Paroles et traduction Yusuf Hayaloğlu - Bu Yıl Bu Dağların Karı Erimez

Bu Yıl Bu Dağların Karı Erimez

Bu yıl bu dağların karı erimez
Eser vadi saban yel bozuk bozul
Türkmen kalkıp yaylasına yürümez
Yıkılmış aşiret il bozuk bozuk
Kızılırmak gibi çağladım aktım
El vurdum göğsümün bendini yıktım
Gül yüzlü cerenin bağına çıktım
Girdim bahçasına ki gül bozuk bozuk
Girdim bahçasına ki gül bozuk bozuk
Elim tutmaz güllerini dermeye
Dilim tutmaz aslı halin sormaya
Dört cevabın manasını vermeye
Sazım düzen tutmaz tel bozuk bozuk
Pir Sultan′ım yaratıldım kul diye
Zalim Paşa elinden mi öl diye
Dostum beni ısmarlamış gel diye
Gideceğim gideceğim ama yol bozuk bozuk
Dostum beni ısmarlamış gel diye
Gideceğim gideceğim ama yol bozuk, bozuk, bozuk

The Snow on These Mountains Will Not Melt This Year

The snow on these mountains will not melt this year
The earth is frozen, the wind is cold and harsh
Turkmen will not go to their pastures
The tribes are destroyed, the land is disrupted
I have flowed like the KIzılırmak River
I have broken the bonds of my chest
I have entered the garden of the rose-faced doe
I have entered the garden where the rose is broken
I have entered the garden where the rose is broken
My hand cannot reach to pick its roses
My tongue cannot ask about your true condition
To give the meaning of the four answers
My saz cannot stay in tune, its strings are broken
My Pir Sultan, I was created as a servant
Should I die by the hand of the cruel Pasha?
My friend has invited me to come
I will go, I will go, but the road is broken
My friend has invited me to come
I will go, I will go, but the road is broken, broken, broken