öyleyse
affetmemeniz
niye?
Then
why
don't
you
forgive?
Herkes
diyor
ki
öde
Everyone
says
pay
Ama
ben
zaten
ödedim
But
I
already
paid
Hatalarımdan
kat
kat
fazla
bedel
birader
Much
more
than
my
mistakes,
brother
Bir
dönsen
geçmişe
bu
boktan
yollardan
sapmazsın
If
you
go
back
to
the
past,
you
won't
stray
from
these
shitty
roads
Aptalsın,
yaşarsın
hepsini
tekrar
You're
a
fool,
you'll
live
it
all
again
Gereksiz
herif...
Hatta
sen
seversin
Selin'i
bir
daha
Useless
man...
You'll
even
love
Selin
again
Utancın
yok;
gururun
yok,
gömmüşsün
hepsini
bir
dağa
You
have
no
shame;
you
have
no
pride,
you
buried
them
all
in
a
mountain
Öldürdüm
kanka,
sen
tekrar
sar,
dön
bana
bir
duman
I
killed
it,
bro,
roll
it
up
again,
turn
back
to
me,
one
more
smoke
'Ayakların
yere
sağlam
bassın
istiyorum'
'I
want
your
feet
firmly
on
the
ground'
Diyen
sevdiklerim
ayaklarıma
pranga
My
loved
ones
who
say
that
are
shackles
on
my
feet
Betül
her
sözün
acı
Betül,
every
word
you
say
hurts
Öyle
olmaz
direkt
gömün
mezara
It
won't
be
like
that,
bury
them
directly
in
the
grave
Yaşıyoruz
işte
bir
şekilde
We're
living
somehow
Kötü
günler
geçmişimde
değil
daha
beterleri
gelecek
Bad
days
are
not
in
my
past,
worse
ones
will
come
Birileri
gidecek
ve
birileri
gelecek
bu
böyle
Some
will
go
and
some
will
come,
that's
how
it
is
İstediğim
hiçbir
şeyi
vermiyor
hayat
Life
doesn't
give
me
anything
I
want
Ne
birazcık
para
ne
de
bana
sadık
kalacak
birileri
var
There's
not
a
little
money,
nor
anyone
who
will
be
loyal
to
me
Günde
20
saat
uyu
4 saat
tavana
bak
Sleep
20
hours
a
day,
stare
at
the
ceiling
for
4 hours
Ufo'yu
düşün...
Think
about
the
UFO...
Düşlerini
dönüştürdün
kendi
başına
koca
bir
kabusa
You
turned
your
dreams
into
a
big
nightmare
on
your
own
Ama
sen
olsaydın
Tri,
belki
sevebilirdim
bu
dünyayı
baştan
But
if
you
were
Tri,
maybe
I
could
love
this
world
from
the
beginning
Sen
beni
günahlarımla
yalnız
koyup
gittin
evimizden
You
left
me
alone
with
my
sins
and
left
our
house
Acaba
neden
o
güzel
hayatında
bir
iz
bırakamadım
I
wonder
why
I
couldn't
leave
a
mark
on
your
beautiful
life
Şu
yastıklara
kokun
sinmişken
While
your
scent
is
embedded
in
these
pillows
Benim
içtiğimden
çok
benimle
ilgilenmiş
olsaydın
If
only
you
had
cared
about
me
as
much
as
what
I
drank
Olmazdı
kötü
şeyler
Bad
things
wouldn't
happen
İçimdeki
çiçeklerin
tamamını
soldurdun
You
withered
all
the
flowers
inside
me
Aldığım
o
çiçekler
dile
gelecekler
The
flowers
I
received
will
come
to
life
Ve
de
diyecekler:
"isteğin
oldu
mu?"
And
they
will
say:
"Did
you
have
a
request?"
İzlerdik
sabah
filmi
gece
durdurup
We'd
watch
a
morning
movie,
stop
it
at
night
Bütün
gece
bizim,
bütün
gece
sen
All
night
is
ours,
all
night
is
you
Bir
dakika
bir
yudum
içeceğim
geleceğim
hemen
içeriden
One
minute,
I'll
have
a
sip
of
my
drink,
I'll
be
right
back
from
inside
Ben
seni
her
şeyden,
sen
ise
beni
benden
korurdun
You
would
protect
me
from
everything,
and
I
would
protect
you
from
yourself
Sen
prensiplerinden
az,
ben
her
şeyden
çok
seviyordum
You
loved
your
principles
less,
and
I
loved
everything
more
Artık
ikimiz
evvel
zaman
içinde
bile
değiliz,
bir
masalız
ama
Now
we
are
not
even
once
upon
a
time,
we
are
a
fairy
tale
but
Ve
masalın
içinde
sevişiyorum
yatağımızda
yokluğunla
And
in
the
fairy
tale,
I'm
making
love
in
our
bed
with
your
absence
Ama
bilirsin,
istemedim
hiç.
Burası
esrar,
burası
sessiz
But
you
know,
I
never
wanted
it.
This
is
mystery,
this
is
silence
Ama
bilirsin,
karanlıkta
uyuyamıyorum
nefesin
eksik
But
you
know,
I
can't
sleep
in
the
dark,
your
breath
is
missing
Her
şeyi
al,
bana
beni
ver
Take
everything,
give
me
me
Olduğum
yer
bıraktığın
yer
Where
I
am
is
where
you
left
me
Gel
elimi
tut,
lütfen
beni
Come
hold
my
hand,
please
me
Beni
bulduğun
yere
bırakıp
git
Leave
me
where
you
found
me
Kalbimdesin,
sırtımda
değil...
