Yaşar - Gözlerinde Sabah - traduction des paroles en anglais

Paroles et traduction Yaşar - Gözlerinde Sabah




Gözlerinde Sabah
Eyes Full of Dawn
Gözlerinde sabah oluyor aşkım, açıyorsun pencereni
Morning breaks in your eyes, my love, you open your window
Âşığa mübah dediler geldim görmeye gözlerini
They said it was allowed for lovers, so I came to see your eyes
Gözlerinde sabah oluyor aşkım, açıyorsun pencereni
Morning breaks in your eyes, my love, you open your window
Âşığa mübah dediler geldim görmeye gözlerini
They said it was allowed for lovers, so I came to see your eyes
Aylara, yıllara, senelere varsa
If it has months, years, ages
Saylara, sayılara, buralara sığmaz
It can't fit into numbers, figures, or these places
Derdimi ah sorsam, ah kimlere sorsam?
If I ask my troubles, oh who should I ask?
Hekimlere sorsam anlamaz
If I ask the doctors, they won't understand
Al beni, buralara buralar denmez
Take me away, these places can't be called places
Yâr seni benim gibi eller bilmez
My love, other hands don't know you like I do
Kıymetin keyfine değişerek gel
Come, changing into the pleasure of your worth
Yaralar çoğalır, eksilmez
My wounds multiply, they don't decrease
Bırak, bırak kendini
Let go, let go of yourself
Bırak, bırak gözlerimden aşağı
Let go, let yourself flow down from my eyes
Uçurum yok, yok
There's no cliff, no
Hiç yalan yok
There's no lie at all
Hasreti senelere çarpmadan gel
Come before longing multiplies into years
Ay sabır taşlarım çatlamadan gel
Oh moon, come before my patience stones crack
Yan yürek yan, sönüp de ne yapacaksın?
Oh heart, burn, what will you do after burning out?
Yanacak, yanacak, yanacaksın
You will burn, you will burn, you will burn
Yine yanacak, yanacak, yanacaksın
You will burn again, you will burn, you will burn
Yanacak, yanacak, yanacaksın
You will burn, you will burn, you will burn
Yine yanacak, yanacak, yanacaksın
You will burn again, you will burn, you will burn
Bırak biraz kendini
Let go of yourself a little
Bırak, bulur uçurtmalar gibi
Let go, it will find places to go like kites
Bu gönüller gidecek yerlerini
These hearts will find their places
Hasreti senelere çarpmadan gel
Come before longing multiplies into years
Ay sabır taşlarım çatlamadan gel
Oh moon, come before my patience stones crack
Yan yürek yan, sönüp de ne yapacaksın?
Oh heart, burn, what will you do after burning out?
Yanacak, yanacak, yanacaksın
You will burn, you will burn, you will burn
Yine yanacak, yanacak, yanacaksın
You will burn again, you will burn, you will burn
Yanacak, yanacak, yanacaksın
You will burn, you will burn, you will burn
Yine yanacak, yanacak, yanacaksın
You will burn again, you will burn, you will burn
Gözlerinde sabah oluyor aşkım, açıyorsun pencereni
Morning breaks in your eyes, my love, you open your window
Âşığa mübah dediler geldim görmeye gözlerini
They said it was allowed for lovers, so I came to see your eyes





Writer(s): mehmet yasar gunacgun


Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.