Yener - Çocuk - traduction des paroles en anglais

Paroles et traduction Yener - Çocuk




Çocuk
Child
Iki eli cebinde gezen çocuk
A boy with his hands in his pockets
Baba anneyle tartışır ağlayan çocuk
A boy who cries when his parents argue
Bir tek bayramlarda sevinen çocuk
A boy who only rejoices during holidays
Bununla sakın oynama denilen çocuk
A boy told to never play with this thing
Yoksulluk işte, çocukken işte
Poverty, in childhood, there it is
Işportada, inşaatta tekstilde işte
In street trade, construction, textiles, there it is
Ilk aşık olduğu kıza verdi kalbi işte
He gave his heart to the first girl he fell in love with, there it is
Kırılmış kalbi sökmüş kalpsiz kalmış işte
His broken heart has been shattered, he has become heartless, there it is
Naptın be aga papatya almışsın
What did you do, man? You bought daisies
Her bir yaprağınada adını yazmışsın
And you wrote your name on every petal
Bi seviyor bi sevmiyor yapıp koparmışssın
You loved her, you didn't love her, you plucked her
Cano kafa yüksek sen ağlamışssın
Don't cry, buddy, stay strong
Gel hadi gidelim güneş doğucak
Come on, let's go, the sun is about to rise
Birazdan burası insan dolacak yalnızlığını zulala yoksa boğucak
This place will soon be crowded with people, hide your loneliness, or it will suffocate you
Kızlara bebek erkeğe silah oyuncak
Dolls for girls, guns for boys, toys
Nakarat
Chorus
′Nedensiz yere gül biraz çocuk
′Smile for no reason, child
Kısa hayat zaman gül biraaz
Life is short, smile for a little
Büyüyünce kalcak kürk miras
When you grow up, you'll be left with nothing but fur
Yalanda olsa sen gel gül biraz
Even if it's a lie, come on and smile a little
Mahalle çocuklarının günübirlik deniz gezisi
The neighborhood children's day trip to the sea
Belediyenin havuzuna yasak olsada girişi
The entrance to the municipal pool is forbidden, but they go in anyway
Buzlanmış kolayı dondurma diye yiyişi
Eating frozen cola as ice cream
Hem güvercini hemde kediyi besleyişi
Feeding both the pigeons and the cats
Duvar yazılarını okuyuşu kitap diye şiir diye
Reading graffiti as if it were a book, as if it were poetry
Yaş günü hiç olmamış ki almamış hediye
Never had a birthday party, never received a gift
Konuşup dururmuş eski bisikletiyle
Always talking to his old bicycle
Onunda freni kopmuş ayağı sokmuş tekerleğe
Its brakes are broken too, and he put his foot in the wheel
Kaldırımda kalmış simsiyah izi
His black mark remains on the sidewalk
Onun hayatını anlatmamış ne film ne dizi
Neither movies nor TV shows have told his story
Tv üstü antenden çekiyor dört kanalmagazincumartesisi yok sadece pazar gün izin cumartesisi yok sadece pazar günü izin
He watches four channels on his rooftop antenna, no magazines, no Tuesday, only Sunday, no Tuesday, only Sunday
Abla abi diyen çocuklarız elektrik direğine takıldı uçurtmamız
Kids calling us brother and sister, our kite got stuck on the electric pole
Saçlarımız kısacık veya 3 numuralı çocuklarımız yanık veya ağır yaralı
Our hair is short or shaved, our children are sunburned or badly injured
Nakarat
Chorus





Writer(s): Samet Savaş ünal, Yener Cevik


Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.