Sora Sora - Yener Çevik traduction en anglais

Sora Sora

Yolumuz yol değil samanyolu
Seven harbiden sevse zaman bulur
Benim de dertlerim var kafam dolu
Batan geminin kaptanı kapat yolu
Boğaz′dasın yalıda martılar ve kediler
Sizi sizi sizi gidiler
Alt taraf Kuruçeşme üst taraf Etiler
Üç tane yanlış bir tane methiye
Gözlerde kısa süreli yağmur var
Beklesem inancak birileri var
Hepsi kolpa değil ama etmediler intihar
Baharda kar yağdı dayko dize kadar
Ay doğunca dışardayız güneşe mi küstük
Bir tane gol yedik millet sandı üçlük
Neyse bir ara düştük ama kalktım şimdi
Kırık diş tek baston Yener Aga dimdik
Kalabalık değil tıklım tıklım bura
Kader loto değil çekmez kura
Ayakta poz veriyorum dura dura
Cevaplarını ara sora sora
Kalabalık değil tıklım tıklım bura
Kader loto değil çekmez kura
Ayakta poz veriyorum dura dura
Cevaplarını ara sora sora
Satılan çocuklara ciklet değil şiddet
Gece koşusu var tüm cadde atlet
Deftere yazmıyor peşin veriyor market
Otoparklar dolu boş bulduğun yere park et
Davet yok girceksen içeri
Bir zamanlar aşık oldum yandı içerim
Koklamadım kopardılar dalındaki çiceği
Ben karınca oldum onlar ağustos böceği
İşimizi garantiye almak istedik
Yolsuz kaldık gençken iş istedik
Deneyimler sordular çok listeli
Yaz CV'me işportacı sokak dili
Yener Aga İzmir′den İstanbul'a
Bank bank gezdim bütün İstanbul'u
Bir Taksim sabahında gözler dolu
Yıldızlar kaydı gökyüzü gösterdi yolu
Kalabalık değil tıklım tıklım bura
Kader loto değil çekmez kura
Ayakta poz veriyorum dura dura
Cevapları ara sora sora
Kalabalık değil tıklım tıklım bura
Kader loto değil çekmez kura
Ayakta poz veriyorum dura dura
Cevaplarını ara sora sora

Sora Sora

Our path is not a path, but the Milky Way,
If one truly loves, they'll find time to say.
I, too, have worries, my mind is preoccupied,
Close the road, the captain of the sinking ship.
You're on the Bosphorus, in a mansion, with seagulls and cats.
You, you, you, you naughty ones,
Kuruçeşme below, Etiler above,
Three wrongs and one compliment.
There's a short-lived rainfall in my eyes,
If I wait, I believe someone will be there.
Not all of them are fakes, but they didn't commit suicide.
Snow fell in spring, uncle, knee-deep.
We're out when the moon rises, have we forsaken the sun?
We conceded one goal, the crowd thought it was three.
Anyway, we fell, but now I'm back on my feet.
A broken tooth, a single cane, Yener Aga stands tall.
It's not crowded, it's jam-packed here,
Fate is not a lottery, it doesn't draw lots.
I pose while standing, waiting patiently.
Seek your answers, ask about.
It's not crowded, it's jam-packed here,
Fate is not a lottery, it doesn't draw lots.
I pose while standing, waiting patiently.
Seek your answers, ask about.
Violence, not chewing gum, to children who are sold,
There's a midnight run, the entire avenue is athletic.
The store doesn't write it down, it gives it in advance.
Parking lots are full, park wherever you find space.
No invitation, if you want to enter.
Once upon a time, I fell in love, my insides burned.
I didn't smell it before they plucked the flower from its stem.
I became an ant, they became cicadas.
We wanted to secure our jobs,
We became corrupt when we were young, we sought work.
They asked for experiences, a lot of them.
Write on my resume: street vendor, street talk.
Yener Aga, from Izmir to Istanbul.
I went from bank to bank, all of Istanbul.
On a Taksim morning, eyes full,
Stars fell, the sky showed the way.
It's not crowded, it's jam-packed here,
Fate is not a lottery, it doesn't draw lots.
I pose while standing, waiting patiently.
Seek your answers, ask about.
It's not crowded, it's jam-packed here,
Fate is not a lottery, it doesn't draw lots.
I pose while standing, waiting patiently.
Seek your answers, ask about.