You
are
in
my
heart,
not
on
my
back...
Yolum
yok
hiç
I
have
no
way
Sırtında
yük
kadar
artık
'V'
'V'
is
now
a
burden
on
your
back
Kapattır
onu,
kalmadı
kalbinde
hiç
Close
it,
there's
nothing
left
in
your
heart
Beni
sen
de
anlamadıysan
bu
gezegene
göre
değilim
If
you
didn't
understand
me,
I
don't
belong
on
this
planet
İnsanları
motive
edici
şarkılar
da
yazabilirim
I
can
also
write
motivational
songs
for
people
Ama
ben
hiç
umutlu
değilim
But
I'm
not
hopeful
at
all
Sen
kendini
5 sene
sonra
çok
iyi
görebilirsin
You
can
see
yourself
doing
very
well
in
5 years
Benim
geleceğimse
deli
gömleği
My
future
is
a
straitjacket
Birazcık
umudum
olsa
sonsuza
dek
bekleyebilirdim
If
I
had
a
little
hope,
I
could
wait
forever
Yıldız
Tilbe'nin
de
söylediği
gibi
As
Yıldız
Tilbe
said
Hiç
umut
yok,
hiç
umut
yok,
fakir
edebiyatı
değil
bu
fakirin
edebiyatı
There
is
no
hope,
there
is
no
hope,
this
is
not
the
literature
of
the
poor,
this
is
the
literature
of
the
poor
Seni
benden
çıkarınca
geriye
ne
kalır?
Ya
eksiğim
ya
da
sıfırım
What's
left
when
you
take
you
out
of
me?
I'm
either
missing
or
zero
Ama
umurumda
değil,
içimde
kanayabilecek
bir
şey
kalmadı
But
I
don't
care,
there's
nothing
left
in
me
to
bleed
Sadece
sorabilmek
isterdim
arada
sırada
nerede
ne
yaptığını
I
just
wanted
to
ask
from
time
to
time
where
you
are
and
what
you're
doing
Niye
tanıdığım
hiçbir
yüz
tanıdık
değil
artık
Why
doesn't
any
face
I
know
look
familiar
anymore
Tek
kelime
duymadım
aylardır
ev
içinde
I
haven't
heard
a
word
for
months
at
home
Bir
şişe
şarap,
dön
geçmişe,
bedel
öde,
yalnızlık
hat
safa
içten
içe
A
bottle
of
wine,
go
back
in
time,
pay
the
price,
loneliness,
heartfelt
cheers
Geçecek
hepsi
biliyorum
ama
geçsin
istemiyorum
birazcık
bile
It
will
all
pass,
I
know,
but
I
don't
want
it
to
pass
even
a
little
bit
İnançlar
kırılmış
kemikten
farksız
ve
doğru
yol
yok
Beliefs
are
no
different
than
broken
bones,
and
there
is
no
right
way
Gerçekler
yalandan
oluşmuş
o
yüzden
umudum
yok
Truths
are
made
of
lies,
that's
why
I
have
no
hope
Eğer
ki
kafamdan
bir
mermi
yersem
If
I
get
shot
in
the
head
Bu
başıma
gelen
en
güzel
şey
olacak
yaşantım
bok
This
will
be
the
best
thing
that
ever
happened
to
me,
my
life
sucks
Yaşa
ve
gör,
geberip
doğ
Live
and
see,
die
and
be
born
Her
sabah
aynı
bok
anlamı
yok,
her
gece
aynı
bok
anlamı
yok
Every
morning
the
same
shit
doesn't
make
sense,
every
night
the
same
shit
doesn't
make
sense
Gelecekten
beklentim
ne
ki
benim?
Annemden
para
almasam
yeter
What
do
I
expect
from
the
future?
As
long
as
I
don't
take
money
from
my
mother,
I'm
fine
Kimseye
muhtaç
olmadan
yaşa,
başaramıyorsan
aç
kal,
geber
Live
without
needing
anyone,
if
you
can't,
starve,
die
Sana
çok
anlattım
hep
dinledin
ama
neden
beni
hiç
duymadın
I
told
you
so
much,
you
always
listened,
but
why
didn't
you
ever
hear
me
Bu
kulağım
kör
ve
gözlerim
sağır,
rüyadan
uyandım
iyi
misin
nasılsın?
This
ear
of
mine
is
blind
and
my
eyes
are
deaf,
I
woke
up
from
the
dream,
how
are
you,
how
are
you
doing?
Rüyadan
uyandım
iyi
misin
nasılsın
Tri?
I
woke
up
from
the
dream,
how
are
you,
how
are
you
doing,
Tri?
Rüyadan
uyandım
iyi
misin
nasılsın?
I
woke
up
from
the
dream,
how
are
you,
how
are
you
doing?
Giderken
cesetler
ezildi
durdurabilirdin
beni
Bodies
were
crushed
as
you
left,
you
could
have
stopped
me
Ne
git
dedin
ne
de
kal,
beni
dinledin
ama
duymadın
You
didn't
say
go,
you
didn't
say
stay,
you
listened
to
me
but
you
didn't
hear
me
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Writer(s): Kasım özbey
Album
Trinity
date de sortie
31-12-2018
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.